Okuduğum kitapları puanla ya da iyi kötü ölçütleri ile değerlendiremiyorum. Bende bıraktığı duyguları ve altını çizdiğim onlarca cümleyi paylaşmam da imkansız gibi.. #buketuzuner milli bilinci ele alırken güzel bir tarihsel kurgu yaratmış. Dili çok akıcı. Duvara asmalık tespitleri ve akışa yönelik felsefeleri var.
Eğitimci biri olarak öğrencilere okutulması gerektiğini düşünüyorum
Çanakkale Savaşları’nda ölen büyük dedesinin kayıp mezarını aramak için Gelibolu’ya gelen Yeni Zelandalı genç bir kadın…
İngilizler tarafından binbir vaat ile kandırılarak ülkelerinden alınan binlerce gencin Anzak’a getirilmesi..
Vatanını müdafaa için mücadele eden askerlerimiz..
Bir Yeni Zellandalı asker ve İstanbullu askerin kaderinin destansı bir hikayeye dönüşmek üzere yollarının kesişmesi..
Bir isim ve iki hayat..
Aynı adam aynı savaşta iki düşman ülkede savaş kahramanı olur mu?
“İşte savaş buydu!
Oyun veya şaka değildi, savaş: Ölmek ya da öldürmekti.
Çirkindi, mantıksızdı, ilkeldi.”
“Gelecekte tarihçiler bu harp hakkında ne yazacaklar bilemem, ama Çanakkale muharebelerinin Türklerin bir nefs-i müdafaa mücadelesi olduğu kadar, kardeşlerini artık körü körüne sadece Müslümanlık bağlarına dayanarak seçmemeleri gerektiğinin de kanlı bir hikayesi olduğu kesindir. Benim arzum, bu milletin çektiği çilelerin, Çanakkale de pek çetin şartlar altında geçen bu muharebelerin gelecekteki Türk gençliğine ibret olmasıdır. Yoksa yazık olur! Çok yazık olur.”
“Bir savaşın en berbat tarafı hayatlardan çok, yaşayanların umutlarını yok etmesidir.”