Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çevreme kaygılı gözlerle baktım, şimdi'den başka tek şey yoktu. Şimdi'leri içinde kabuk bağlamış, hafif ve sağlam mobilyalar; bir masa, bir yatak, bir aynalı dolap ve... ben. Şimdi'nin gerçek özü kendini açığa vuruyordu. Şimdi var olandı, şimdi olmayan hiçbir şey varoluşmuyordu. Geçmiş var olan bir şey değildi. Hem de hiç değildi. Ne eşyada hatta ne de düşüncemde varoluşuyordu.
Şarkının bütünlüğünü dinlemeden, geçmişimize dair bü­tün resmi incelemeden, medeniyet tarihi dediğimiz zaman, nasıl olduğumuz gibi olduğumuza ve atalarımızın hataların­dan nasıl ders alabileceğimize dair gizemleri çözmemize yar­dımcı olma konusunda yetersiz kalmaktadır.
Reklam
Ne kadar sapkınca! Tam her şey yolunda görünürken ve aileler akşam yemeği için bir masanın başında bir araya gelmişken, Süpersınıf hayaleti beliriverir ve gerçekleşmesi olanaksız hayaller satar: lüks, güzellik, güç. Ve aile paramparça olur. Baba, oğluna en son çıkan spor ayakkabısından alabilmek için fazla mesai yapar; yoksa oğlu okulda dışlanacaktır. Karısı, arkadaşlarının sırtındaki son moda giysileri para olmadığı için alamadığından için için ağlar. Yeniyetme çocukları, inanç ve umudun gerçek değerlerini öğreneceklerine, yalnızca şarkıcı ya da film yıldızı olmanın hayallerini kurarlar. Taşra kasabalarındaki genç kızlar, bir türlü gerçek kimliklerini edinemezler ve büyük kente gitmeyi düşünmeye başlarlar: Bir mücevher sahibi olabilmek için her şeyi, ama her şeyi yapmaya hazırdırlar. Adalete yöneltilmesi gereken bir dünya, tam tersine, altı ay geçmeden hiçbir değeri kalmayacak ve yenisi alınması gerekecek maddi şeylere odaklanmaya başlar; işte, Cannes’da toplanan aşağılık yaratıkların yığının en tepesinde kalmalarını sağlayan tüm çark böyle döner.
Sayfa 11 - Can Yayınları
“Demek o gerçek olacağına güvenerek aldandığı hayallerin hepsi yalandı... ”
Bir ulusta demokrasi devrimle inşa edilemez. Demokrasi ancak her bir bireyin çabasıyla, gelişimiyle, evrimiyle inşa edilir. Binlerce aydının yıllarca sürecek gayreti ve bilinçli çabasıyla demokrasi gelişir ve kök salar.
İlgi alanımız ile etki alanımız arasındaki farkı bilmezsek, ilgilendiğimiz her şeye emek ve zaman verir ve esas sorunu çözmeye odaklanamayız ve her şeyle ilgilenen ama hayatında anlamlı hiçbir şey üretemeyen, netice alamayan kişilere dönüşürüz.
Reklam
Her insanın var olabilmesi için 'ben'i düşünmesi, kollaması, beslemesi ve geliştirmesi gerekir, yani bir miktar 'bencil' olması gerekir. Bu gerçekçi, doğal ve sağlıklı bir bencilliktir. Ama bencilliğin aşırı dereceye çıktığı durumları kastediyorsak, evet, bencil insanın mutlu olması zordur, çünkü yaşamının anlam sahası kısıtlıdır ve ister istemez bir süre sonra kendini yaşamadan kopuk hissetmeye başlar.
En iyi ve en kötü arzularımızın ardından git de gör: Nasıl yok oluyorsun! -İki durumda da büyük olasılıkla bir biçimde insanlığa karşı hayır işleyen, onu ileri götüren bir durumdasın; bundan dolayı, kendinin övgücüsü, şakşakçısı- ama aynı zamanda kendini tiye alansın! Oysa, seninle birey olarak, bütün varlığınla alay edecek birini asla bulamayacaksın, en iyi niteliklerinde sınırsız, sineksi ve kurbağamsı perişanlığını adam edecek biri hiç olmayacak! İnsanının kendine gülebilmesi, h a k i k a t i n b ü t ü n ü n d e n d o l a y ı gülmek için, gülmesi gereken biri olarak, şimdiye değin, en iyiler gerçek anlamından yoksun kaldı bunun, en yetenekliler ise bu konuda bir deha göstermedilerı Bir kahkahanın bile, kim bilir, hala bir geleceği vardır!
Sayfa 23
Bir üniversitenin gerçek gücü, öğretim üyelerinin öğrencileriyle kurduğu akıl ve gönül bağlarında kendini gösterir.
Çocuğun sağlıklı gelişmesi için ailede sadece para ve akıl gereksinimlerinin değil, gönül gereksinmelerinin de karşılanması gerekir.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.