Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hani olur ya,gözlerin doludur ama ağlamamaya çalışırsın.Derin bir nefes alayım derken bir damla düşüverir yanağından,o bir damla bin damlayı getirir ,dayanamaz akıtırsın ne var ne yoksa içinden.
Bilinmedik bir hüzün var içimde, bir gariplik. Ya ben fazlayım bu şehirde ya da biri eksik..
Reklam
Böyle güzel bir yaIya denk geldim:)
Garsonun Ünlü Edebiyatçılarla imtihanı 😊😊 GARSON: Efendim, sizleri burada görmek büyük mutluluk! CEMAL SÜREYA: Kim istemez ki mutlu olmayı? Ama mutsuzluğa da var mısın? GARSON: Anlamadım efendim? CAN YÜCEL: Geldiğin kadar değil, göründüğün kadar mutlusun ve sakın unutma; gittiğin kadar değil, hak ettiğin kadar unutulursun. GARSON: Anlıyorum
İnsanlar, ânlar ve izler ..
İnsan ânlardan ibaret. Bunu genç yaşımda anladım. Bir kaç sene evvel pırıl pırıl bir kaç gencin vefat haberini aldım. Gençlerden biri bir müddet benim de hizmet ettiğim bir yayınevinin editörlüğünü yapıyordu. Amennâ ölüm hepimiz için hak. Beni bu hikâye de etkiyen şeyler başkaydı. Çalışmalarını yaptığı, hazırladığı bir çok kitap, dergi vefatından sonra ismi yazılarak basılmaya devam etti. Her baktığımda hala yüreğim sızlar, gözlerim dolar. İnsan böyle bir şey. Kendi gider ismi kalır. İzi kalır. Giden gider yakinen tanımasan da hikâyesinin sızısı kalır. İşin gönlümü yoran kısmı ise bahsettiğim genç kendi düğününde geçirdiği trafik kazası nedeniyle eşiyle beraber vefat etmiş olmasıydı. Düğün evinin cenaze evine dönmüş olması ayrı bir hüzün. Ve ayrı ayrı şehirlere defnedilmeleri ise başka bir hikâye.. Genç yaşımda kuşandım bu hüznü. Bu hikâyenin hiç bir yerindeyim. Ama çok şey öğrendim. Aylarca kendime gelemedim. Diyorum ya insan ânlardan ibaret. Bir şeyi bir ân öğrenirsiniz ve hayatınız o ân değişir. O gençten geriye kalanları gördüm. Minik bir kutu içine sığmıştı yayınevindeki eşyaları. Bir tesbih, bir seccade, bir takke, bir şemsiye, bir kalem, bir defter, bir kaç evrak ve binlerce hayal .. Kendisi gitti ama izi hâlâ kitaplar da.. Hâlâ miniklerin kalplerine dokunan o kitaplar da ismi var. Bir hoş sadâ bırakıp geçip gitti.. İnsan ânlardan ve izlerden ibaret bir varlık .. Bir hoş sadâ bırabilmek tek ümidim.
Bu ruh hâline sevdiklerimiz veya sevdiğimiz şeyler şifa
Yüksek bir enerjiye ve kaliteli bir yaşam anlayışına sahipken -elimdeki tüm imkanları masaya yatırmışım- anlık durmalara bile zamanım yok gibi ama bazen denizin suyunu çekmesi gibi hayattan çekiliyorum. Ve anlık duraksamadan çok, saatlerim bazen günlerim ve bazen de haftalarım gidiyor. Niye isteksizlik ve dinç bir yorgunluk hissediyorum
sel fobim var yüce ya rabbim lütfen gece yağmasın
Reklam
Tavşanlar aslında o kadar da fena hayvanlar değilmiş (:
İlgimi çeken çoğu alanı, mesleğini yapabilecek kadar öğrenmeye çalışıyorum. Bazen birinden sıkılıp diğerine koşuyorum, bazen diğerinden öbürüne. Sonrasında "Çok şeyi az çok öğreneceğine bir şeyi tam öğren." sözü geliyor aklıma. O zaman diyorum ki "Öğrenmek istediğim çok şey var, birinin derinine inince boğulma hissi veriyorsa -en
"Suya hasret çöllerde beyaz güller biter mi? Dikenleri göğü deler mi? Bir menekşe kokusunda seni aramak var ya Bu hep böyle böyle gider mi?" 🎶
sevgili d o s t ..ben isterim ki hüzün değmesin yüreğine..
aylardan mayıs.. ve zaman aynı yerde akıyor da geçmiyor gibi.. ya da geçiyor da yüzüme esen bu rüzgar bana fark ettirmiyor gibi.. hangisi bilmiyorumm.. seninle tanıştığımız günlere yaklaşıyorum.. gelen bahar bunun habercisi his ediyorum.. yüzüme esen rüzgar burnumu sızlatıyor.. evet evet yanlış anlamadın ya da anlamdırmanda yanlışlık
Ruh İkizi ...
"Onun benim ruh ikizim olduğuna fazlasıyla inanmıştım.'' ''Belki de öyleydi. Senin problemin bu sözcüğün ne anlama geldiğini bilmiyor olmak. İnsanlar ruh ikizinin mükemmel bir uyum yarattığını düşünürler ve aslında herkesin istediği de budur. Fakat gerçek bir ruh ikizi ayna gibidir; kişi sana arkanda gizlediğin her şeyi
Reklam
Dışlananlar ( roman- sayfa 6)
Jason ve Mary çalıştıkları kütüphaneden çıkıp sabaha karşı evlerine vardıklarında kapının önünde onları bir süpriz beklemektedir... _Polis ellerinizi kaldırın! _Neler oluyor burada memur bey? _Bu ev 3-4 saat önce bir saldırıya uğradı gözetim altındayız bayan! _Fakat...fakat biz.... _Polise mukavemet etmeyin sakın! Şimdi yavaşça duvara doğru yürüyün! Karı koca söyleneni yapıp duvara yaklaşırlar ve polis memuru ikisinin de üzerlerini arar tehlikeli olmadıklarını anlayınca onları sorguya çekmeye baslar... _gece yarısı ne işiniz var burada? Ev sahiplerini tanıyor musunuz? _Memur bey eğer konuşmamıza izin verseydiniz evin sahipleri olduğumuzu söyleyecektik... _ Ya demek öyle ! Nereden belli bu bayan? _ Yok daha neler tapuyu mu gösterelim? _ Komşular sizi tanıyor mu? _ tanımazlar taşınalı 3 ay oldu... _ bu sürede ben dünyayı tanırım bayan dalga mı geçiyorsunuz benimle? Mayıs
Hanife Çıta
Hanife Çıta
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.