Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Sana ne söyleyeceğim çalıkuşu." Jamie'nin ağzı kulağıma sürtündü ve karnımda yine o hafif gerilim vardı. "Orada bir şarkı söylersen kapanış partine seninle gideceğim. Aşağılık eski erkek arkadaşına kimin zirveye çıktığını göstereceğiz."
Sayfa 130 - Juno KitapKitabı okudu
‘Böyle gidiyorum. Kapanış jeneriği nerede akarsa aksın, hikayenin tamamlanması gereken açık kapıları, ne vaat ediyor olursa olsun. Ben burada bitiriyorum. Diziyi ne kadar süre izlediğimin, bunca emeğin tatmin edici bir finale ulaşıp ulaşamamasının nihayet ve nihayet ve nihayet ve nihayet ve nihayet ve nihayet hiçbir önemi yok.’
Sayfa 52
Reklam
Şok içinde bana bakıyor, böyle mi gidiyorum? Böyle gidiyorum. Kapanış jeneriği nerede akarsa aksın, hikâyenin tamamlanması gereken açık kapıları, ne vaat ediyor olursa olsun. Ben burada bitiriyorum. Diziyi ne kadar süre izlediğimin, bunca emeğin tatmin edici bir finale ulaşıp ulaşmamasının nihayet ve nihayet ve nihayet ve nihayet ve nihayet hiçbir önemi yok.
Beklemek, aynı zamanda bekçilik etmektir. Çünkü bekleyen kayıtsızca durmaz. Kayıtsızlık da kapanış ve tükeniştir. Bekleyen, bekleyişinin sebebi olan değerlerin bekçisi kaldığı sürece doğruyla bağları kurabilecek hazırlık içindedir. Hazır olan huzurdadır. Zaten huzursuzluk hazırsızlıktan başka nedir ki?
Sayfa 64 - TiyoKitabı okudu
takdir edersiniz ki, kadınlara hitap eden bir kapanış konuşması özellikle övgülerle dolu ve yüceltici olmalıdır. sizden sorumluluklarınızı unutmamanızı, yükselmenizi, daha çok düşünmenizi istirham ediyorum. ayrıca ne kadar çok şeyin sizlere bağlı olduğunu ve gelecek üzerinde de büyük etki bırakabileceğinizi hatırlatmalıyım.
Sayfa 139Kitabı okudu
Genç hanımlar, diyebilirim, ve dikkat edin kapanış konuşması başlıyor, benim nazarımda sizler utanç verecek derecede cahilsiniz. Önemli sayılacak hiçbir keşifte bulunmadınız. Hiçbir imparatorluğu sarsmadınız, ya da bir ordunun başında savaşa gitmediniz. Shakespeare'in oyunlarını siz yazmadınız, bir barbar kavmi asla uygarlıkla tanıştırmadınız. Mazeretiniz ne? Dünyadaki, hepsi de alışverişle, işletmelerle ve sevişmekle meşgul olan siyah, beyaz ve esmer tenli insanlar kaynayan sokakları ve meydanları ve ormanları işaret ederek başka işimiz vardı diyebilirsiniz, içiniz rahat olarak.
Sayfa 121 - Kırmızı KediKitabı okudu
Reklam
Pietâ, Vatikan Aziz Petrus Bazilikası, 1498-9
Bir gün Michelangelo gene oradayken, Lombardiyalı kalabalık bir grup, mihrabın önüne doluşmuş, yorumlar yapıyor, övgüler yağdırıyor, hayran hayran yapıtı seyrediyordu. İçlerinden biri şöyle dedi: "İyi de, kim yapmış bunu?" "Sorduğun soruya bak!" dedi Lombardiyalılardan biri. "Şu bizim Milanolu Cristoforo Solari, hani lakabı 'Gobbo' ('Kambur') olan!" Aynı akşam, Michelangelo kiliseye döndü. Bir sütunun arkasına saklanıp kapanış saatini bekledi. Sonunda, kapılar kapanınca içeride kaldı. Yanında bir mumla aletleri vardı. Ve bütün gece boyunca, büyük bir gayretle ve sabırla, Meryem'in göğsünün üzerinden geçen kuşağa adını kazıdı: Michael Angelus Bonarotus Florentinus Faciebat ("Floransalı Michelangelo Buonarroti yapmıştır").
Sayfa 49 - Pietâ, Vatikan Aziz Petrus Bazilikası, 1498-9Kitabı okudu
Adolf Hitler
Hitler ender bir insandı. Biyograflar ve tarihçiler hiç empati kapasitesi olmadığını düşünüyorlar, belki de bunun sebebi soğuk ve şiddet içeren bir çocukluktu. Kötü bir eğitim almış, tembel, fiziksel olarak çirkin olsa da dinleyicilerini kendine hayran bırakmış, karanlık bakışıyla karşı karşıya kalanları hipotezi etmiş ve bir ulusu dalkavukluğun
Sayfa 490 - Yakamoz KitapKitabı okudu
Annelik serüvenimin kısa özeti: İyi ki varlar, nerden de doğurdum, olsun yine de iyi ki varlar, sanırım delirdim yoksa neden bi insan kendine bunu yapar, iyi ki varlar, eğitimin sisteminin bu kadar b.ktan olduğunu bilsem asla doğurmazdım, iyi ki varlar, ne kadar yetersiz ve kötü bi anneyim hiç anneliği haketmiyorum, yine de iyi ki anne olmuşum. İstiklal marşı ve kapanış.
Hid Sokağı'ndaki "Péfeffer" ve Tsa Ruhsatlı İçki Dükkanının ya da herkesin bildiği adıyla "Péfeffer"in bu saatlerde her halükârda yatakta olmayı isteyen sahibi Hagelmayer Bey, saatine gittikçe daha sert bakışlar attığından -bu da, kızgınlıkla çatırdayan sesine daha da ciddi bir ton vererek ("Sekizde kapatıyoruz beyler!"), birazdan cezalı bir öğrenci gibi, bir köşede vızırdayan gaz sobasını söndüreceği, ışıkları kapatacağı ve aniden kapıyı açarak, güçbela kıpırdayan misafirlerini, içeriye giren soğuğun gücüyle oradan ayrılmaya zorlayacağı anlamına geliyordu- düğmeleri açılmış ve omuzlara atılmış koyun derisinden ve keçeden paltoların birbirine sürtünen kalabalığında neşeyle sağa sola bakınan Valuska, meyhanedekiler önceki gün ve ondan önceki gün ve hatta geçen yıllar boyu kim bilir kaç kere yaptıkları gibi, yüksek sesle bildirilen kapanış saati anonsundan sonra, "son bir yolluk" ihtiyacı nedeniyle, uykusu gelen meyhane sahibinin inatçı dikkatini dağıtmak için, ona seslenip "şu yerin ve ayın meselesini bir daha anlatması" konusunda onu gaza getirmeye başlayınca hiç şaşırmadı. Sayısız tekrardan sonra, artık öylesine bir kafa dağıtma seremonisine dönüşen hikâye, aslında kimseyi ilgilendirmiyordu...
Sayfa 80 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Pathos (duygu), Ethos (Güven verme),logos (mantık)
İster birebir bir görüşme olsun, ister topluluğa konuş, kendine zaman ayırman ve sabırlı özellikle de sabırlı olman gerekiyor. En iyi sıralama önden biraz pathos ile başlamak, duygu vermek ve sonrasında ethosa geçmektir. Konuşmanın gövdesini argümanlarına ve logosuna ayır. Sonunda mutlaka pathosu uygulayarak duygulara dokunan bir kapanış yap.
809 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.