Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
232 syf.
7/10 puan verdi
Gerçek bir hayat hikayesi...
Cesur, çocukluktan ergenliğine dek babasının istismarına maruz kalmış bir çocuk. Bu yüzden okulunu bırakan, ruhundaki yaraların yönlendirdiği tercihleri yüzünden arkadaşlarınca hor görülen ve kendi hayatını kurtarmak için evden kaçan henüz 14 yaşında bir çocuk... . Her bölümde daha çok endişelendim. Cesur, tam adının insanı. Her ortama korkusuzca dahil olan, zeki ama kendini bulamamış bir birey. İlk aşk, ilk deneyimleri, ilk ayakları üzerinde duruşu... Hayatının her anında üzüldüğüm bir nokta hep oldu. Her seçime saygı duymak bir kenara, hayatı hep geriden yakalamaya çalışması kalbe dokunuyor. Yaşadıklarını aklım almıyor evet, ateş de düştüğü yeri yakar bilirim ama ah Cesur keşke kendin için daha güzel yollar seçseydin. . İsim yazmayacağım ama okurken hep Cesur'un tanıdığımız bir ünlü olduğunu düşündüm nedense. Üzücü ve dokunan bir hikaye. Ben bir öğretmen olarak, erkek çocuklarına olan istismarı tanımak adına okumayı tercih ettim..Çevrenizdeki çocukların farkında olmak adına bu konulu kitapların değerli olduğunu düşünüyorum.
Terzi
TerziAşkım Kapışmak · Sayfa6 Yayınları · 2013272 okunma
86 syf.
10/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Herkese selam 10/10 Hepimizin öyküleri var bu hayatta. Bazıları yaşadıkça yazılmaya bazıları ise yazdıkça yaşanmaya değer bulunan… #alıntı Karşınızda kalemiyle yeni tanıştığım ama kitabın daha önsözünde kendisine yardımcı olan öğretmeninin yazdığı giriş cümlesinde, dibine düştüğüm canım yazarım @saydamt (Tuğba Saydam) ‘ın kitabı Hiçlik ya da
Hiçlik ya da Her Şey
Hiçlik ya da Her ŞeyTuğba Saydam · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 2024135 okunma
Reklam
353 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Bir Dinazorun Anılarını yıllar önce okumuştum bu sene yeniden okumak istedim ve bitirdim ikinci okuyuşumda öncelikle şunu fark ettim direkt kendini ateşe atmadığını ama kendini direkt ateşe atan arkadaşlarının hep yanında olduğunu gördüm. Biraz üsten konuştuğunu ama gene de çabaladığını gördüm. Haliyle cumhuriyetin kurulduğu yılları gören bir insanın hele de yakından gören birinin çabalamadan duramayacağını anladım. Ve iyi ki de bu yılları görmediği içinde içten içe sevindim. Kesinlikle umudunu kaybederdi. Ve nasıl ki Aziz Nesin okurken bir gram değismemiş bu memleket derken Mina Urgan'ın 1960 -1980 arası anlattıklarını dinleyince de gene aynı cümleyi kurdum. Açıkcası benim hiç ama hiç umudum kalmadı. Bu memleket her daim kendine bir efendi belirleyip ilerleyecek diyebiliyorum. Çok üzücü ama gerçek....
Bir Dinozorun Anıları
Bir Dinozorun AnılarıMina Urgan · Yapı Kredi Yayınları · 202211,4bin okunma
208 syf.
5/10 puan verdi
Özgür Rosto, okulumuzun kütüphanesine gelen hediye kitaplardan biriydi. Dikkatimi çektiği için bir süre önce okumaya karar vermiştim. (Her zaman olduğu gibi içimden geldiği şekilde tazecik bir inceleme yazmayı istiyorum.) Öncelikle kitabın kahraman bakış açısıyla yazılması ve keyifli, akıcı bir anlatıma sahip olması çok güzeldi. İçerisinde farklı
Özgür Rosto
Özgür RostoYiğit Bener · Can Yayınları · 201414 okunma
·
Puan vermedi
Yazarın da dediği gibi, sonu en baştan mutsuz olan bu romanı okurken Mücella içimi parçaladı. Özellikle gerçek bir karakter olması ve amansız bekleyişi beni derinden üzdü. Eski Trabzon kadınlarının korumacılığı ve sertliğine sahip annesi Neyyire Hanım ile yaşadığı hayatı, baş harfini işlediği örtülerin boş kalan kısımlarıyla karayemiş ağaçlarının ötesine geçemezken bizi Trabzon'un eski zamanlarına, Cumhuriyet'in genç yıllarına götürüyor. Mahalleye gelen seyyar sinemaları, büyük kumaşçıları, dizili çeyizleri, dantelleri, kanaviçeleri, küçük radyoyu, nohut kahvesini hepsini bize yaşatıyor yazar. Kalemini bir kez daha sevdiriyor. Hikaye çok üzücü, durağan ama öyle güzel ve gerçek ki sayfaları çevirirken bir umut diyorsunuz. Neyi beklediğini bilmeden bekleyen Mücella'nın ellerini tutmak, geriye dönüp karayemiş ağacının ardına geçmesi için sırtından iteklemek istiyorsunuz. Hayatı gerçek yüzüyle bize anlatıyor Nazan Bekiroğlu. Bir iç çekişle bitirdim kitabı, hala hatırladıkça iç geçiririm. Nahif bir durak. Uzun bir soluk alıp, yolumuza devam etmeden önce bizi kendimize getiriyor.
Mücellâ
MücellâNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202110,1bin okunma
Galip Erdem:
Millî Birlik Şartı Hepimizin bildiği, yine de çoğumuzun unutur gördüğü bir gerçeği hatırlatmanın tam zamanıdır. Milletimizin düşmanları hem sayıca çoktur, hem de güçlüdürler. Nasıl bir dünyada yaşadığımızı düşünürken, aklımızdan hiç çıkmaması gerektiği hâlde , düşmanlarımızın varlığını ve gücünü hesaba katmıyor gibiyiz. Unuttuklarımız arasında,
Reklam
112 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
"Söyle ona, ben öleli çok oldu!"
》"Ve şimdi, yazmaya karar vermişsem bunun tek nedeni, kendimi gölgeme tanıtmak isteğimdir." Kitapta yer alan bu cümleyle anlaşılıyor ki insan, yalnızsa ve deliliğin eşiğindeyse son çare olarak gölgesine bile anlatabilir kendini, içini... 》Kitap, yüreğinde acılar hisseden, hem ruhsal hem de fiziksel olarak hasta olan bir adamın ağır,
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Ayrıntı Yayınları · 201628,4bin okunma
·
Puan vermedi
Değişirsek değişir
"İlkbahar gibi bir mevsimi olan bu dünya, üzerinde yaşamaya değer... Ne olursa olsun" Sahi nolursa olsun bu dünya yaşanmaya değer mi? Evet bence değer. Ama gerçek manada yaşamak. Bir yerlerde kaybolup gitmek ya da kendimizi bir yerlere kapatmak yaşamaya değmez bu yaşamak değildir. Baharı karşılayıp doğayı duymak, hissetmektir yaşamak. Allah'a gitmektir, insanların içine karismaktır... İçimizdeki şeytan dediğimiz şey ne şeytan bir şeyi bir kere söyler onu yapıp yapmaman bize kalır ama biz onun söylediğine kitlenirsek bu sefer nefis bunu tekrarlamaya başlar ve bir bakarız ki kaçtığımız şeyin içine düşmüşüz. Çok üzücü ama bir günah çok ileri gidilmedikçe yaşamak iyidir. Neden derseniz;çünkü daha büyük günahlardan kaçmamıza yardım edecektir. Tıpkı Ömer'in bulunduğu durum gibi küçük hatalarından kaçıp son noktayı gelmeseydi geleceğine farklı bakabilir miydi? Kendini bunca zaman istaf ettiğini idrak edebilir miydi? Zannetmem hep vazgeçeceğini söyleyip hep aynı noktaya geliyordu o son olay onun küçük günahlarının büyük mukafatı oldu. Son olarak şunu söyleyebilirim; Macide ve Ömer içlerinde ki sesi susturmayı değil de ortamı değiştirmeyi tercih etmiş olaydılar yine bir şeyler farklı olur muydu? İçimizdeki şeytan nefis her ne dersek biz nereye gidersek orada olacak ve biz değişmedikçe onlar da değişmeyecek. Kaçmak geride bırakmak değildir. Kaçmak sorunun büyümesini görmezden gelip içinde kaybolmaktır...
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019172,5bin okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
43 günde okudu
Sonunda Melih Yıldız'ın kitabını okudum:) Biraz zaman aldı okuması; çünkü ne yazık ki biyografilerden gerçekten etkileniyorum. Okuduğumuz yazıların bir kurgu olmadığını bilerek okumak bazen ciddi şekilde sıkıntı yaratabiliyor. Neden? Çünkü bir öykü gibi, hikâye gibi okuyup geçmek haksızlık oluyor, zira insan hayatları gerçek, bu
Aklın Uçurumunda
Aklın UçurumundaMelih Yıldız · Remzi Kitabevi · 202315 okunma
168 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Derin arkadaşlık
Panait Istrati
Panait Istrati
Arkadaş
Arkadaş
Bener
Bener
Bener
18 yaşına gelmiş ve boyacılık yapan Adrien'in ideal arkadaşlık arayışı ve kötümser Mikhail ("dışında kargaşa ve karanlıktan başka bir şey bulunmayan gerçek hayat yolunu" gören) ile karşılaşıp çabayla oluşturdukları derin arkadaşlığı anlatan bir uzun öykü. Yazarın kendisi de metinde araya girerek bu "kimseye zararı dokunmayan" tutkulu, "kör ve sağır" arkadaş sevgisini olumlar. Bu yapıtta Mikhail üzerinden rahat yaşamanın zıddı olan emek sömürüsü, adaletsizlik, sefalet ve acı, ama bu olumsuzluklardan kazanıldığını iddia ettiği samimiyet gibi bir değer var önümüzde. (Başka bir önemli değer de yine Mikhail'e göre saygınlık. Bunun zıddı ise kıskançlık.) Bu bağlamda, limanda ve biraz sonra başlayan sağanak yağmur altında Mikhail'i arayan Adrie ve diğer sevgili arkadaşı Samolya ile birlikte işçilerin kölece çalışma şartlarına tanık oluyoruz. Ayrıca yine aynı konuda Mikhail'in anlattığı veremli kadın işçi ve genç yaşta ölen oğlunu trajik öyküsünü ögreniyoruz. Bu eserde Japon-Rus savaşı bağlamında basın eleştirisi de var. Sonlara doğru üç arkadaşın boyamak için gittiği papaz evindeki "çapkın" papaz ve "kıskanç" karısının komik öyküsü ise yapıttaki üzücü öykülerin ardından bizi gülümsetiyor.
Arkadaş
ArkadaşPanait Istrati · Zeplin Kitap · 20191,558 okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.