Hayatımız, inançlarımızın sonucu ve ispatıdır. Yaşadığımız hayat çok rahat gibi gelebilir, çok zorluk dolu gelebilir. Bir şey eksilmiş hissiyle yaşayabiliriz ya da her şey tam olmasını istediğimiz gibi olmuştur ama iç huzurumuz eksiktir. Kendimiz olmadan; ulaştığımızda mutlu olacağımızı düşündüğümüz her kaynak, bize öyle olmadığını gösterir. Kaynak çok yakındır ama bizi biz yaptığını sandığımız her özellik, her kimlik, her davranış biçimi her kıyafet, her hayal, bizi kaynaktan yani kendimizden uzaklaştırır. Şu söz gibidir aslında: Ego der ki; "Her şey yerine oturduğunda huzur bulacağım." Ruh der ki; "Huzur bul ve her şey yerine oturacak." Marianne Williamson Ego dediğimiz, bizi biz yaptığını düşündüğümüz her şeydir; huzur dediğimiz asıl benliğimizdir, ruhumuzdur. Asıl benliğini bulmaya başladığında huzuru bulursun. Ve huzuru bulduğunda her şeyin yerine oturması kaçınılmazdır. Yerine oturan unuttuğun, bıraktığın ya da sürüklediğin ruhundur. O yerine oturduğunda gerçek benliğin oturmuş olur. Mutluluğun; gittiğin, sahip olduğun, ya da hedeflediklerin değildir. Mutluluk sensin. Senin kendini bulmayı istemendir. Yaşadığın hayattan tat alabilme becerilerin; seni kaderci, vazgeçen, pes eden, boşvermiş biri yapmak zorunda değil. Bu beceri seni hoş karşılayan bir ev sahibi yapar. Böyle evlere misafir olmak isteyen çoktur. Bolluk budur. Her şeyin ama her şeyin sonsuzlukla zaten var olduğunu kabul edebilmektir. Aşkta da, şiirde de, ekmekte de güçte de.. Şimdi var olanla ne kadar mutlusun?
Yaklaşık son 4 yıl yaşanan olumsuzlukları düşünüyorum ve aslında bir daha konuşmamak sessizce çekip gitmeyi istiyordum ama şu gece ye kadar herşeyi içime ata ata geldim gırtlağıma kadar değil boyumu aşacak kadar doluyum. 4 yıl içerisinde beni aşşağılaman küçümsemen beni güvensizlik ile itham hadi bunları sineye çektim de...! O dövmeyi oraya değil
Reklam
Sevgili günlük ve kaygı
Yıllarca kaygı -endişe sarmalı beni hapsetmiş. Vücudumu bir anda kaplayan gerginlik, beynimi durduran veya donduran sıcak bir o kadar soğuk bir akım tam olarak tanımlayamadığım fakat kendimi bildim bileli benle olan duygu. Kaygı duydukça başarıyı, mutluluğu ertelemişim. Şimdi de bu sistemi çözmeye çalışıp çözdükçe mutlu oluyorum çünkü hiçbir şey benim suçum değilmiş yani çabalamışım ama sorunu bilemediğim için çıkış yolu bulamamışım. Şimdi bu yolu bulmak için yavaş ve emin adımlarla yol işaretlerine dikkat ederek ilerliyorum. Bu yeniden doğuş gibi ve güzel bir mutluluk bir o kadar da acı çünkü zaman nasıl da akıp gitmiş. Hayır suçluluk hissetmek için hayat kısa ve yeniden başlamak için uzun🤍 yeniden başlamak için yeterince gencim diye umuyorum ve artık kaygıdan uzak mutlu bir hayat sürmek istiyorum. Dağınık düşünce ve hayatımı çöpe atıp hak ettiğim gibi yaşamak ve değer görmek saygı görmek istiyorum bunları yazarken içimi kaplayan hüzünden kaçarken düşüp yaralanmak istemiyorum. Bu uzun bir yol ve ben düşe kalka ilerlemeye kararlıyım. Ama şu an kısa bir ara verip uzunca uyumalıyım..
5 Mayıs 1936 Anavatanın Restorasyonu Derneği
Beş bin yıllık köklü bir geçmişe sahip 20 milyon Korelinin sevgili anavatanlarının düşman Japon emperyalistleri tarafından ellerinden alınmasının üzerinden 26 yıl geçti. Yurttaşlarımız, Japon emperyalizminin sömürgeci baskısı altında, her türlü zorluk ve mahrumiyete maruz kalarak, kan ve ter içinde, hayvanlarınkinden bile daha sefil bir yaşam
Belki hiç bir şeyim yoktu ama umudum vardı hayattan, şimdi hem hiç bir şeyim yok hem de olması için umudum da yok .iki yüzlü insanlardan kaçarak arkamdan da " buna ne oldu yaa "demesinler konum bile geçmesin diye sahte gülücükler saçan her şey normalmiş gibi davranan ve geri kalan her şeyi de miş gibi yaşayan bir mahlukata dönüşümümü arada aynaya bakarak seyrediyorum kendimde . Hiçbir şey normal değil ,ama her şey normalmiş gibi...
Ben hep Allaha Havale ettim. Hayatım boyunca kendi çıkarlarım kendi menfaatlerim uğruna insan satmadım. Hiçbir zaman bencil olmadım. Bana taş atana ben el verdim. Kırdılar, üzdüler canımı yaktılar. Ama yine de onlara gülümsedim ve affettim. İçtiğim bir bardak suyun, yediğim bir lokma ekmeğin, aldığım 1 gram sevginin hakkını sonuna kadar verdim. Çok şükür asla Nankör olmadım, olanada tahammül etmedim. Ne kimseye başımı eğdim, ne de birine haksızlık ettim sadece değer verdim, kendimden ödün verdim, belkide kendimi değersiz kıldım. Hatır gönül bildiğim kimseye saygısızlık etmedim. Bana güvenen, inanan insanları asla yarı yolda bırakmadım. insanların bir çok yalanlarını gördüm, sustum. Salağa yattım görmezden geldim. Korktuğum için mi? HAYIR sadece yüzlerine vurup rencide etmek istemedim. Hayatım boyunca hiç mi hata yapmadım tabiki de yaptım. Belki de her insan kadar. Hatalar insanlara mahsustur. Herkesi kendi yüreğim gibi bildim. İnandım, kandım. İyi olabileceklerini düşündüm, yanıldım. şimdi bütün bunları yaptığım için kaybettim mi? Aksine KAZANDIM. İnsanlığımı kazandım. Ben kimseyi kaybedecek bişey yapmadım, uzaklaşan kendisi kaybetti. Bir çoğu farkına varıp döndü. Bir çoğu sonradan farkına varacak, ama asla ben olmayacağım. Bir daha da kimsenin canımı yakmasına izin vermiyeceğim. Ben hakkımı helal ederim de mahşerde hesap incedir. Siz Kendinizi Kollayın...
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.