Öğrenmek isteyen okusun!
Öncelikle yazdıklarım kitap incelemesinden ziyade yazar incelemesi veya araştırma yazısı oldu. Bu araştırma-incelemeyi oluşturmak, (geceleri birer-ikişer saatimi ayırarak) bir haftamı aldı. Biraz emek verdim açıkçası. Bu sebeptendir okuyacak olanlara kesinlikle birşeyler kazandıracağımı düşünüyorum. Vakti olan herkesin
ETKİNLİK BAŞLANGIÇ TARİHİ:17.11.2023
ETKİNLİK BİTİŞ TARİHİ:17.12.2023 (#227403009)
"Halbuki ona benim vuslatım lâzımdır.” Şu halde Allah, kulunu vuslat ile müjdeledi. Ancak bu vuslata ermek için kula ölüm gerekir demesi tâ ki ölüm sözüyle kulunu kederlendirmesin.
Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm’ın “Sizden
Bilesin ki , insanın içi rahat olmazsa hayatın zevki yoktur. Üç beş dakikalık geçici keyif, günlerce fitil fitil burnundan gelir insanın. Bunları vasiyetim gibi dinle. Vasiyet, nasihat değil .
"Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,
-öyle gibi de görünüyor-
Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni
ve de uyarına gelirse,
tepemde bir de çınar olursa
taş maş da istemez hani..."(s. 248)
Vasiyet etti Nâzım usta. Tek isteği vatan topraklarında ölmekti. Ama gel gör ki, vatan toprağında bile yatmasını çok gördüler. Çok sevdiği
Vadideki Zambak’ı ikinci kez okudum. İlk okuyuşumda özellikle kırlardaki çiçeklerin anlatıldığı kısımlarda betimlemelerin fazlalığı nedeniyle rahatsız olmuştum. Dahası Balzac’ı betimlemeyi abartan bir yazar olarak değerlendirdim. Ve bu sitedeki bir yorumda bu rahatsızlığımı paylaştım. Belki bunda daha önceki okuduğum çevirinin de payı olabilir.
Ben yaşadığım sürece, sen bu çığlığı duymayacaksın. Yalnızca eğer ben öldüysem, benim vasiyetim olarak alacaksın, seni herşeyden çok seven ama senin tarafından hiç tanınmayan, seni daima bekleyen ama senin hiç çağırmadığın birinden kalan vasiyet.
Ben bu kitabı çok sevdim, öylesine çok.
‘’Mümin, müminin aynasıdır’’ hadisiyle başlayan kitap; Peygamber dostlarınının aynalarında Asrı Saadet’e götürüyor okuyucuyu. İtiraf etmem gerekirse önyargılı başladım okumaya, zira İslami bir kitabı edebi kişiliğiyle yazabilmek birikim gerektirir derken… Ali Ural’ın latif kişiliği ve naif kaleminden
Bir itiraf ile başlıyorum...Geçenlerde üşenmedim, takip ettiğim okur arkadaşlarımın hepsinin profilinden tek tek, hangi Kemal Tahir kitaplarını okumuş olduklarına bakıverdim ki bu benim için çok önemli bir detay... Ve ne yazık ki yarısından fazlasının henüz yazarla tanışıklığı bile olmadığını farkettim, kahroldum... (okunup da işaretlenmemiş olma
Kağan: “Hayat yine de üzülmeye değer!
Nilgün: “Hayatın neresinden dönülse kârdır!”
1. Kısa Süreli Bir Yaşam:
Bu şekilde tanımlıyor kendisini
Nilgün Marmara : “durgun hayat kadını Nilgün”. Kısacık ömründe, eylemsiz bir şekilde yaşadığından olacak ki, kendisine bu sıfatı uygun görüyor. Durgun sularda yüzüp boğulmamak için çırpındı belki de hayatı