Seni sevemem dedi. Nedeni ise havaların sıcak olmasıymış. Meğer kalbinin sıcaklığına bir de yaz güneşi eklenince fazla gelmiş! Ama sadece bu değildi, aslında daha derin bir sebep vardı. 'Senin sevgin bana ağır' dedi. İşte o an anladım ki belki de hislerimi yanlış zamanda yanlış şekilde ifade etmiştim.Belki de sevgim onun omuzlarında bir yük gibi duruyordu. Her kelimem her bakışım ona olan düşkünlüğüm ona ağırlık gibi geliyordu. Belki de benim kalbimde hissettiğim bu yoğun aşk, onun kalbine fazla geliyordu. Onu boğuyor, nefes almasını zorlaştırıyordu. Ama sevgim hiçbir zaman onu incitmek ya da zorlamak için değildi. Belki de bunu anlaması zaman alacaktı.Düşündüm, belki de sevgimi biraz hafifletmeliydim. Onun nefes alabileceği, rahatlayabileceği alanlar bırakmalıydım. Sevgi bazen sadece yanında olmak, ama bunu hissettirmeden yapabilmekti. Belki de ona zaman ve mekan tanımalıydım, kendi duygularını keşfetmesi için.Sonbaharın serin esintileri geldiğinde belki o zaman biraz daha özgür hissederdi kendini. Yaprakların döküldüğü o serin akşamlarda, belki de yükü biraz hafiflerdi. Belki de kışın, kar taneleri düşerken birlikte oturduğumuz sıcak bir köşede içimizdeki sıcaklığı paylaşabilirdik. Ama bu kez ona nefes alacak kadar hafif ama varlığımı hissettirecek kadar da sıcak olmalıydım.