Monsieur Teste bir deli mi? Yoksa bir dâhi mi? Hızlı ve yüksek sesle konuşan, çevresiyle uyumsuz, aykırı bir karakter. Belirgin hiç bir özelliği yok dıştan bakınca. Ama onunla konuşmaya başladığınızda karşınızda delilik sınırlarında gezinen bir dâhi durduğunu anlıyorsunuz.
Yönetim, siyaset, demokrasi, insan, hayat, bilim, felsefe, din, varoluş, ölüm, ekonomi ve aklınıza gelebilecek daha pek çok konuda fikirleri var. Onu ilk önce dışarıdan birisinin anlatımından takip ediyoruz. Daha sonra eşinin yazdığı mektupla ondan yeni haberler alıyoruz. Sonrasında Teste'nin, bir nevi seyir defterini ve bir mektubunu okuyoruz. Sonra yine ilk anlatıcıya dönüp daha farklı yönlerini görüyoruz.
Klasik bir roman yok karşımızda, hatta bir roman bile diyemeyiz, bambaşka bir tarzı var kitabın. Herhangi bir türe dahil edilemeyecek kadar muğlak.
ben kendimi her zaman iyi yargıladığıma inanıyorum. Kendimi çok az gözden kaçırdım; kendimden nefret ettim, kendime hayran oldum sonra, birlikte yaşlandık
André Gide, eline kalemi aldığı günden beri süssüz ve çıplak cümle taraftarıdır. Fakat onun bu sadelik prensibi, salim bir düşünüşün, lüzum gösterdiği ve müsaade ettiği yerlerde cümlelerine biraz renk ve biraz gölge düşürmesine mani olmamıştır. Hiç şüphe yok ki, bu renklilik ve abu boşluk, ancak masif bir sadeliği olan kütleli ve güneşli bir yazıya yaraşıyor. Bunun için yazıda sadelik ve açıklık taraftarları, pek haklı olarak, Boileau'nun, ancak iyi düşünülen şeyin açık yazılabileceğini anlatan meşhur sözünü tekrarlarlar. Bir zamanlar karanlık bir ibareye sahip olmakla itham edilen şair Paul Valery bile süslü ve çapraşık bir ifadenin aleyhindedir: "Bazan bir üslûbu süslemek icap etse bile, diyor, bu işi ancak net ve çıplak bir üslüp sahibi muharrirler iyi yapabilirler."
Temiz şeyler düşündük, tertemiz;
Uzun yollar boyunca, beraber;
Eli elimde, yan yana, sessiz;
Çevremizde karanlık çiçekler.
Yapayalnız, kırda, yeşil gecede;
Yürüyorduk, nişanlılar gibi;
Gökte ay, masaldaki bir meyve;
Bölüştük o sihirli meyveyi.
Ve öldük yosunlar üzerinde,
Uzakta, yalnız, o mırıltılı,
O dost ormanın gölgelerinde.
Sonra gökte, nurlarla sarılı,
Buldum seni, yaş dolu gözlerim,
Sevgili sükut yoldaşım benim...
Çeviri: Orhan Veli
Paul Valery
Cesaretin var mı sözlerini ve yazdıklarını tartıp ölçmeye? Mürekkebin var mı; neden durakladın? Valery, "Her şey bir duraklama ile başlar," diyor, demek başladın.