Şüphesiz Tolstoy, Rus edebiyatının en büyük isimlerinden birisidir. Özelikle uzun romanlarıyla dünya edebiyat tarihinde önemli bir yer edinmiştir diye düşünüyorum. Bunlar Savaş ve Barış, Anna Karenina ve Diriliş eserleridir. Ben şu an itibariyle ilk ikisini okudum, üçüncüsünün de konusunu biliyorum. Bunlarda ortak olan bir nokta var ki bu yüzden
Hepinize merhaba. Umarım geceniz kalbiniz kadar güzel geçiyordur. Biliyor musunuz aslında şu an içimden hiç gelmiyor size yalnızlıktan bahsetmek. Konuşup canınızı sıkmak istemiyorum zira. Umut dolu sözler söylemeyi yeğlerdim aslında. Gerçi insanın yalnızlığa bakış açısına göre değişir tabi. Hemen onu kötü diye damgalamak hoş olmaz doğrusu.
Yer: Türkiye’de herhangi bir ev.
“Aç şu televizyonu da şu haberlere bir bakalım. Dünyada, ülkemizde neler olup bitmiş öğrenelim.”
“İyi akşamlar. Ana haber bülteni ile karşınızdayız. Bugün yine erkeğe şiddet haberleri ile gündem sarsıldı. İki erkek, karıları tarafından sokak ortasında vurularak öldürüldü. Erkeğe şiddet günden gü…”
“Kapat,
Biliyorum ki bu başlangıç satırlarım çok uzayacak ve belki de çok fazla detay barındıracak, o yüzden
Emre Timur okuyor ya da okumayı düşünüyorsanız sonuna dek okumanızı isterim. Ve bu yazımı okuyan sizlere kolaylık olsun diye konu konu ele alacağım Şizofren’i.
İlk önce kitabın yoğun emek, araştırma, kurgulama, psikolojik ve felsefik açıdan uzun
Atatürk'ün Adalet'i...
Yaşlı kadın yatağından kalktı. Sabah ezanının insan ruhuna huzur veren sesi oda içinde yankılanıyordu. 88 yaşından beklenmeyecek bir çeviklikle pencereye doğru yöneldi. Pencereyi açması ile birlikte odaya ezan sesi ile birlikte baharın güzel kokusu ve kuş cıvıltıları doluştu. Penceresinden gözüken Kurtuluş Parkına bakarak