Günler geçti ve ben artık
hangisiyim bilmiyorum
o mağrur dikbaşlı olan mı
yoksa eski bir mağlup mu
Sözümden geri dönersem eğer
bu keder yine öldürecek beni
oturuyorum, o gelir diye
belki bir gün beni görmeye.
Kitap kulübümün sayesinde tanışmış olduğum bir yazar. Kendisi meslektaşım ve hemşehrim aynı zamanda :) Objektif şekilde yazacağım incelememi.
Salıncak bir öykü kitabı. 6 öyküden oluşuyor. Kimi kısa kimi ise kitabın yarısını kaplayacak uzunlukta. Öykü benim kişisel olarak ilgimi çekmeyen bir tür. Ancak Şule Hanım'ın kitabını bir çırpıda okudum diyebilirim. Rahatlıkla bir günde okunabilir. Sizi yormayan, sıradan insanların sıradan olmayan yaşamlarına sadece birkaç dakikalık ziyarette bulunuyorsunuz. Uzaktan izliyorsunuz. Bir Ankara'da şehitlikte iki güvenlik arasındaki sohbette, bir köyden kente göçen oğlunun yasını tutan Sakine nenenin yastığına düşen damlada, bir iki erkeğin öldürecek denli sıkı dostluğunda, bir kamp ateşinde kitap okuyan aşık gencin hayallerinde...
Ben kitaptaki kısa öyküleri biçim olarak başarılı buldum. Çok akıcı, özenli kelimeler, kurgu hoş. Ancak duygu ve ilgi çekicilik açısından zayıf kaldığını düşünüyorum. Benim için kitapta akılda kalacak tek öykü ve beni derinden sarsmış olan 'Salıncak' öyküsüydü. Onu okuduktan sonra uyuyamadım ağlamaktan. Çünkü çok gerçekti. Kesinlikle çok gerçekti o. Öykü falan değildi. Yazarın kendisine de bizzat soracağım bu yaşanmış bir olay mı diye? Evet dünyanın her yerinde her gün yaşanıyor o korkunç durum ama bu sanki bizzat, birinci ağızdan yazılmış gibiydi. Çok başarılıydı.
Yazar yazmaya devam ediyor. Emeğine sağlık.
SalıncakŞule Turan · Luna Yayınları · 202029 okunma
Çin’den yola çıkan “Korona Virüs” kısa sürede tüm dünyayı dolaşarak milyarlarca insanla tanıştı. 5 milyondan fazla insanı öldürdü, milyarlarca kişiyi ateşler, ağrılar içinde yataklara düşürdü, evlere hapsetti.
Bütün şerhaneleri (kerhaneleri, meyhaneleri, kumarhaneleri…) hatta insanların ekmek tekneleri olan fabrikaları ve ibadetheneleri bile
Cehennemin Tarihi & Geogres Mınoıs
Bu yolculuğu yarıda bıraktığım için kızma bana. Ey göklerdeki Babam, gelsem beni kovar mısın?
İzimi süren bir panter var:
Bir gün beni öldürecek olan...
Peki nereye gideceğim?
Korkuyorum...
Cehennemin tarihi(gılgamıştan günümüze) kendi varoluşuyla yüzleşen insanoğlunun tarihidir.
Cehennem, insanoğlunun gelmiş geçmiş en büyük kâbusudur. Ölümden sonrasının bilinmezliği karşısında duyulan korku yatıyor temelinde. Ahlak bilincinin gelişmesiyle birlikte, dinin tekelinde, kötülere ayrılmış bir ceza ve işkence aygıtına dönüşüyor. Kitapta yazı öncesinden modern çağlara uzanan, ve her uygarlığın, toplumsal sorunlarını çözmedeki açmazlarına ayna tutuluyor. İnsanlık kendi gizemini çözemediği sürece kafasında her daim bir cehennem tahayyül edecek.
Bir çok din ve mitolojilerin içindeki cehennem tasvirlerini anlaşılır ve yönsüz bir şekilde açıklayan bu kitap, cehennem'e muhteşem bir giriş kitabıdır. :)
Kitapla kalın...
#kitapkulübü #kitap #kütüphane #kitapçı #okulöncesi #okudumbitti #kitapsözleri #kaynakkitap #kitapönerisi #kitapkurdu #kitapalıntıları #kitapçekilişi #kitaptavsiyesi #kitapaşkı #kitapsevgisi #kitapkokusu #kitaplar #kitapseverler #okur
Cehennemin TarihiGeorges Minois · Kırmızı Kedi Yayınları · 201957 okunma
Aradan bir süre geçtikten sonra İbrahim, babasının ve kavminin yanına gelerek “Bu üzerlerine üşüştüğünüz putlar da nedir? (Enbiya, 21/ 52) Siz nelere tapıyorsunuz.” dedi (Şuarâ, 26/70). Onlar da: “Biz bu putlara tapıyoruz; onlarla ilgilenip duruyoruz.” diye cevap verdiler. İbrahim de onlara: “Bu putlar, çağırdığınız zaman sizi duyarlar mı veya
Ben bir katilim
Kendimi öldürdüm bu sabah
Ya da dün sabah ,bilemiyorum
Çünkü aynı her sabah
Çocukluğumun gölgesi kalmıştı üzerimde beni koruyan
Onu astım,nefretimde
Ve birkaç türküyü hasret kokan
Aynı ellerle aldım gömdüm yüreğime
Aynı gözlerle çekindim görmeye
Bir yorgan serdim üzerine
Üşümesin çocukluğum diye
Merhamet kalmış olacak