Egemenler ile alt tabaka ilişkisi tarih boyunca bir zorunluluktu.Çünkü egemenlerin hem hizmetlerini görecek (köle,işçi,memur vs.) hem de onlar adına savaşacak insanlara ihtiyaçları vardı. Wendy Brown; bu zorunlu ilişkinin sonuna geldik; zenginlerin çalıştırmak ya da savaştırmak için fakirlere ihtiyacı yok.Artık onların yapay zekalı robotları var diyor.
Çok aşığı var İstanbul'un. Paris ve New York gibi. Çok bağımlısı var... Eski, yeni. Binalar, yokuşlar. Hiçbir şey ifade etmiyorlar bana. Hatıralarım beynimde benim. Betonun üstünde ya da ahşap bir evin avlusunda değil! Tek tavan gökyüzüdür. Gerisi her yerde aynı. İnşaatlarında kullanılacak demir çubukların kalınlığı aynı olduktan sonra binalara âşık olmanın pek bir yararı yok. Şehirler, hele İstanbul gibi ölçüsüzce büyük olanlar, hayvanat bahçesinden farksız. Üstadın dediği gibi: "Kaldırımlar güzel. Ama bir de üzerinde yürüyen şu insanlar olmasa!"
Sayfa 209 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Bursa'daydık. Bir akraba ziyareti için ara sokaklardan geçiyorduk, koşup oynarken eliyle mütemadiyen istavroz çıkaran 8-9 yaşlarında bir erkek çocuk gördüm. Yaptığı hareketin mânasını sordum, ne olduğunu bilmiyordu. "Amca, hani filmlerde var ya!" dedi. Anlaşılıyordu ki müslüman çocuğu idi ama gördüğü bir filmden etkilenmiş, beğendiği artistin hareketini ve jestini taklit yoluyla yapıyordu. Bu, şüphesiz ki tek ve münferit bir vak'a değildi. Sezdirmeden, en gizli metotları kullanarak yapılan Hıristiyanlık propagandaları beni endişelendirdi. O halde yaşadığınız muhiti, mensup olduğunuz cemiyeti dikkatle inceleyiniz, etrafınızda cereyan eden hadiseleri iyi değerlendiriniz sevgili okuyucular! Asil gençliğimiz bozulmaya, milletimiz güçlü mânevi kaynaklarından mahrum edilmeye çalışılıyor. Sizler mesuliyet fikrine sahip olur, cemi- yetinize karşı vazifelerinizi idrak eder, şevkle ve onurla çalışırsanız Allah'ın izniyle başarıya ulaşırsınız; çünkü halkımızın mayası müsaittir, aslı bozulmamıştır. Eğer lakayt ve tembel durursanız; sinsi düşmanlar, güçlü gizli teşkilatları ve geniş propaganda imkânlarıyla mâneviyatımızı tahrip eder, ülkemizi ele geçirir; milletimizi köle haline getirirler. Dünyamız da âhiretimiz de mahvolur.
Sayfa 81 - Server YayınlarıKitabı okuyor
Bugün varoluşumuzla doğrudan bağlantılı nedenler yüzünden psikolojiye gereksinimimiz var. İnsanı hiç tanımadığımız ya da yarım yamalak ve çarpık bir resminden yola çıktığımız için Nazizm ve Bolşevizm olgularına şaşırıp akıl erdiremiyoruz. Kendimizi yeterince tanısaydık böyle olmazdı. Ürkünç kötülük sorunuyla yüz yüzeyiz. Oysa onunla savaşabilmek bir yana karşımızda neyin olduğunu bile bilmiyoruz.
Cahillik ayrı, bilgisizlik ayrı ve insanlık ayrı diye biliyordum
Bilgisiz ve cahil bırakılmış bir halkın nasıl kolaylıkla şartlandırılabileceği ve yönlendirilebileceğini gözler önüne sermesi bakımından bu olayın tarihi önemi büyüktür... Ve her toplumun; kuşkusuz bizlerin de bundan çıkartması gereken çok büyük dersler vardır. Suçlu aramaksa mesele bunun ortaya çıkartılması oldukça güçtür... Ne dersiniz, bu kadar
“İyi” ve “kötü” nün göreceli olması, her ikisinin de geçersiz olduğu ya da var olmadığı anlamına gelmez. Ahlaksal yargılama her zaman vardır ve beraberinde tipik psikolojik sonuçlarını getirir.
Reklam
Kelebeği Öldürmek
Nietzsche'nin bir sözü var: "Unutan İyileşir" Dünyanın böyle döndüğünü sanmıyorum. Üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin, gözün gördüğünü aklın unutması mantıklı gelmiyor bana. Unuttum diyen; eşyalarla dolu karanlık bir odada, her şeyin üzerine kapkara bir örtü örtse mesela; hiç yokmuş gibi onların üzerinden yürüyebilir mi? Görmezden gelebilir,evet, yok sayabilir belki ama inkâr edemez . O anılar yaşandı Sen oradaydın O duyguları hissettin Şimdi göğsünden söküp atamazsın öylece. Geçmiş bir kıyafet değil; istediğinde giyip istemediğinde çıkaramazsın. Ama ya o karanlık odada, her şeyin üzerinde bir örtü olduğunu bilmiyor, adım dahi atmıyorsan ve hiç atmadıysan içeri; bir gölün dibine çökmüş geçmişini hatırlayabilir misin?
Sayfa 7
' Tıbba hiç itibar etmeyen Piskopos bol keseden sallıyor: "Bilginleri gereksiz, tehlikeli araştırmalar yapmaya, sadece Tanrı'ya ait alanları araştırmak istemeye iten şey marazi bir me­raktır. Her türlü bilginin iyi olduğunu söyleyen Aristoteles' in gö­rüşüne itirazım var. Kavramayı istemek Tanrı'nın alanına küfür niteliğinde bir saldırıdır!" '
Sayfa 23 - Sel YayıncılıkKitabı okuyor
Savaş illaki çıkacak. Her zaman, mutlaka çıkar. Yok demekle yok olmaz. Yokmuş gibi görünse de vardır. İnsan denen varlık var ya, yüreğinin derinliklerinde birbirini öldürmeyi sever. Ve öldürmekten bitap düşene dek birbirlerini öldürürler. Öldürmekten yorulunca biraz dinlenirler. Sonra yine başlarlar öldürmeye. Hep böyledir.
Sayfa 118 - DKKitabı okuyor
Kısa bir ömür pek çok şeyin ortak ka­deridir, fakat sen ebediyen var olacakmış gibi ya her şeyden kaçıyorsun ya da her şeyi kovalıyorsun.
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.