Hiç tanımadığım, hiç görmediğim Birini severim ölürcesine Bazen varlığıyla ürperir içim Hatta aşinayım ılık sesine Birini severim ölürcesine Ne o beni görsün, ne de ben onu Bu masmavi rüya sürsün böylece Ne başı bilinsin, ne gelsin sonu Onu düşüneyim gündüz ve gece Bu masmavi rüya sürsün böylece Böyle bir sevgiye ömür az gelir Ben bir hayal sevdim ölürcesine Ey! Hayal madde ol, karşımda belir Kanayım ömrümün her gecesine Ben bir hayal sevdim ölürcesine..
Sayfa 72 - Everest Yayınları, 15. BasımKitabı okudu
Hükümet, devlet ve vatan
Yanılıyorsun Manoli.. dedi.Ben de severim vatanımı. Yalnız onu, hükümet ve devletle karıştırmam.
Sayfa 173 - Drossakis
Reklam
Türkiye Birincisi Asla yeterince iyi olamadım. Aileme, anneme babama, onların bana harcadığı paraya layık olamadım. Hayır, serseri değildim, geri zekalı da değildim, bir amacım da vardı ve bunu gerçekleştirmek istiyordum. Çalışkan olmak... istiyordum. Çalışkan olmak için oturup çalışmak lazım ben de biliyorum, söyledim ya geri zekalı değilim.
-Ah zalim! Ah hain! Ben onu o kadar seviyordum! O ise beni aldatmak için severim meverim dermiş. Yalandan bir muhabbet gösterirmiş. Beni gerçekten sevseydi böyle sebepsiz yere kovar mıydı? Ah! Erkeklerin sevgisine inanmak, onların sadakatine aldanmak ne büyük bir kabahat! Ah biz zavallı kadınlar!
Ben de severim vatanımı. Yalnız onu, hükümet ve devletle karştırmam.
Sayfa 182Kitabı okudu
Bu Gece En Hüzünlü... ... Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim. Şöyle diyebilirim: «Gece yıldızla dolu ve yıldızlar, masmavi, titreşiyor uzakta.» Şakıyarak dönüyor gökte gece rüzgârı. Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim. Sevdim ben onu, o da beni sevdi bir ara. .... Artık sevmiyorum ya severim belki yine. Ne uzundur unutuş, ah ne kısadır sevda. ...
Sayfa 73 - Varlık Yayınları
Reklam
Bir Kutsi hadisi şerifte şöyle buyrulmuştur: "Bana yakın kullarım, farz kıldığım ibadetlerden daha üstün bir şey ile bana yakınlaşamazlar. Kulum bana nafile ibadetlerle yaklaşır ve ben onu severim. Ben onu sevdiğim zaman da onun işiten kulağı, gören gözü ve tutan eli olurum, o benimle işitir, benimle görür ve benimle tutar."
Sayfa 224Kitabı okudu
Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim Şöyle diyebilirim gece yıldızla dolu Ve yıldızlar masmavi titreşiyor uzakta Şakıyarak dönüyor gökte gece rüzgarı Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim Sevdim ben onu, o da beni sevdi bir ara Kollarıma aldım bu gece gibi kaç gece Kaç defa öptüm onu sonsuz göğün altında Sevdi beni o, ben de onu sevdim bir ara O
Ben o adamı severim ki; ruhu ve kalbi özgürdür. Böylece kafası yalnız kalbinin kabıdır, ama kalbi onu yok olmaya sürükler.
Bir kudsî hadiste Allah (c.c.) şöyle buyurur:
“Kulum nafilelerle bana yaklaştıkça yaklaşır ve sonuçta ben onu severim. Onu sevince duyan kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum”. ~√~
Reklam
İkinci mektubumu, yani bu derginin 11 Şubat sayısında çıkanı, belki okumuşsunuzdur; onda şöyle bir yer vardı: “...beğenmezsiniz düşüncelerimi ve sadece...” O “ve”yi ben yazmadım, yazmam da on yıldır “ve”yi kullanmıyorum, bizim dilimize gerekli olmadığını sanıyorum. Kimi yazarlarımız onsuz edemiyeceklerini, edilemiyeceğini söylüyorlar. Mübarek olsun! Tepe tepe kullansınlar, isterlerse her kelimeden sonra bir “ve” koysunlar da zaten anlaşılmıyan yazıları büsbütün anlaşılmaz olsun. On yıldır birçok yazılar yazdım, başka dillerden kitaplar çevirdim “ve” demeği bir kere dahi gerekli bulmadım. Demek ki onsuz edilebiliyormuş, hiç olmazsa ben edebiliyorum. Dizicilerden de dilerim, benim yazılarıma yanlış katmalarına pek aldırmam ama bana “ve” dedirtmesinler; onu görünce, ne bileyim, sesimi, kendi kendimi tanıyamıyorum. Ben “... beğenmezsiniz düşüncelerimi de sadece...” demiştim. Severim “de”yi, Türkçedir o, kamunun dilindendir, dediğim yerde de ancak o doğrudur, “ve” yanlıştır.
Sayfa 74 - Yapı Kredi Yayınları, 6. BaskıKitabı okudu
Ruhu ve kalbi özgürdür..
Ben o adamı severim ki; ruhu ve kalbi özgürdür: Böyleece kafası yalnız kalbinin kabıdır, ama kalbi onu yok olmaya sürükler.
"Kulum, ben kendisini sevinceye kadar bana ibâdet eder. Ne zaman ki Ben onu severim, o zaman onun gören gözü, işiten kulağı, tutan eli,yürüyen ayağı olurum..."Buhari.
İnsanları sevmenin bir yolu, bizi dışarıda bırakan arzuları olduğunu, yani aynı anda birden çok insanı sevmenin ve arzulamanın mümkün olduğunu kabul etmektir. Herkes bunun doğru olduğunu bilir, ama gene de sevdiğimiz insanların bunun kendileri için de geçerli olduğuna inanmalarını istemeyiz. En cömert, en yüceltici aşkımızı kendimize ayırırız. Başkaları onu kötüye kullanabilir ne de olsa. Ben sevdiğim insanları dışarıda bırakmakta özgürüm, ama onlar ben istemedikçe asla beni dışarıda bırakmamalılar. Benim sadakatsiz olmaya hakkım var, onlar olmamakla yükümlü. Ben istediğimi severim, ama sevdiklerimin bunu yapmasına izin verilemez. Ne yazık ki, sevdiklerimi gözaltında tutmakla o kadar meşgulüm ki, özgür olmaya zamanım kalmıyor. Yani, özgürlüğüme inanıyorum, ama galiba istemiyorum onu.
Sayfa 129
Adların samimiyetine sığmayacak kadar yüce olmalı faziletin. Önünde kekelemekten utanma, eğer ondan bahsetmeye mecbur kalırsan. Şöyle konuş ve kekele: " Bu benim 'iyi' mdir , onu severim, bu halini beğenirim, yalnız bu şekliyle isterim ben "iyi" yi. Tanrı'nın bir buyruğu olarak istemem onu, insan tüzüğü ve "şerri" olarak: üstdünya ve cennete giden yolun kılavuzu değildir benim için o.
Sayfa 60 - Say , 2019Kitabı okudu
1,010 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.