Mutsuz insanların kentte yaşamaları daha iyidir. İnsan kentte yüz yıl yaşar da çoktan öldüğünün ve çürüdüğünün farkında bile olmaz. Bunu kendiliğinden anlayacak zamanı yoktur, hep meşguldür. İşler, sosyal ilişkiler, sağlık, çocukların hastalıkları, eğitimleri. Kâh birilerini konuk etmek, birilerine gitmek gerekir; kâh filancayı seyretmek, falancayı dinlemek. Ne olsa kentte her an bir, bazen de bir anda iki, üç görmezden gelinemeyecek ünlü kişi vardır.
Mutsuz insanların kentte yaşamaları daha iyidir. İnsan kentte yüz yıl yaşar da çoktan öldüğünün ve çürüdüğünün farkında bile olmaz. Bunu kendiliğinden anlayacak zamanı yoktur, hep meşguldür. İşler, sosyal ilişkiler, sağlık, çocuklarım hastalıkları, eğitimleri. Kâh birilerini konuk etmek, birilerine gitmek gerekir; kâh filancayı seyretmek, falancayı dinlemek. Ne olsa kentte her an bir, bazen de bir anda iki, üç görmezden gelinemeyecek ünlü kişi vardır. Kâh kendinizin, aileden birilerinin, kâh öğretmenin, yardımcı öğretmenin, dadının hastalıklarının tedavisi gerekir; hayat boş, bomboş işlerle doludur. İşte biz de bu şekilde yaşıyorduk ve birlikte yaşamanın sancısını daha az hissediyorduk. Ayrıca ilk zamanlar yeni bir kente, yeni bir daireye yerleşmek gibi harika bir uğraşımız vardı, bizi oyalayan bir başka şey de kentten köye ve köyden kente gidip gelmelerdi.
Reklam
İnsan kentte yüz yıl yaşar da çoktan öldüğünün ve çürüdüğünün farkında bile olmaz. Bunu kendiliğinden anlayacak zamanı yoktur, hep meşguldür. İşler, sosyal ilişkiler, sağlık, çocukların hastalıkları, eğitimleri. Kâh birilerini konuk etmek, birilerine gitmek gerekir; kâh filancayı seyretmek, falancayı dinlemek.
Sayfa 63
"İnsan kentte yüz yıl yaşar da çoktan öldüğünün ve çürüdüğünün farkında bile olmaz. Bunu kendiliğinden anlayacak zamanı yoktur, hep meşguldür. İşler, sosyal ilişkiler, sağlık, çocukların hastalıkları, eğitimleri. Kah birilerini konuk etmek, birilerine gitmek gerekir; kah filancayı seyretmek, falancayı dinlemek... Kah kendinizin, aileden birilerinin, kah öğretmenin, yardımcı öğretmenin, dadının hastalıklarının tedavisi gerekir; hayat boş, bomboş işlerle doludur. İşte biz de bu şekilde yaşıyorduk ve birlikte yaşamanın sancısını daha az hissediyorduk."
Sayfa 63 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
insanın başkasına bakıp, kendini keşfetmesi bana doğru gelmedi hiçbir zaman. çünkü başkası olmaya çalışmadan önce kendiyle tanışmak insan, ben toplumun öğrettiği kavramları hayatıma kabul etmeden yaşadım. “erkekliği” futbolu bilmek değil, hayatı çözmeye çalışmak olarak gördüm mesela. “kadınlığı” da namus değil, dürüstlük ve güçlü olmakla adlan­dırdım. “kıskanmayı” sevmenin göstergesi diye düşünmeyi bırakıp, “bel­ki de güvenilmezliğin göstergesidir.” diye kodladım. “aşkı” da sadece iki kişi arasında yaşanan bir şeyle kısıtlamayıp, onu evrendeki her şeyle yaşamayı seçtim. çünkü birilerine göre yaşayıp, herkes gibi olmazsanız hep dışta kalıyorsunuz... ben de herkes gibi olmadığımı, geçen gün biri, “eğer seni anlaya­cak birini arıyorsan işin zor.” dediğinde anladım... ve sonra düşündüm de herkesten farklı olmak da hiç matah bir şey değil. herkes olunca daha kolay mutlu olabiliyorsun ama herkes ola­mayınca hep dıştasın, hep “garip”sin...
_UYUYORSUN! Rüyadasın. Gece gündüz demeden rüya görüyorsun. Bazen açık bazen de kapalı gözlerle. Hakikat değilsin. Rüya gören bir zihin, hakikati göremez ve hakikati de bir hayale dönüştürür. Gerçekle yüzleşirsen gerçek, hakikate dönüşür; kaçarsan yalanlar içerisinde yaşarsın. Uyan! Uyanık ol. Uyanık olmak hedeftir. Sessizlik içinde düşünerek
Reklam
28 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.