Madem keyfiyet böyledir.. ben de buradaki mahkemeye değil, belki o insafsızlara derim: Ben, sizin bana vereceğiniz en ağır cezanıza da beş para vermem ve hiç ehemmiyeti yok. Çünki ben kabir kapısında, yetmişbeş yaşındayım. Böyle mazlum ve masum bir-iki sene hayatı, şehadet mertebesiyle değiştirmek, benim için büyük saadettir. Risale-i Nur'un binler hüccetleriyle kat'î imanım var ki; ölüm bizim için bir terhis tezkeresidir. Eğer zahirî i'dam da olsa, bizim için bir saat zahmet, ebedî bir saadetin ve rahmetin anahtarı olur. Fakat siz ey gizli düşmanlar ve zındıka hesabına adliyeyi şaşırtan ve hükûmeti bizimle sebebsiz meşgul eden insafsızlar! Kat'î biliniz ve titreyiniz ki; siz i'dam-ı ebedî ile ve ebedî haps-i münferid ile mahkûm oluyorsunuz. İntikamımız sizden pekçok muzaaf bir surette alınıyor görüyoruz. Hattâ size acıyoruz. Evet bu şehri yüz defa mezaristana boşaltan ölüm hakikatının elbette hayattan ziyade bir istediği var. Ve onun i'damından kurtulmak çaresi, insanların her mes'elesinin fevkinde en büyük ve en ehemmiyetli ve en lüzumlu bir ihtiyac-ı zarurîsi ve kat'îsidir. Acaba bu çareyi kendine bulan Risale-i Nur şakirdlerini ve o çareyi binler hüccetler ile bulduran Risale-i Nur'u, âdi bahaneler ile ittiham edenler ne kadar kendileri hakikat ve adalet nazarında müttehem oluyor, divaneler de anlar. Şualar - 369
Sayfa 369
Kur'ân da bizi kâinata (âlem-i şehadet) bakmaya çağırır ve Rabbimizi tanıtır; yani Kur'ân bize hakikata şahit olmamızı emreder. O halde, hakikat vardır. Fakat akıl kendi başına onu bulamaz. İnsan hakikatı üretemez; ancak hakikatı teyid eder.
Reklam
İTALYAN HAKİM, İDAM KARARI VERMEDEN ÖNCE ÖMER MUHTAR'A SORAR: —İtalyan Devleti'ne karşı savaştınız mı? Ömer Muhtar: —Evet —İnsanları İtalyan Devleti'ne karşı savaşmaya teşvik ettiniz mi?
İlk Hac
Peygamber (s.a.v) Bilâl (r.a.)’e Kâ’be’nin çatısına çıkıp ezan okumasını söyledi. Onun gür sesi tüm Mekke vadisini doldurdu ve ilk önce tekbir, daha sonra da kelime-i şehâdet sesleri Mekke etrafındaki tepelere kadar ulaştı: “Şehaâdet ederim ki, Allah’tan başka ilah yoktur. Yine şehâdet ederim ki, Muhammed Allah’ın Rasûlü’dür.”
Şehadet kelimesi , insanları Allah’a , Peygamberlere ve birbirlerine bağlıyan ve bu bağı şuur planında tutan açık, seçik bir ilahi mukavelenin kabul edilmesidir
Peygamberimizin dilinden Ramazan
Hadisçi Muhammed İbni İshak İbni Huzeyme (311/923), Ramazanın fazileti ile ilgili olarak “eğer haber sahihse”kaydıyla Selmân-ı Fârisî radıyallahu anh’ın şöyle dediğini nakletmektedir:          Resûlullah sallallahu aleyhi ve selem bize Şa’bân ayının son günü bir hutbe irâd etti ve şöyle buyurdu:          “Ey Müslümanlar!          Büyük ve
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.