Akıcı ilerleyen bi kitapdı.Ahmet Efendinin, Kalyopi’Ye yaklaşımı da çok hoşuma gitmişti. Özellikle de Kalyopi için kurduğu şu cümleyi çok beğendim: “Fakat ben bu masa başında oluşturduğumuz resmi, öyle cümbüş ve ahenkten ibaret neşeli bir resim olarak kabul etmiyorum. Kadınlığın mahcubiyet ve masumiyeti ile fuhul ve rezaletinin farkını gösteren bir resim olarak kabul ettiğimden, bence bu resimin en başlıca rengi Kalyopi’nin masumluğunu gösteren acemiliği, donukluğu ve miskinliğidir. Bundan dolayı, Agavni mükemmel bir olduğunu sesiyle, neşesiyle ne kadar gösterirse Kalyopi’nin rengini o kadar parlatmış oluyor. Neyse, sen Agavni’nin şenliğinden, şuhluğundan memnunsun ya? İşte o lazım! Ben de Kalyopi’nin miskinliğinden pek memnunum!” Ahmet Efendinin diğerlerinin aklisine Kalyopi’Ye yaklaşımını çok beğendim. Fakat iş Kalyopi’nin eski evliliğine gelince bunu merak edip, öğrenemeyince anında manipüleye başvurması, Ahmet efendiye karşı olan duygularımı değiştirdi. Burda Kalyopi’ye zaman vermesini beklerdim. Onunla sırf merakı için görüştüğünü düşündüm ama Ahmet Efendi ona sırf merak için değil merhamet ettiği için ve acıdığı görüşüyordu. Burdan sonra Ahmet Efendiye karşı birazcık ön yargılı oldum. Fakat kitabın sonunda Ahmet Efendiye karşı olan kötü düşüncelerimden kurtuldum. Ahmet Efendi aslında oldukça merhametli bir adamdı. Diğerlerinin aksine Kalyopi’nin içindeki saflığı ve masumluğu gördü ve ona yardım etti.