Aslı gibi
@uzuncumle
Sınıf öğretmeni
Tarsus
4 okur puanı
Ekim 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Çırpınarak sevdiğinizi söyleyip duran ve bu sözleri tek başlatan tarafsanız, amacınız karşı tarafı mutlu etmek değildir. Amacınız mutlu edilmek, çırpınışlarınız arasında boğulmak istemeyişinizdir. Çekip çıkarılma ihtiyacınızdır. Yani benim yaşadığım buymuş. Bunu şimdi fark edebiliyorum. Bunu boğulmadığımı, kendimi suya bıraktığımda kendiliğinden her şeyin düzeldiğini görüp tek başıma yüzebildiğimi fark ettiğim şu sıralarda anlıyorum.
An
"Dur ve anda kal" diyenler günün birinde, geçmiş bir zaman aralığında anda kalmamış olanlar değil midir? Düşünmediğin, fark etmediğin bir konu hakkinda söz de söyleyemezsin. Onun için rahatlaaaa sen de günün birinde insanlara bayat önerilerde bulunacaksin ve onlar da belki de içinden çıkılmaz şeyler yaşadıklarını sanıyor olacaklar.
Okur Takip Önerileri
İyileşmek ve durumu iyileştirmek için çözüm aramaktan vazgeçmeyen insanlara sırf arada bir bocaliyorlar diye haksızlık etmeyin.
Hayat bu kadar kısa ve her şey birden anlamsızlaşabilirken kendimden ve senden özür diliyorum.
Şu sıralar dalgası bol bir gece deniziyiz, sabahı bekleyip sütlimanlığımızın tadını kim çıkaracak görelim bakalım. Hadi bakimmm sanatsal olmayan bir ileti ama güzel benzetme yaptım. Şöyle bi 6 ay için takdir görür benden
Bir tavsiye: Sevdiklerinizle iletişim kurarken karşınızdaki kisi 1 saat sonra ölecekmiş gibi konuşun. Yani demek istediğim geri dönülmez ve telafisi olmaz bir tavırla konuşun. Belki o zaman elinizde sadece yaşamaya değer güzel duyguları paylaşma isteği kalır.
İnsan kendini var oluş şekliyle ve hayattaki rolüyle yuceltmeli. Bu bir hamam böceği için de geçerlidir bir anne için de bir plastik poşet için de. belki yuceltmeyi sadece insan başarır ama en az da o bulunduğu konumu yuceltmekten ve değerini bilmekten aciz olandır. Sen değerlisin yeter ki doğru yaşamasını bil. Bazen kendimizi enerjisi düşük biri olarak görürüz ve enerjisi yüksek insanları yuceltiriz, kendimizi olduğumuz gibi kabul edelim ve kendimizi enerjisi düşük birj değil sürekli enerjik biri olmayan olarak tanimlayabilelim. İnsan duyguları değişken ve istediğinde tüm duyguları herkes kadar deneyimleyebilen bir varlıktır. Kendi kişiliğimizi hakkıyla sergilemek; o enerjisi sürekli yüksek olmayan insanın, eger bulunduğu ruh halinde hayatın farklı tatlarini görebilirse, sürekli enerjisi yüksek insanın dünyadan aldığı hazzın aynisini ve hatta daha fazlasını yaşatabilecegini görebilmesidir. İste o zaman yaşamdaki yerini bulmuş olur insan.
Yazmak insana yazma yolunda keşfetme imkanı sunar.
Kendini bulmaya başladığında hayatından bazı insanlar çıkacaktır. Hayat muhteşem bir düzene sahip.
Bazı şeyleri kanıtlamak için bazı savaşlardan galip çıkmak lazım. İşgal edilmiş bir yurdun mücadeleler sonucunda bir kez daha kime ait olduğunun kanitlanmasi gibi. Duygular hisler de öyle. Güçlü ve sağlıklı bir ruh sağlığı için nifak düşüncelerce işgal edilen topraklar verdiği mücadelelerle kanıtlamalı o ruhun güce ve sağlığa ait olduğunu. Üstelik bu vatanı daha güçlü bağlarla bağladığı gibi ruhu da daha güçlü bağlarla bağlar, sarsılması zorlaşır, düşmanlar, nifak düşünceler eski gücünü bulamaz hale gelir. Yine bir söz de doğrulanır böylece. Düştüğümüz yerden daha güçlü kalkarız.
Ölüm, tüm duyguların, olguların, olayların, düşüncelerin üstünde.
Her yeni kitapta gözümün önüne bir manzara gelir. Her kitap için tek bir manzara. Bazen evimin yakınındaki bir ara sokak, bazen önünden geçip gittiğim bir evin bahçesi, bazen bir yol, bazen de sadece misafiri olduğum bir evin köşesi. Kitap ne anlatırsa anlatsın zihnim o görüntüyle birleştirir okumalarımı. Ne alaka ya dedirten bu manzaralar o kitabı yıllar sonra aldığımda da aklimdadir. Diğer taraftan gözümde canlanan yeri canlı canlı gördüğüm zaman durup düşünürüm, bu hangi kitabın manzarasiydi diye. Hangi karakterleri anlatiyor bu manzara derim. Bunun verdiği zevkin peşimi bırakmaması dileğiyle.