Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
382 syf.
·
Puan vermedi
·
726 günde okudu
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın büyülü dünyasına hoş geldiniz. "Saatleri Ayarlama Enstitüsü", Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir ve Tanpınar'ın ustalığını, derinliğini ve çeşitliliğini gösteren bir başyapıttır. Kitap, zaman, bellek, geçmiş ve varoluş gibi evrensel temaları işlerken, aynı zamanda
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202341,9bin okunma
Tepkisel ve sorumlu davranış arasındaki fark tepkisel davranışın içimizdeki yangına devamlı yakıt eklemesi, sorumlu davranışın ise bu yangının üzerine su dökmesidir. Tekrar herşey içimizdeki 'ateşle' ilgilidir.
Reklam
Okumanın dokunuşu, varoluş tarzını yeniden biçimlendirir.
Yani şu: Dünyanın bir bütün olarak anlamı yok; aslına bakarsan yaşamın da bir anlamı yok. Örneğin canlılığın ortaya çıkışı, yokluktan varlığa çıkış açıklanamıyor. Nasıl oluyor da yokluktan varlık çıkıyor? Peki bunun açıklanması gerekir mi? Yoksa hiç sorgulamadan kabul etmek mi gerek? Nasıl olduysa oldu, biz var olana mı bakmalıyız? Bu açıklama ihtiyacı Batı tarzı düşüncenin bir ürünü. Ama bu düşünce tarzı da olmasaydı insan ilerleyebilir miydi bilmiyorum. Dünya aynı dünya, ama her gün değişiyor ve insandan insana da değişiyor. Çünkü her an değişiyoruz ve dünya değişen gözlerimize her seferinde farklı görünüyor. Dünya bir kişi için bile hep aynı dünya değilken, farklı farklı dünyalar olarak görünüyorken nasıl olur da farklı insanların aynı dünya içinde yaşadığını söyleyebiliriz. Dünyadaki insan sayısı kadar dünya var; yani diyelim yedi milyar dünya, yedi milyar da farklı dünya bu. Üstelik daha gerçekleşmemiş potansiyel dünyalar var ve anlamı dünya yaratmıyor, biz insanlar yaratıyoruz. Eğer insan var olmasaydı anlam Ya da anlamsızlık diye bir mesele de olmayacaktı. Çünkü Varlık olarak Dünya Varoluş olarak İnsan'ı gereksinmez. Varlık, Doğa kendi kendine yeterli ve uyumludur; kendi içinde bir bütün oluşturur ve anlamlı olmaya da ihtiyaç duymaz. Anlam insani bir sorundur.
Sayfa 12
222 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Hayata karamsar bir pencereden bakıp kötümser düşüncelerini sivri anlatım tarzıyla kaleme alan ve Nietzsche’nin akıl hocası, batı filozoflarından Arthurcum Schopenhauer #yaşambilgeliğiüzerineaforizmalar #okudumbitti #filozof eserinde; yaşam bilgeliği kavramını, mutlulukla özdeşleşen bir varoluş olması üzerine aykırı betimlemelerle yaşama dair özlü ve çarpıcı tespitlerde bulunmuş. Bir insanın başka bir insandaki bıraktığı izlenim, yarattığı hislerin yanlış oluştuğunu “ herkes bir başkasında, kendisi olabildiği kadarını görür.” diyerek, her birey, zekâsı yettiği kadar ürettiği fikirlerle kendi anlayış ve görüşüyle 'seni' tanıyabilir-i sert bir üslupla vurgulamış. Kim dostun, kim seni suistimal ediyor, siz ne kadar iyisiniz ya da çevrenize ne kadar duyarlılık gösterebiliyorsunuz? kötücül düşüncelerden arınma ve korunma fikirleri aşılamış. Arkadaş ilişkileri dostluğa nasıl taşınır? Dost olduğunda sende ve dostum dediğin kişide iyi veya kötü ne gibi değişiklikler oluyor? hayat akışımızı yönlendiren rastlantısal olayları şansla bağdaştırmak, insanın gerçeklere karşı hazımsızlığının tepkisi mi? Bunlar vb. konularda okura bolca empati yapmak ve sorgulama isteği veriyor.“ Dünyanın anlaşılmaz, akılsız prensipler üzerine kurulu nedenselliklerinin olduğunu söyleyen #arthurcumschopenhauer ; Okuması aşırı keyifli, bir o kadar zor yorumu olan, akıl ve anlayışın aktifliklerini birbirinden ayrıştırarak her iki kavramı yalın haliyle kullanarak yazdığı, ruha ilaç, duygu ve düşüncelere nüans veren eserini kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.
Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar
Yaşam Bilgeliği Üzerine AforizmalarArthur Schopenhauer · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20197bin okunma
Ahlaklılığa inandığımız oranda varoluş üzerine yargıda bulunuyoruz.
Reklam
SÖZLÜK OKUMAK ÖNEMLİDİR
Öğrencilerime “Mutlaka sözlük okuyun” dediğimde önce şaşırıyorlar. Sözlüğü arada bir bakılan bir ansiklopedi olarak görüyor pekçoğu. Oysa dil bir insanın en önemli hazinesidir. Millet olmanın varoluş şartlarının başında dil gelir. Gün geçtikçe yozlaşan dilimizle birlikte kimliğimizi de kaybediyoruz. Bu farkına varamadığımız bir süreç aslında.
96 syf.
·
Puan vermedi
İlk bakışta ağır bir dilin kullanılmış olduğunu ya da çok fazla felsefik bir kitaba benzediğini düşünsem de tam aksine Tolstoy'un sohbet havasında yazmış olduğu bir eserle karşılaştım ki bu beni kitaba daha çok bağladı. Kitabın başında Tolstoy'un zengin, her şeye sahip, sorgulamayan ve insanları üst sınıftan gördüğü zamanlarını kendi anlatımıyla okumaktayız. Tabi bu, bu şekilde devam etmiyor ve Tolstoy bir arayışa, içsel bunalıma giriyor. (Yaşam, insan, din, varoluş gibi konular üzerine bir arayışta) Bu arayış kitabın sonuna dek sürerken onunla birlikte bizde bir çok sorunun yanıtını kendisi gibi aramaya koyuluyoruz. Bu arayış sırasında Tolstoy kendini açıkça eleştirmekten, geçmişte yaptığı şeyleri yargılamaktan geri kalmıyor. Kitapta kendisine sorup durduğu ve cevabını bulmaya çalıştığı soruları bizlerde aynı şekilde kendimize sormaktayız. Sorduğu sorulara verdiği cevaplarda bazen kendisine katılsam da bazı yanıtlarıyla kesinlikle kendi düşüncelerimi bağdaştıramadığım zamanlar oldu. Yaptığı benzetmeler ve üslubuyla bence okuru hiç sıkılmadan okumaya, düşünmeye yönelten bir eser. Okurken duvarla bakışıp soruların yanıtını kendimde aradığım çok oldu. İtiraf etmek gerekirse çoğu hala yanıtsız bir şekilde düşünülmeyi bekliyor. Kesinlikle sıkılmadan okuyabileceğiniz, üstüne düşünüp kafa yorabileceğiniz ve yazarla karşılıklı bir sohbetin içindeymiş gibi bitireceğiniz bir eser. Okuyacaklara keyifli okumalar...
İtiraflarım
İtiraflarımLev Tolstoy · Antik Kitap · 201623,1bin okunma
Enerjimizi bir şeyi bırakma üzerine yoğunlaştırmak yerine, buna neden olan sebebi bütünleme üzerine yoğunlaştırmak daha yararlı olacaktır.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.