Dumas'ın Üç Silahşörler'i, 17. yüzyıl Fransa'sına bir portal açıyor. D'Artagnan'ın heyecan dolu maceraları, okurları sayfalara bağlarken, dostluk, cesaret ve onur gibi değerlerin önemini vurguluyor.
Genç D'Artagnan, Gasconya'dan Paris'e talihini denemeye geliyor. Yolda üç silahşörle tanışıyor ve onların cesaretinden etkilenerek onlara katılıyor. Athos, Porthos ve Aramis'ten oluşan bu dörtlünün dostluğu, romanın kalbinde yer alıyor. Farklı geçmişlere ve kişilik özelliklerine sahip olsalar da, bu dört silahşör her zaman birbirlerinin yanındalar.
Hikaye boyunca bu dörtlümüz, Kardinal Richelieu'nün entrikalarıyla mücadele ediyor, Kraliçeyi koruyor ve haksızlığa uğrayanlara yardım ediyor. Bu maceralar okurları heyecana sürüklerken, aynı zamanda dönemin siyasi ve sosyal atmosferine de ışık tutuyor.
Dumas sadece heyecan verici bir hikaye anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda dostluk, cesaret ve onur gibi değerler hakkında da dersler veriyor. D'Artagnan ve silahşörlerin kahramanlıkları, okurları kendi hayatlarında da cesur olmaya ve doğru olanı savunmaya teşvik ediyor.
Romanın dili sade ve akıcı, diyaloglar ise oldukça canlı. Dumas, okurlarını hikayenin içine çekmeyi ve onları karakterlerle özdeşleşmelerini sağlamayı başarıyor. Üç Silahşörler, her yaştan okurun keyifle okuyabileceği, klasiklerin en iyilerinden biri.
Attila İlhan Sisler Bulvarı'nda. Hepimizde var o biraz yola çıkma isteği, kimimiz olduğumuz yerden kaçmak istiyor, kimimiz anlamını kaybettiği hayatı yeniden bulmak. Sahi, sizinki neden?
Hayatın anlamı nedir?
Yaşıyor mu yoksa sadece nefes mi alıyoruz?
Sanki hep bir şeyler eksik gibi ama
