Hatırla
ETME Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme.
`Yokluk ukûle rehzen, varlık nedir bilinmez, Bir şüphe var ki rüşen , bilmekle hiç silinmez .
Rıza Tevfik·Kitabı okuyor
Reklam
Hatemü'l-Evliyâ Muhyiddin-i Arabî Hazretleri'nin beyanına göre yaratılış, Mutlak Varlık'ın "Lâ-taayyün" (görünmezlik) mertebesinden "taayyün" (görünüş) mertebesine geçmesinden veya başka bir deyişle, isim ve sıfatların şühûd (görüş) sahasında tecellisinden ibarettir. Ve bu sürekli bir iştir.
Peygamber Efendimiz ashâbıyla birlikte bir seferden Medine’ye dönüyordu. Neccâroğulları’nın bahçelerine gelince, bir bahçenin önünde toplanmış insanları gördü. Onlara burada niçin toplandıklarını sordu. Onlar da: “Bahçede azgın bir deve var, yanına kimseyi yaklaştırmıyor, bahçeye kim girerse üzerine saldırıyor” dediler. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bahçeye girdi ve deveyi yanına çağırdı. O azgın deve, yaptığına utanmış bir çocuk gibi başı önünde, iri dudakları yere değecek şekilde geldi ve Peygamber aleyhisselâmın önünde çöktü. Fahr-i Âlem Efendimiz: “Bana bir yular getirin!” buyurdu. Getirilen yuları devenin başına geçirdi ve onu sahibine teslim etti. Sonra da olup biteni hayretle seyreden sahâbîlerine şöyle buyurdu: “Yerle gök arasında, benim Allah’ın Resûlü olduğumu bilip kabul etmeyen hiçbir varlık yoktur. Sadece cinlerin ve insanların azgınları, kâfirleri bunu kabul etmez.”
Ne yazık ki en büyük sınav, daha doğrusu yegâne sınav sevilen varlık kaybedildiğinde verilir.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.