Çox gedənlər var, ənn gedənlər, hər kəs yarım qalır məndə
✿๑♬ Yanımda olsaydın, səni hiss etsəydim, naif ruhuna toxuna bilsəydi ruhum əvvəlkitək, heç nə bu qədər incitməzdi, ana ... Mənim Sibylle'im bu gecə daha çox sənsən, daha da səni xatırladır, çox ağrıyıram, düzəlmirəm, olmur sənsiz, günü-gündən daha çox bəsitləşirəm ... Gözləyirəm səni, bu gecə də, gəl, öyrət o yarım qalmış notları mənə, o xəyali
Nitekim bankacı model, örneğin yetişkinlerin eğitiminde, öğrencileri asla gerçekliği eleştirel değerlendirmeye hazırlamayacaktır. Bunun yerine örneğin Roger'in otları keçiye verip vermediği gibi hayati sorunlarla uğraşacak ve Roger'in yeşil otları, tam tersine tavşana vermiş olduğu saptamasında ısrar edecektir. Bankacı yaklaşımın"insancıllığı" , insanları otomatlara çevirme çabasını maskeler-bu da insanların doğaları uyarınca daha yetkin insan olma biçimindeki var-lıksal yetisinin inkarıdır.
İstediğiniz kadar oyalanıp çevrenize bakının, sonunda evin çatısı yine de gözüküyordu. Tepede ilk pencere, gözlerini üzerinize dikiyor, orada ola ki birisi duruyordu. İçlerinde bütün gün bekleyip büyümüş köpekler, fidanların arasından gürültüyle fırlıyorlardı ve siz toparlanıp onların istediği oluyordunuz. Ve gerisini ev tamamlıyordu. Dolgun
Davranışın bencilce kar-zarar hesabı gözetilerek yapılması değerlerin
göz ardı edilmesi anlamına gelir ki bu takdirde o davranışın ahlaki olduğu söylenemez. Çünkü salt çıkarcı davranuşta bulunan kişi, o davraşı ahlaken doğru/iyi olduğu için değil de kendi kişisel çıkarına uygun gördüğü için yapar; getireceği çıkar ortadan kalktığı zaman da söz konusu davranışta bulunmaktan vazgeçebilir. Mesela müşterisinin artmasına katkısı olur hesabıyla insanlara kibar davranan bir esnaf, bu tür davranışın hesap ettiği müşteri artışına hizmet etmediğini anladığında kibarlıktan vazgeçebilir: Aynı şekilde kariyer gelişiminde kendisine yardımcı olur düşüncesiyle amirine saygılı görünen bir kişi de, hedeflediği yere ulaştığında eski saygılı davranışlarını terk edebilir: Oysa
ahlaki değeri olan davranış, bu tür çıkar hesaplamalarına göre yerine
getirilen davranış değildir. Kibar veya saygılı olma, insanın bir varoluş
biçimi veya şahsiyeti haline gelince, o insan herhangi bir çıkar hesabına girmeksizin her durumda kibar ve saygılı davranır.
İnsan türü, en yüce erdemlerle en aşağılık alçaklıkların arasındaki geniş düzlüklerde konumlandırmıştır varoluşunu. Her birimiz yüceliklerle alçaklıkların bazen çok uzağında bazen de çok yakınında bir yerlerde dururuz.
Toplum bir deniz gibidir; yüzeyindeki sandalı içine almak ister. Toplum deniz ise birey "deniz suyundan oluşan, buzdan oyulmuş bir sandal"dır. Bir birey, "toplumuna kapılmak" istemiyorsa, içinde biriken suyu her gün tahliye etmelidir.