"Hep bir uzaklık, hep bir uçurum kaldı aramızda..."
Sayfa 176Kitabı okuyor
Yaşarken
Baksan bir uzaklık var hangi yana,
Hangi eşyaya dönsen boş bir ayna;
Varmak istediğim uzak limana
Gemiler beni almadan kalkıyor…
Sayfa 86Kitabı okuyor
"Duygularımız hiçbir ifratı kabul etmez. Çok fazla gürültü bizi rahatsız eder; çok fazla ışık gözlerimizi kamaştırır, çok fazla yakınlık veya uzaklık görüşe engel olur. Lafı çok uzatmak veya çok kısa kesmek, söylenen sözün değerini azaltır. Çok fazla zevk, ıstırapla neticelenir"
"Uzun bir süre kimseyle konuşmadım; içime döndüm. Dünya ile arama uzaklık koydum. Dünya güzeldi, içim de güzel olsun istedim."
Aramızda çok bir uzaklık yoktu, bir bahçe duvarı, kapı, ahşap merdivenler, ama ulaşamıyordum ona; öpüşemiyordum; herkesin bildiği o esrarlı, tuhaf, inanılmaz ve rüya rüya kadar yabancı ve sihirli şey, o korkutucu ve en çekici şey o an ne kadar yakın ve ne kadar da uzaktı!
Uzaklık görece bir sözdür, günün birinde sıfıra inecektir.
Sayfa 140Kitabı okuyor
8. Her düşünce bir diğerini doygunlukları ve aralarındaki uzaklık ölçüsünde çeker.
Gittiği en büyük uzaklık evinden işi olanlara, ne aşk, ne özgürlük, ne barış anlatılabilirdi.
Vazgeçiyorsun…
''...
Kırk cümle kuruyorsun, ağzını açmadan vazgeçiyorsun.
İncinme değil bu, insana olan inancını yitirme. Yaranı evde bırakıp çıkıyorsun sokağa. Öyle bir uzaklık ki, şikayetin sularını çoktan geçtin. Hiçbir şeye öfke duymuyorsun. İnsan boylu boyunca bir hastalık. İnsan korku. İnsan yıkım. İhtiraslarının külü insan.
İnanmıyorsun artık. Anlamamak değil, inanmıyorsun! Can sıkıntısı değil, inanmıyorsun! Yaşamak korkusu değil, inanmıyorsun!''
Sosyal medya ve kişiselleştirilmiş arama motorları intemette dışarısının ortadan kaldırılmış olduğu mutlak bir yakın alan oluş-
turur. Burada insan yalnızca kendisi ve kendisi gibi olanlarla karşılaşır. Değişimi mümkün kılacak hiçbir olumsuzluk yoktur artık.
Bu dijital mahalle insana sadece hoşuna gideceği kesimlerini sunar dünyanın. Böylelikle de kamusal alanı, kamusal ve hatta eleştirel bilinci ortadan kaldırarak dünyayı özelleştirir. İnternet
mahrem bir alana, rahatlık ortamına dönüşür. Her türlü uzaklık-
tan arınmış yakınlık da şeffaflığın dışavurum biçimlerinden biridir.
giriş
"Fizyolojik kökenden uzaklık (ya da saflık) kuralına göre, toplumsal durum kişiler üzerinde ne kadar baskı yaparsa, toplumsal uyum talebi de o ölçüde bir fiziksel denetim talebiyle ifade edilme eğilimi gösterir."
Sayfa 39 - İthaki Yayınları, Çeviren: Yavuz AloganKitabı okuyor
Bundan sonuç çıkar: halkla hükümet arasında uzaklık ne kadar artarsa, vergilerde o ölçüde ağırlaşır. Bundan ötürü halk, demokrasilerde en hafif vergi yükü altındadır; aristokraside daha ağır, monarşide ise en ağır yükü taşır. Demek, monarşi yalnız çok varlıklı uluslara, aristokrasi varlık ve büyüklükçe orta halli devletlere, demokrasi de küçük ve yoksul devletlere elverişlidir.
Sayfa 75 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Hasan Ali Yücel Klasikler DizisiKitabı okudu
…
Çocuklar çoktan birer rüyasız uyku
Sığırcıklar puhu kuşlarına bıraktı yerini
İnce çılgalardan gidenler hâlâ uzaklık hevesi
Ey çocukluğun sonsuz baş dönmesi
Bir turna türküsüyle yazdım bu şiiri
…
