Kabe'nin aslında Suudi Arabistan'da değil de, Petra'da olabileceği ihtimali hiç aklınıza geldi mi? Bir düşünün bakalım; Allah onu sırlayarak, içinde içki alemlerinden tut, her türlü pislik ve fuhuşiyatın yapıldığı yüzlerce katlı lüks otellerin arasında kaybolmaktan ve bu kadar necis ve pis ayakların altında ezilmekten gizlemiş olmasın? Bunun bir de YouTube'da bir buçuk saatlik bir belgeseli var. Oradan bir bakın bakalım, bundan 1200 ila1400 yıl önceki yüzlerce caminin temeli ve mihrapları Mekke'ye mi bakıyor yoksa Petra'ya mı? Bir de şunlara da dikkat edin, hadislerde geçen yaşanmışlıklarda bahsi geçen coğrafya tariflerin hiçbirinde ne Mekke'nin ne de Kabe'nin bulunduğu coğrafya ile örtüşmüyor. Ama petra'da bu durumlar birebir kusursuz örtüşüyor. Ben burada sadece birkaç örnek verdim, ama o kadar ince ayrıntılar var ki ağzınız açık kalacak. Hemen linç etmenize gerek yok. Ben "İlle bu böyledir" demiyorum. Ama şüphe ve araştırma Allah'ın ve onun peygamberinin özellikle emrettiklerindendir. Ayrıca salak yerine konmaya da hiç gerek yok.
SIFIRDAN GERİ SAYMAK
Bilmemiz gerek... Bizim işimiz bu dostum, kuş uçmalı, balık yüzmeli, biz de yazmalıyız." "Baksanıza, Elon Musk dünyanın en zengin insanı ya... 400 milyar doları var..." "Eee? Lafı nereye getireceksin?" "Haline şükrediyor mudur acaba?" Emrah alaycı: "Tabii canım, sabah akşam 'Allah bugünlerimizi aratmasın' diyordur!" "Sıfırdan geriye saymak gibi... Her saniye büyüyen bir servetin sağladığı lüksler de zamanla ihtiyaç haline geliyordur muhtemelen."
Reklam
Hakaret etmek için kullanılan kelimeler de küfürler gibi bir çelişki içeriyor sanki. İnsan bir kelimenin kötü bir anlama geldiği için hakaret sayılacağını düşünüyor; oysa pratikte hakaret bağlamındaki değerinin, kelimenin asıl anlamıyla uzaktan yakından alakası yok. Sözgelimi bir Londralıya edilebilecek en büyük hakaret ona "piç" demek
Sayfa 205 - Can YayınlarıKitabı okudu
71 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
Proust'u okumaya başlamak adina ilk adım niteliğinde bir kitap olarak düşündüm. Bu beni Proust'u tanıma noktasında referans kaynağı olacaktır. Zira, okuması zor, kendini ele vermesi zor yazarlardan biridir. Bu kısa kitabında okuma üzerine; okuyucu ile kitap arasındaki ilişkiye bir bakıştan söz edebiliriz. Diyorum ya Proust'a başlamak, onu tanımak adına referans diye ; kitapta kullanılan o kadar çok uzun cümle var ki... 250'den fazla kelimeye sahip bir cümle hayal edin lütfen. Ve kendisini bir kez daha, bir kez daha okutan cümleler... Ve bu kadar uzun cümlelerde sıkmayacak şekilde yapılan uzun ve başarılı betimlemeler. Bu kısa kitaba bu uzun cümleler damgasını vurdu benim nazarımda. Okuma üzerine çok sayıda alıntı yapılabilecek, yolun başlangıcı adına önemli bir kitap diye düşünüyorum.
Okuma Üzerine
Okuma ÜzerineMarcel Proust · Notos Kitap · 20091,378 okunma
Elbette her kapının olduğu gibi dua kapısının da birtakım gerekleri ve şartları var, ön hazırlığı var, kapıya varınca yapılacaklar, talepte bulunma biçimi, ayrılırken yapılması gerekenler.... Ayrıca duanın konusu, konuşma üslubu, kurulan cümleler, kalbin, dilin söyledikleri karşısındaki tavrı, kendisinden istenilene duyulan güven ya da güvensizlik... duanın sonucunu etkileyen faktörlerdir.
Sayfa 8 - Gerçek Hayat
Bu semâîyi her çaldığımda Âsım' ın hayaleti neden geliyor? Bedenini bu dünyada bırakan Âsım' ın göklerde olması gerekirdi. İki nedenden ötürü: Hem öldüğü hem de âşık olduğu için. Hayatında tamamlanmamış, eksik ya da kusurlu bir şey olduğu için yeryüzü onu çekiyor herhalde. Anlaşılan, ruhunun özgür kalmasını engelleyip onu dünyaya çeken bir ağırlık var
Reklam
Diyelim ki işin sonu her halükarda kötü bitecek. O zaman iki ihtimal var: ya şu anın keyfini çıkarırsın ve problemle karşılaşınca üzülürsün ya da şu anını da mahveder ve olayla karşılaşınca yine üzülürsün.
Sayfa 41
Beşinci Mektup
Ayrılık diye bir şey yok. Bu bizim yalanımız. Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var. Şimdi nerdesin? Ne yapıyorsun? Güneş çoktan doğdu. Uyanmış olmalısın. Saçlarını tararken beni hatırladın, değil mi? Öyleyse ayrılmadık. Sadece özlemliyiz ve bekliyoruz. Zamanı hatırlatan her şeyden nefret ediyorum. Önce bekle- mekten. Ömür boyunca ya
Sayfa 123
Erimemek. Özellikle erimemek. Durup dayanmak var, haya­tı sürdürmek var. Ölüm ya da ihtiyarlık eşikte işte. Bütün bir ömür boyu kork­tuğum bu. Kuşkusuz, hayatımın ta ilk günlerinde başlamış değil bu korku. O sıralar korkmuyordum ya, yine de erken başladı ölüm korkusu.
376 syf.
·
Not rated
·
Read in 16 days
Bizimle Başladı Bizimle Bitti / Collen Hoover Merhaba arkadaşlar, Bu kitabı beğenenler kadar beğenmeyenlerde çok var. Ben ise arada bir yerlerdeyim. Doğusunu isterseniz çok merak ederek aldım okudum. Pişman mıyım? Hayır. Yazarın kaleminden okuduğum ilk kitap genel olarak akıcı bir kitap. Sonuna geldiğimde ise sanki hiç bunalımda değilmişim gibi kalp kırıklıkları ile ortada kaldım. Kitapta kadına şiddete ağırlık. Bir kadının bir erkeğe mahkum olması ya da başka bir kadının aynı şekilde her şeye rağmen hayır demesi. " Kalbimin tek istediği, onun kalbini sımsıkı sarmalamaktı." "Bazı insanların varlıkları bile sakinleştirici bir etkiye sahiptir." "Hayat, seni hayal kırıklığına uğrattığında ne yapman gerektiğini bilmek ister misin? ...𝑺𝒂𝒅𝒆𝒄𝒆 𝒚𝒖̈𝒛𝒎𝒆𝒚𝒆 𝒅𝒆𝒗𝒂𝒎 𝒆𝒕. Sadece yüzmeye devam et. Sadece yüzmeye devam et, yüz, yüz." "O ana kadar, güçlü kalmak için mücadele etmiştim. Başka insanların arasındayken, kendim için çok fazla üzülmemek için mücadele etmiştim. Ama orada annemle birlikte otururken, zayıf olmayı çok istiyordum. Sadece kısa bir süre için pes edebilmek istiyordum. Onun kontrolü eline almasını, bana sarılmasını ve her şeyin yoluna gireceğini söylemesini istiyordum." Kalbinizi kimsenin kırmasına asla izin vermeyin! Sevgiler.
Bizimle Başladı Bizimle Bitti
Bizimle Başladı Bizimle BittiColleen Hoover · Epsilon Yayınevi · 20216.4k okunma
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.