"Güney'in hikayeleri," diye devam etti Gollum yine, "parlak göslü usun boylu insanlar, onların taştan, dağ gibi olan evleri, Krallarının gümüş tacı ve Ak Ağaç: Ne mükemmel hikayelerdi. Çok yükssek kuleler inşa etmişlerdi ve bunlardan bir tanesi gümüşsü beyasdı ve bunun içinde aya benseyen bir taş vardı ve bunun etrafında da kocaman beyass duvarlar. Evet, evet, Ay Kulesi hakkında bir sürü hikayeler vardı." "Bu Elendil'in oğlu Îsildur'un inşa ettirmiş olduğu Minas Îthil olmalı," dedi Frodo. "Düşman'ın parmağını kesen Îsildur idi." 'Evet, O'nun Kara Eli'nde sadece dört parmak var ama o da yetiyor," dedi Gollum titreyerek. "Ve Îsildur'un şehrinden nefret ediyordu." "Nefret etmediği ne var ki?" dedi Frodo. "Ama Ay Kulesi'nin bizimle ilgisi ne?" "Şimdi beyim eskiden de vardı bu kule, hala da var: O yükssek kule, beyas evler ve sur; ama artık hoş değil, güsel değil. Çok önceleri ele geçirmiş burayı. Artık çok korkunç bir yer. Yolcular orayı görünce titriyorlar ve görmemek için hemen uzaklaşıyorlar, gölgesinden sakınıyorlar. Ama bey o tarafa doğru gitmek sorunda kalacak. Bundan başka tek yol orası. Çünkü dağlar orada daha alçak ve eski yollar sonunda tepedeki bir geçide gelinceye kadar dağlara tırmanıyor da tırmanıyor; sonra yeniden iniyor, iniyor Gorgoroth'a." Sesi alçalarak bir fısıltıya dönüştü ve Ürpererek titredi.
17 Fakr: Tam olarak kendi "yok"luğunu yaşama hali! Vehim fitnesinden kurtulup kendini Hak'tan ayn bir varlık zannetmekten annmak, ÖZ'ünde var olan Allah'ı görüp "ben"lik belasından kurtulmak! Emaneti sahibine teslim edip izafi benliğin gerçekte hiçbir zaman varolmamış olduğunu idrak etmek.
Reklam
dedin ki,eğer alnımıza yazılmışsa,kader kovuşturur yine bizi.gerçekten o kadar safmısın diye düşündüm bir an.inanıyormuydun sahiden kaderin cilvesine? sanki gökyüzünde oturup bize bakıyormuş,sanki beş parmağı varmış da piyon gibi sürüyormuş bizi.sanki bizim seçimlerimiz değilmiş gibi.kim öğretti sana bunu,söyle.kim kandırdı seni? sana bir kalp verilmiş,bir de akıl ama sen değilsin kullanacaq olan.kendi eğlemlerin değil başına gelecekleri belirleyen.avaz avaz haykırasım var;her şey bizim elimizde,oysa susmuş oturuyorum.titrek dudaklarımla gülümsüyorum,düşünceli.ne hazin değil mi? sen her şeyi böyle apaçık görürken karşındakinin görmemesi.
Antropolojik Açıklama:
Depresyonla ilgili antropolojik açıklama, depresyonla ilişkili duygu ve stratejilerin insanın yapısında var olan özellikler olduğu yönündedir. Antropolojik bakış açısı, depresyonun normalde insanlık tarihinde elverişsiz koşullara ve kayıplara uyum sağlama stratejisi olup günümüzde ise uygun olmayan bağlamlarda ortaya çıkarak bir sorun hâline geldiğini öne sürer.
Sayfa 65 - İkinci Bölüm - Depresyon Neden Olur?Kitabı okuyor
«Başkalarına ulaşmanın en kestirme yolu önce kendine ulaşmaktır. İnsan olarak hayatta hep sonuçlar görüyoruz. Hâlbuki bu sonuca neden olan bir davranış var. Bu davranışın arkasında bir bilgi var. Bilginin arkasında bir niyet var. O niyetin arkasında da bir meta niyet var. Yani bir insana ulaşmak istiyorsan sonuçla, davranışla, bilgiyle değil; niyetle ilgileneceksin.»
Sayfa 263
"Pippin nefesini tutarak daha yatana ilerledi, adım adım. Sonunda diz çöktü. Elini sinsi sinsi uzatıp yavaşça o tümseği kaldırdı: Pek öyle beklediği kadar ağır değildi. "Belki de sadece bir iki parça bir şeyini koyduğu bir çıkındır," diye düşündü garip bir rahatlama hissiyle; ama çıkını bir daha yerine bırakmadı. Bir süre onu sıkı
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.