Harese gibiydi. Tutkundum ona bana acı veren ama acıttıkça da kendisine çeken bir sevgisi vardı içimde, öyle sevdim onu. Görüşmemek üzere benden gittiğinde bile hala aramasını bekledim. Durmadan akıp giden zamana inat akıp gitmeyen bir yarayla gözlerimi açtım sabahlara. Gecenin yarısı, sabahın köründe uykulu hallerim, yarı kör gözlerimle telefon ekranlarına baktım. Bölünen uykularımda halüsinasyonlarını gördüm. Ama vallahi çok sevdim. Hiçbir şey olmamış, yaşanmamış gibi çekip gittin. Beni umutlarımla dar ağacına astın, giderken de tabureye çarptın. Sadece ruhumun değil umudumun da katili oldun. Ama ben yine de senin yasını tuttum da sevdim. Sen gününle gün yaşarken ben gündüzümde bile gecelere kaldım. Benim kalbim kırıktı ve ne zaman alışmak hastalığına düşecek olsam battı. Yeniden hatırladım, unutmadığımı hatırlayarak. Biraz ağladım ama ah etmedim. Felaket kırdın beni, feci incittin. Ne diyebilirim ki sevgim acıyor….