310 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Yas
Kitabın arka yüzünde şöyle bir şey yazıyor "Bu kitabın asıl odağı ölümle gelen kayıp ve yas konusudur çok yoğun kötü duygular yaşayan kayıp yakınına ölümü kabul etmeyen iç dünyası ile ölüm gerçeğini dile getiren dış dünya arasında bir uzlaşmaya ihtiyacı vardır üzülmek, kederlenmek ağlamak ve acı hissetmek gibi yaşanan birçok duygu sayesinde yavaş yavaş bu uzlaşma sağlanır." Annemi çok kısa bir süre önce kaybettim kaybettikten sonra duygularım sel oldu aktı sanki, çocukluğumun gençliğimin tüm anıları gözümün önünden film şeridi gibi geçti. Duygusal zorlanmalar yaşadım bu süreçte ve bir gün karşıma bu kitap çıkıverdi. Önce kitabı okuyup okumamakta çok tereddüt etmiştim. Belki de duygularımı daha da depreştirir diye düşünmüştüm sonra tüm cesaretimi topladım ve başladım okumaya. Ben de inanılmaz bir rahatlama ve farkındalık sağladı bu kitap. Yaşadığım tüm bu duygusal gelgitlerin çok normal olduğunu,yaşadıgim kaybı kabullenmenin zaten çok zor bir süreç olduğunu ama bu süreçte nasıl düşünmem nasıl davranmam gerektiği konusunda bir rehber oldu. Gerçekten duygularımızın farkında olmamızı sağlayan bir kitap. Okunmalı okutulmalı. Sadece kayıp yaşayanlar için değil kayıp yaşayanların duygularını da anlayabilmek için. Bana iyi geldi umarım Sizlere de iyi gelir. Kitapla kalın efendim
Yeniden Bağlanmak
Yeniden BağlanmakTimur Harzadın · Kanon Kitap · 202182 okunma
Sen üzülmek için yaratılmışsın üzmek için değil
Reklam
Size ise üzülmek kalır; o geçici güzellik öyle çabuk, öyle geri dönülmez biçimde solup gitmiş, gözlerinizin önünde öyle al­datıcı biçimde, amaçsızca parlayıp sönmüştür ki... maalesef daha onu sevmeye bile vaktiniz olmamıştır...
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Kendin ve başkaları arasında seçime zorlanmak ne acı
Yavuz ailesinden istediği sevginin kölesi olmamış, kendini seçmişti. Hem de onların sevgisini istemesine rağmen, kendini sevmek uğruna onları karşısına almıştı. İki isteğinden birini seçmek değil miydi bu? Demek ki insan her zaman kendini seçmeliydi. Herkese karşı. O zaman ne hayal kırıklığı ne beklenti ne de başkasından sevgi dilenmek gerekmezdi değil mi? Yine üzülürdü belki üzülmesi gereken şeylere ama kendine yaptığı yatırımlar onu tutmaz mıydı ayakta? Hâlâ onların sevgisini beklemek bunun için üzülmek yerine onları bir noktada anladığımı hatırlayıp bunlara gülüp geçmeli miydim?
Sayfa 194Kitabı okudu
Beklemek... Of! İnsanın yaşamında sevinmek, öfkelenmek, üzülmek, nefret etmek gibi bir sürü duygu var, ama bunlar insanın yaşamını yalnızca yüzde 1'ini kaplıyor. Geri kalan yüzde 99'u ise sadece bekleyerek geçmiyor mu? Mutluluğun ayak seslerinin her an koridorlarda duyuluvereceği umuduyla, göğsüme eziliyormuş hissi ile beklesem de sonuç sıfır. Of, yaşam ne kadar zavallıca! Herkesin Keşke doğmaz olaydım diye düşündüğü bir gerçek. Üstelik her gün sabahtan akşama kadar boşu boşuna bir şeyler bekliyorlar. Çok zavallıca. İyi ki doğmuşum demek; hayatımı, insanları, dünyayı sevmek istiyorum.
İşlemekte olan sisteme direnmek söz konusuysa, üzülmek, düşünce üretmekten daha verimli bir hazırlık sayılabilir mi? 
Sayfa 181Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.