Ha bu arada gelmemin en büyük sebeblerinden bir tanesi https://1000kitap.com/agassy bu çocuk. 11yaşında ama hiç inanmıyorum 11 olduğuna aq ben 11 yaşındayken yeni gerizekiyalı mal gibi küfürleri yeni öğremistim hiç bu çocuğa bak bide utanmadan engelimis beni sanki ne yaptık. Birisi bunla ilgili itiraf attı yazdım çocuk diyor bana acıdığın için böyle şeyler yapmana gerek yoktu aq seni tanımıyorum bile birde dedim biraz dalga geçeyim sinirliydim zaten velet falan dedim dalgasına yanlış anlayıp engelemiş söyleseydi demezdim ne bileyim yanlış anladığını yani uzun lafın kısası hesaba girincede anlayacaksınız bildirin bu veleti
İlk saatimi yedinci yaşımda aldılar bana. Öyle çok da heyecan duymadım. Hoşuma gitmiş gibi sansınlar diye "ooo çok güzelmiş" dedim. Yaşı benden büyük olanlar "ne mutlu sana" dediler. ‘’Bu yaşta bir saatin var.’’ Oysa hiç sevmemiştim saati. Zaman sayacak yaşta değildim ben, zaman kovalayacak yaştaydım sokaklarda. Saat kaç kimin umurunda? Birkaç günün ardından takmamaya başladım saati. Alışamadım kolumda hissettiğim ağırlığına. Sanki koşmamı engelliyor gibiydi. O yaşımda anlamıştım, benim bir saate ihtiyacım yoktu. Benim bir topa ihtiyacım vardı saatten daha çok. Zaman kavramı oyun kavramını kısıtlıyordu aklımda. Korkuyordum. Uzun lafın kısası, çocuklara sorun, mutlu olacakları hediyeler alın. Zaman acımıyor yaşayabileceğimiz anlara. Çünkü ölmeden de bitebiliyor çocukluk!
Fatih Pala
Fatih Pala
Reklam
Polat Alemdar derin devleti tehlikeye atmıştır....
Polat’ın 6 Babayı öldürmekte haksız olması ; özellikle bu olay polat alemdar'ın gerçek yüzü açısından dönüm noktasıdır. nedenlerine birazdan değineceğim. olay gecesi freud fethi, faris sarıyayla, üstün kısa, demir görkemli, gibi dört baba yargısız infaz edilmiş, ayrıca kürt bedo ve cerrahpaşalı halit kısa bir konuşmanın ardından haksız yere
Cortazar’ın İşe Yarar Filminde bahsi geçen Bir Sarı Çiçek öyküsü
işe yarar bir şey filminde bahsi geçen julio cortazar öyküsü. tamamı şöyledir; ölümsüzüz; biliyorum şakaya benziyor bu söylediğim. biliyorum, çünkü kuralın istisnasını tanıdım, var olan tek ölümlüyü biliyorum. rue carbronne'da bir barda bana öyküsünü anlattı; gerçeği anlatmaktan rahatsız olmayacak kadar içkiliydi, oysa barmen (barın sahibiydi
Uzun lafın kısası ...
Gerçek bir sevginin, gerçek bir dostluğun peşinden koşmakla geçti ömrüm. Kalbimi hiç tereddüt etmeden avuçlarına bıraktım insanların. Hep gerçekten gülümsedim, acıları ile beraber konaklayıp, zaferlerini aynı çoşku ile karşıladım. Şiirlerim gerçekti. Şimdi hiç hareket etmeden oturup geçip giden zamanın aleyhinde atıp tutuyorum. Bu bendim. Ben
Ulan biz çocukken mahalle arası sokak kavgalarımızda Farkında olmadan Cenevre savaş ahlâkını uygulardık Belki bunu telafuz edebilecek edebi bir dilimiz yoktu ama Racon denildiğinde akan sular dururdu Yılan değil su içmeye soframızda otururdu Âlem o denli kaliteliydi Şimdilerde göt görmekten kendimizi ovalara Ağaç gölgelerine vurduk Uzun lafın kısası âlem göt oldu.
Reklam