Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Önce kendine, sonra başkalarına" ilkesi ilk bakışta bencilce bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir. Ne var ki, bir insan ancak kendisine verebildiğinde diğer insanlara da "gerçek anlamda" verecek şeyi olur. Örneğin çocuk, ihtiyaçlarını bir görev yaparcasına karşılayan ana-babadan çok, kendisini dürüstçe "yaşama" ve yaşama doğrudan "katılma" yürekliliği gösterebilen bir ana-babayı yeğler. Çünkü yaşayan ve ona nasıl yaşanabileceği konusunda örnek olabilecek bir modele ihtiyacı vardır. Buna karşılık, kendi yaşama sorumluluğunu üstlenemeyen ve yaşama katılacağı yerde diğer insanları seyrederek eleştiren ana-babalar, ellerinde olmadan çocuklarının da kendilerini yaşamalarını engellerler. Nasıl yaşanacağını bilemeyen ana-babaların çocuklarına verdikleri öğütler ve uyguladıkları kurallar çocuğun ilerki yaşamı için gerekli olan rehberliği sağlayacak nitelikte olamaz. Buna karşılık iniş ve çıkışlarıyla yaşamı olduğu gibi kabul edebilen, duygusal tepkilerini gizlemeyen ve çevresindeki olaylara yüreklice katılabilen ana-babaların çocukları, yaşama etkin bir biçimde katılmayı ürkütücü bir durum olarak algılamazlar.
Ölümle gerçek bir yüzleşme çoğu kez insanın o ana kadarki yaşamının hedeflerini ve yaşanış biçimini gerçek bir ciddiyetle sorgulamasına yol açar. Ölümcül bir hastalık nedeniyle ölümle yüzleşenler için de durum aynıdır: kim bilir kaç kişi feryat etmiştir, "Ne yazık, nasıl yaşanacağını öğrenmek için şimdiye kadar, bedenimin kanserle delik deşik olduğu şu ana kadar beklemek zorunda kaldım!"
Sayfa 37 - Aşkın CelladıKitabı okudu
Reklam
464 syf.
9/10 puan verdi
Jackson, sen mükemmelsin
Tek kelimeyle mükemmel! Bu yazarı İkimizin Yıkımı kitabıyla tanımıştım ve o kitabı gerçekten çok sevmiştim bu kitabı herkes çok daha fazla sevdiği için bir anda okumaya karar verdim ve iyi ki okumuşum okurken gözlerim sürekli dolu doluydu. Jackson’ın çocukluğundan itibaren yaşadığı şeyler o kadar çok kalbimi kırdı ki. Alıp onu sarasım geldi kitap boyunca. Geace’in annesinden gördüğü zorbalıksa o kadar sinirlendirdi ki beni. Kitap boyunca annesinden ve eşinden nefret ettim. Yazar her duyguyu o kadar güzel yaşatıyor ki, resmen kitapta her duyguyu alıyorsunuz. Jackson ve Grace’in bir araya gelmesini okumak o sürece dahil olmak her ikisinin de yaşadıklarını okumak gerçekten hem çok güzel hem de kalp kırıcıydı. Kücük kasaba hikayelerini hem seviyorum hem sevmiyorum ama bu kitapta nefret ettim, orada yaşayan insanların zorbalamaları Gris’i sürekli küçük düşürmeye çalışmaları, haklı olmasına rağmen sanki suçlu oymuş gibi onun üzerine gitmeleri… gerçek anlamda sinir bozucuydu. Antunm’a ne demeli peki. Nasıl bir arkadaş böyle şerefsizlik yapar ya. Finn ve ikisi kesinlikle layığını buldu. Kitap boyunca asla üzülmedim karakterler asla empati kurmak istemediğim karakterler. Grace’in annesine de o kadar sinir oldum ki kitabın sonunda evet böyle bir şey yaşanacağını tahmin ediyordum ama asla affetmedim kadını.
Yüz Karası
Yüz KarasıBrittainy C. Cherry · Martı Yayınları · 20222,107 okunma
Kendini yeniden sevmek veya sevmeyi öğrenmek- Alice in the Cities 1974- Şans ver!
Bugün uzun zamandır yapmadığım "şans ver" başlıklı yazılarıma bir yenisini daha ekleyeceğim. 1974 Yapımı siyah beyaz ve Alman sineması eseri olan Alice in the Cities (Alice in den Städten) filmini izledim ve film beni gerçekten çok etkiledi. Filmin içeriğini çok kaba hatlar ile anlatacağım ve daha sonra neden etkilendiğimi aktarmaya
"Anda nasıl yaşanacağını öğrendim." "Nasıl?" diye sordu çocuk. "Sessiz bir yer buluyorum, gözlerimi kapayıp nefes alıyorum."
Aliya İzzetbegoviç'in Türklere Yazdığı Mektup
"Merhaba efendim, ben Aliya. Aliya İzzetbegoviç. Bosna-Hersek'in cumhurbaşkanıyım. Sizi Devlet-i Aliyye'nin en güzel şehirlerinden birinden, Bosna Sarayı'ndan, sizin daha sık kullandığınız haliyle Saraybosna'dan selamlıyorum. Bu kısacık sohbetimizde, parçası olduğumuz Avrupa'dan, Avrupa'nın ve Batı'nın
Reklam
Hz. Muhammed (sav), Müslümanlar için hem Allah'a (cc) nasıl ibadet edileceğini hem de O'nu razı edecek bir hayatın nasıl yaşanacağını gösteren bir model ve muallimdir.
" "Müslümanın kalbi" dedi genç, "selamet dolu olmalı çünkü, Rabbimiz bize sünneti talim ettirerek nasıl Müslümanca yaşanacağını ve ölüneceğini göstermiş, kalbine ahiretin kat'i olduğunu yerleştirmiştir."
Sayfa 123Kitabı okudu
“ Anda nasıl yaşanacağını öğrendim. “ “ Nasıl? “ diye sordu çocuk. “ Sessiz bir yer buluyorum, gözlerimi kapayıp nefes alıyorum. “ “ Çok iyi, sonra? “ “ Sonra odaklanıyorum. “ “ Neye odaklanıyorsun? “ “ Pastaya, “ dedi köstebek.
Herkesin iyi kötü, yürüdüğü bir yol vardı. Herkesi yoldan çevirmeye çalıştın sokağın köşesinde durup. Hepsi de sana içinden güldü. Dur bakalım, dediler. Dur bakalım hele. Biz mi bilmiyoruz nasıl yaşanacağını? Dünkü çocuk, bize akıl mı öğretiyorsun? Başka bir şey yapmak gerekseydi elbette biz bulurduk bugüne kadar senden önce. Senin ortaya
Sayfa 235 - İletişim Sinan Yayınları İkinci Bölüm
Reklam
Öleceğimiz zaman geldiğinde mi nasıl yaşanacağını öğrenmek gerek?
Sayfa 37
Morinus'a göre, ''Yıldızlar, bir kişinin aklı ve mantığı sayesinde yıldızların gücüne direnme ihtimalini göstermezler. Örneğin, yıldızlar belirli bir zamanda bir hastalık ya da sorun yaşanacağını gösterebilirler; ama kullanacağı ilaçlar sayesinde güvende olacağını gösteremezler." Yani kişinin başına gelecek durumlar hakkındaki bilgiyi yıldız ve gezegenlerin durumuna bakarak tahmin edebiliriz, ama kişinin bu durum karşısında ne yapacağını ve bu durumdan ne ölçüde kaçınabileceğini ya da kendi yararına kullanıp kullanmayacağını, alacağı kararlan ve bunları hayata nasıl geçireceğini tahmin edemeyiz. Üstelik hayatımızda bazı şeyler kontrolümüz dışındadır, bazı şeyler ise özgür irademize dayanır: ''Bir kişinin hayatında gerçekleşecek olayların bir kısmı, kişinin kontrolü altında değilken (mesela kardeşlerinin ya da düşmanlarının kim olacağı, ölümü, ya da karşısına çıkacak şanslar), bir kısmı da özgür iradesine dayanabilir (mesela finans, çocuklar, hizmetkarlar, eş, davalar, kavgalar, seyahatler ve mesleki itibar). Bu meseleler, harita sahibi açısından dışsaldır; çünkü bu konularda özgür bir seçim yapabilir ve yıldızların etkisi kişiyi her ne kadar tam tersini yapmaya yöneltse de, kişi bunlardan kaçınabilir ya da etkiye direnebilir."
Hayatınız çok iyi gitse bile bu yaşadığınız anlamına gelmiyor
Stoacılar, "Nasıl yaşanacağını öğrenmek istiyorsan ölümü düşün derler." Sürekli öleceğim diye düşünmekten değil, zamanın hızlıca aktığını, dünyevi işler için koşturdukça ölümden kaçtığımızı fark etmekten bahsediyorum. Amaç hayatı daha zengin ve keyifle yaşamak.
Sayfa 118Kitabı okudu
"Nasıl yaşanacağını bilemeyen ana-babaların çocuklarına verdikleri öğütler ve uyguladıkları kurallar çocuğun ilerki yaşamı için gerekli olan rehberliği sağlayacak nitelikte olamaz."
Özkan Abi'nin Ardından
Şimdi düşünüyorum da, keşke yaşarken sana bunları söyleseymişim... Yani ne kadar önemli olduğunu bu topraklarda çalan müzik için. Senin, MFÖ'nün peşinden durdurulamayan bir nehir gibi sürüklendiğimizi... Ele güne karşı yapayalnız kaldığımızı, mazeretimiz olduğunu, zincirin kopuk olduğunu ve olduramadığımızı... Bu kelimenin her zaman sana ait
Sayfa 193 - Doğan NovusKitabı okudu
995 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.