"Tam zamanında sahneden çekilmesini kaç kişi becerebilmiştir? Yani yükselişin aydınlık havası ile inişin karanlık havasının tam ortasında, sevildikleri, saygı gördükleri bir sırada! Ölümü güzel yapmak, işte en büyük sanat budur."
Bunu söyledikten sonra yazar, cebinden çıkardığı bir tabancayla hayatına son verir.
"Unutma ki aşk, aslında üstünlük için yapılan bir çarpışmadan başka bir şey değildir. Aşkın istediği bir yenilenle bir de yenendir. Savaşa tutuşanlardan her ikisinin aynı derecede kuvvetli oldukları durumlara pek seyrek rastlanır. Bunlar ya hiçbir türlü savaşa son vermezler ya da karşılıklı birbirlerini yok ederler."
"Aşk, aşıkların günün ışığından korkarak gizledikleri, karanlıkta taşıdıkları bir sırdan başka nedir ki? Sır, sır olmaktan çıktıktan sonra, aşk tıpkı ışığa tutulmuş bir fotoğraf klişesi gibi, sararır gider."
Yalnız, evet, hafif bir müzik, bir Valse de Chopin,* sade piyanoda, fakat kendisi çalmasın, bir divana uzansın, gözlerini yumsun, hiç biri bilinen yerlere ve insanlara ait olmayan hayallerin uzaklığı ve bulanıklığı içinde onu dinlesin.
.
-O sırada aldığım yara yavaş yavaş kapandı ve acısını kendimce dindirebildim.
-Fakat emin misin? Yalnızca yüzeyde kapanmış gibi görünüyor olabilir. İçeride hala sessizce kanıyordur belki de.
Çeçenler, Mürit savaşlarında son derece önemli bir rol oynayacaktı. Bu güzel, cesur ve hür halk, Şamil'in ordusunun göz bebeğiydi. Bereketli vadilerinde bol miktarda büyükbaş hayvan, meyve, tahıl ve ağaç yetiştirirlerdi. Köklerine dair pek bir iz taşımıyorlardı. Bölgeyi fetheden Araplar, Çeçenlerin efsane ve tarihlerinin yerine
"Yalnız, evet, hafif bir müzik, bir Valse de Chopin, sade piyanoda fakat kendisi çalmasın, bir divana uzansın, gözlerini yumsun, hiç biri bilinen yerlere ve insanlara ait olmayan hayallerin uzaklığı ve bulanıklığı içinde onu dinlesin."
Zorlu şartlar altında yaşayan Rus askerlerin kafasını dağıtması için yapmasına izin verilen hatta teşvik edilen bazı eğlenceler vardı. Mesela zevkine düşkün biri, garnizon karargahındaki odasının zeminini şampanyayla yıkatmış. Bir başkası, borazancıdan kendisini sabah saat altıda kaldırmasını istemiş. Sonra tekrar yatıp normal kalkış saati olan
Çok güzel bir ülke, bir bolluk ülkesi varmış, öyle derler, o ülkeyi eski bir dostla görmeyi kuruyorum. Bizim Kuzey’in sislerine gömülmüş, eşsiz bir ülke, Batı’nın Doğu’su, Avrupa’nın Çin’i denilebilecek bir ülke, sıcak ve çılgın düş gücü öylesine işlemiş orayı, ustalıkla yetiştirilmiş güzelim bitkileriyle öylesine sabırla, inatla süslemiş.
Gerçek
Ama bir kent, insanın yapısına anında uyum gösteriyorsa, "Gel, gel," diyorsa iş değişiyor. Venedik'e uzun bir süre ayırmak gerek. Hatta yalnızca gidiş bileti almak. Paris'te son tangoya, Viyana 'da son valse yetiştikten sonra Venedik'te son ölüme koşmak...