Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Müslümanlar şehadet arzusuyla savaşıyorlardı. Düşmanları ise hayatta kalma arzusuyla savaşıyorlardı. Ölümü isteyenle hayatı isteyen, iki ayağıyla ölüme koşanla rahatını bozmamak için onu kendinden uzak tutan, ölmek için ve şehadet nimetini elde etmek için savaşanla yaşamak, mutlu ve kıvançlı olmak için savunma yapan kimse arasında ne büyük fark vardır.
Şeytan "İnsanlar namaz kılmayı bilmezken onları na- sıl cihâda teşvik edeceğiz." demesiyle bizi kandırmasın. Pey- gamber (sallallahu aleyhi ve sellem) örneğin değil mi? Bana cevap ver! Bir adam müslüman olmak için ona geldiği zaman ona "Medine'ye git. Faydalı ilim, dinin emirlerini, namazın şartlarını ve rukünlarını öğren" denir mi? Hayır, bilâkis kelime-i şehadet, sonra savaşmak. Adam kendisi bile O'na "Bir namaz bile kıl- masam bile mi" diye sorduğunda, buyurdu ki: "Evet". Öldü- rüldüğü zaman Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) onun hak- kında şöyle buyurdu: "Bu az çalıştı, fakat çok ecir kazandı. "
Reklam
Anlayabilir mi? ...
15 yaşlarındaki bir gencin şehadet aşkıyla yanıp tutuşmasını, bugünkü materyalist dünya nasıl anlasın? Nasıl anlam verebilsin pozitivistler, yaşadığı hayata maveralara uzanan bir ufukla bakan bu gencin ideallerine? Değil midir ki onlar, bu dünya hapishanesine ruhlarını hapsetmiş zavallılardır. Böylesi zavallılar, iman heyecanını ve şehadet muştusunu Rübeyyi' hatunun ninnilerinden almış Harise'leri anlayabilir mi?
Bu din; insanın idrakına hitap etmektedir. Hem de olanca gücüyle... İnsanın düşünen aklına, apaçık mantığına, etkilenebilen vicdanına hitap etmektedir…
Orta Doğu'da ÇOCUK
Sokakta Siyonist kurşunla vurulan Çocuk düştü asfalta Kalu Beladan Kelime-i Şehadet gibi çekti diğeri O gül kokuluyu ayaklarından. Sürüklenince ateş hattından Harflerin izi kaldı kanından kelimeden, ayetten, sureden Kitap'tan Ve Yetişkinler vardı bakan, ekran başından Yetişkinler bu yaşamdan Cennet uman Ümmi yetişkinler, yan yana duran Ahşap kütüphanelerinin önünde, Hiç harf olmayan kitaplarıyla ellerinde, Bakan, Cennet uman, Yetişkinler, Yetişemeyen, Okuyamayan! Ayçin Kantoğlu
Hepimiz gurbetteyiz
İnsanların ruhları kutsî âlemde daima Cenâb-ı Hakk'ı müşahede halinde idiler. Allah onları şehadet âlemine getirip beden kafesine hapsetti... Böylece ev, elbise, yiyecek ve diğer bedensel ihtiyaçlar onların çoğunu meşgul etti. Bazıları ise bu kadar meşguliyet içinde bile asli vatanına dönmek için yanıp tutuştu. Bundan da anlaşılıyor ki insanın yaratılış gayesi bu ıstırabın duyulmasından başka bir şey değildir.
Reklam
Ey bîçareler! Bu dünya bir misafirhanedir. Her günde otuzbin şahid, cenazeleriyle "El-mevtü hak" hükmünü imza ediyorlar ve o davaya şehadet ediyorlar. Ölümü öldürebilir misiniz? Mektubat - 438
SAİD NURSİ'NİN MEHDİLİK İDDİASI
Nur Risaleleri'nde Hristiyan ve Müslümanların ittifakına (!) Said Nursî tarafından Mehdî (a.s.) de iştirak ettirilmiş ve bu ittifakın programı olan Risale-i Nur'u Mehdî'nin neşir ve tatbik edeceği de iddia edilmiştir: "...sonra gelecek o mübarek zat (Mehdi), Risale-i Nur'u bir programı olarak neşr ve tatbik
Sayfa 442Kitabı okudu
SAİD NURSİ'NİN HRİSTİYANLAR HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ
"Şiddet-i şefkat ve rikkatten (acımaktan), bu kışın şiddetli soğuğuyla beraber mânevî ve şiddetli bir soğuk ve musibet-i beşeriyeden bîçârelere gelen felaketler, heläketler, sefaletler, açlıklar, şiddetle rikkatime dokundu. Birden ihtar edildi ki: Böyle musibetlerde kâfir de olsa hakkında bir nevi merhamet ve mükâfat vardır ki, o
Sayfa 416Kitabı okudu
Yahudi çocukları içinde birisi...
Bir zaman, Resûl-i Ekrem (Aleyhissalâtü Vesselâm) Hazret-i Ömer Radıyallahu Anh'a yahudi çocukları içinde birisini gösterdi. "İşte sureti!" dedi. Hazret-i Ömer (Radıyallahu Anh), "Öyle ise ben bunu öldüreceğim." dedi. Ferman etti: "Eğer bu Süfyan ve İslâm Deccalı olsa, sen öldüremezsin; eğer o olmazsa, onun suretiyle
Sayfa 395 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
Reklam
Bir Mehmet iki kaşının arasından vuruluyor ve mevziiye yığılıp kalıyor. Tamamlayamadığı bir kelime-i şehadet kucaklıyor onu.
Evlerimiz Dava ve Şehadet Okullarımızdır
Üstad Hasan el Benna'nın: "Siz İslam devletini evlerinizde kurun. O zaman Allah sokaklarınızı, şehirlerinizi ve devletlerinizi de İslamlaştırır." sözünde olduğu gibi sokaklarımızı, şehirlerimizi ve devletlerimizi İslamlaştıracak dava adamları ve şehâdet sevdalıları, bir dava okuluna, bir medreseye, bir İslam karargâhına dönüşen evlerimizden yetişecektir.
MUS’AB BİN UMEYR’İN (R.A.) İSLÂM’A HİZMETLERİ
İslâm dini, Arabistan’ın her tarafında ve husûsiyle de Medîne-i Münevvere’de pek süratle yayılmakta idi. Evs ve Hazrec kabileleri Ashâb-ı Kirâm’dan birinin Medîne’ye gönderilmesini talep ettiler. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz, onlara, Kur’ân-ı Kerîm’i ve İslâm âdâbını öğretmek üzere Mus‘ab bin Umeyr’i (r.a.) gönderdi. Hz. Mus‘ab (r.a.),
Artık yalnız eli silah tutanlar değil, beş on okka yük taşıyabilecek, bir kağnının öküzlerine embel dürtebilecek çocuklar ve kadınlar da cihada akıyordu. Daha şimdiden isimler çıkmıştı ortay; Kara Fatma’lardan, Ayşe Onbaşı’lardan, Pembe Çavuş’lardan bahsediliyordu. Kadınlık ilk defa şehadet be gazâ mertebelerine ermişti.
Sayfa 140 - İLETİŞİM YAYINLARI-12. BASKI-2008-İSTANBULKitabı okuyor
Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "İslam, beş esas üzerine kurulmuştur: Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın Resûlü olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekat vermek, haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.