"Hayatımda pek çok terlik giymeme rağmen hiçbiri sizin hediye ettikleriniz kadar rahat değildi. Terlikleri süsleyen menekşeler en sevdiğim çiçeklerdir. Bunları gördükçe, bana bu hediyeyi veren nazik kişiyi hatırlayacağım. Ben borçlarımı ödemeyi severim. Bir zamanlar bu piyano, kaybettiğim küçük torunumundu. Bu yaşlı beyefendinin de şimdi onu size hediye etmesine izin vereceğinizi biliyorum. En içten teşekkürlerim ve en iyi dileklerimle."
- Şurasını da belirteyim ki insanlar beni fazlasıyla düş kırıklığına uğrattılar, dedi sonra. Benim çocuklarım olduklarını herkesten çok yineleyenler, bana daha iyi tapabilmek bahanesiyle, yeryüzünde kendileri için hazırladığım her şeye sırt çeviriyorlar. Evet, beni babaları olarak adlandıranlar, bana olan aşkları yüzünden, zayıfladıklarını, acı çektiklerini, kendilerini birçok şeyden yoksun bıraktıklarını görmekten haz duyacağımı nasıl düşünebilirler? .. Bunun bana hiçbir yararı yok. Sizin kendi çocuklarınız için yaptığınız gibi, ben de en güzel gizlerimi fundalıklar -Paskalya yumurtaları- altına sakladım. Ben, her şeyden önce, bunları aramak için azıcık yorulanları severim. Kullandığım bu Tanrı sözcüğünü ele alıp tarttığım zaman, onun neredeyse özden yoksun olduğunu, boş olduğunu saptamak zorunda kalıyorum; onu böyle rahat rahat kullanmamı sağlayan da bu işte. Biçimsiz bir vazo bu, kenarları alabildiğine genişleyebilen bir vazo, herkes ne koymak isterse o vardır içinde, her birimiz ne koyduksa yalnız o vardır. İçine en büyük gücü boşaltırsam bu kaptan nasıl korkmam; aşkla doldurursam nasıl olur da kendi kendime karşı dikkatli, her birimize karşı iyi olmam? Ona yıldırımı katarsam şimşek - kılıcı beline takarsam, fırtına önünde titreyip ürpermem artık, Tanrı önünde ürperirim.
Sayfa 165Kitabı okudu
Reklam
Hüzün Mevsimi
Gece bir tabut gibi çöker omuzlarıma bir ölünün iç çekmesi olur rüzgar hüzünle düşünürüm uzaktaki bir evi yıldızlar sayılmaz: hasret uzakta hasreti bir ben bilirim
Meslek öğrenmek için okula gideriz; para kazanmak için çalışabilelim diye. Kanımca paranın nasıl işletileceğini öğren mek de önemli.Herkes gibi ben de lüksü severim. Ama aramizda fark var. Kimileri borca girerek ulaşırlar lükse. Falanca filancayla yarışa girme tuzağının sonucudur bu. Canm Porsche satin almak, istediğinde , en kolay yol bankamı arayıp kredi başvurusunda bulunmamdır. Oysa ben pasif sütunu yerine aktif sütununa odaklanmayı yeğlerim.Alışkanlık gereği, tüketme hevesimi yatırım yapacak finansal dehama ilham verip onu kışkırtmak için kullanırım. Bugün çoğumuz istediğimiz şeylere ulaşmak için para kaynağı yaratmaya odaklanmak yerine, borç para bulmaya odaklanıriz. Kisa vadede kolay olup uzun vadede güç olani seçeriz. Hem birey hem de toplum olarak edindigimiz kötü aliskanliklardandır bu. Aklınızdan çikarmayın, kolay yol daha sonra zorlaşır, öte yandan zor olan zamanla kolaylaşır. Kendinizi ve sevdiklerinizi paranın håkimi olmaya eğitmeyi ne kadar erken öğrenirseniz, o kadar iyi. Para güçlü bir kaynaktır. Ne yazik ki insanoğlu paranın gücünü kendine karşı kullanır. Eğer finansal zekanız düşük düzeydeyse, para sizi ezip geçer. Sizden daha uyanik davranir. Para sizden daha akılliysa, ömrünüz bovunca para için calıştırırsınız. Paranın hakimi olmak için paradan daha akıllı olmalisiniz. Sonrası kolay, para dediğinizi yapar. İtaat eder. Kölesi olmak yerine, ustası olursunuz. Finansal zekâ budur.
Sayfa 208Kitabı okudu
Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem), Allah şöyle buyurmuştur, dedi."Her kim benim dostum olan kuluma düşmanlık ederse ben de ona harb açarım. Kulum bana kendisine farz kıldığım ibadetlerden daha sevimli bir şeyle yakınlık sağlayamaz. Kulum bana farzlarla birlikte işlediği nafile ibadetlerle durmadan yaklaşır nihayet ben onu severim. Kulumu sevince de adeta onun işiten kulağı gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden her ne isterse onu mutlaka veririm. Bana sığınırsa da onu korurum." (Buhari, Rikak 38)
(COK UZUN VE KİTAPTA HERBİR SÖZÜN DÜŞÜNÜLESİ EN NAİF BÖLÜMÜ) “ Momo, şimdi o büyük salonun içindeydi. Burası en büyük kiliseden daha görkemli, en büyük istasyonların salonlarından bile daha genişti. Güçlü sütunların üzerinde yükselen tavan neredeyse görünmüyordu. Etrafta hiç pencere yoktu. Kocaman salonu aydınlatan altın renkli ışık çevrede
Reklam
Bir gün Ay'a "En çok neyi seversin?" dediler, "Güneşin tutulup perde altında, bir bulutun gerisinde kalmasını severim; çünkü onu kendi gözümden bile kıskanırım." diye cevap verdi ve iddia etti ki, "Güneşe olan aşkımla bütün alemi nura boğabilirim ben!" "Sözün doğruysa eğer, gece gündüz durmadan ona koşmalısın ki ona ulaşabilesin. Ona ulaştığın vakit de zaten onda yok olursun, varlığın görünmez olur. O zaman onun ışıkları seni yakar, varlığını ortadan kaldırır. Sonunda onun cemaliyle görünmeye başlayabilirsen işte o vakit halk seni parmağıyla birbirine gösterir, "Acaba ne oldu da güneş önünde ışık saçabiliyor?" der.
Sayfa 484 - ay güneşi kıskanmıştıKitabı okudu
Nafile ibadetlerin önemi
Hadis-i kudside, “Kulum, üzerine farz kıldığım şeylerden daha iyi bir yolla Bana yaklaşamaz” buyuruyor Rabb-ı Rahîm. Ardından, sıra ‘nafile’ ye geliyor. Öyle ki, nafile, kulun Allah’ı hakkıyla sevdiğinin ve dolayısıyla Allah’ın sevgisini kazanmasının bir lâzımı olarak tezahür ediyor: “Kulum nafilelerde de Bana yaklaşmaya devam eder; nihayet, Ben onu severim. Onu sevince de onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden bir şey isterse veririm, Bana sığınırsa onu korurum...
Sayfa 159 - İz yayıncılıkKitabı okudu
At kalbini girdaba, açıl engine ruh ol diyorsun... yahut da halkı ve hayatını tek realite; yahut bir emir gibi karşıma çıkarıyorsun. Kendin için de böyle düşünüyor ve yapmadığın için mustarip oluyorsun. Yalnız bir noktayı unutuyorsun, o da herşeyden evvel bir şahsiyet olduğundur. Ben herşeyden evvel kendime sadık olmak isterim. Bu benim ruh bütünlüğümdür. Ancak onu elde ettikten sonra bir işe yararım. Kendime sadık olmak, yani birtakım kıymetleri kabul etmek daha ilk merhalede beni etrafımdan ayırır. Zaruretiyle onlardan sıyrılırım. Kendimi bu müntehada bulduktan sonra tekrar onlara dönerim. Onun için severim ve senin dediğin gibi kendimde yaratırım. Mistiklerdeki vecd haline girmek ve denizde kaybolmakla hiçbir şey kazanmam ve etrafıma da kazandırmam.
Sayfa 258Kitabı okudu
Kulum bana (farzlara ilâveten işlediği) nafile ibadetlerle durmadan yaklaşır, nihayet ben onu severim. Kulumu sevince de (adeta) ben onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden her ne isterse, onu mutlaka veririm; bana sığınırsa, onu korurum."
1,000 öğeden 671 ile 680 arasındakiler gösteriliyor.