Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Araştırma her zaman acemi talihi ile başlar. Ve her zaman Fatihin Sınavı ile sona erer.
Sayfa 151 - simyacı
"Yeryüzünde her insanın kendisini bekleyen bir hazinesi vardır," dedi yüreği delikanlıya. "Biz yürekler, insanlar artık bu hazineleri bulmak istemedikleri için bunlardan pek ender söz ederiz. Onları küçük çocuklara anlatırız. Sonra herkesi, kendi yazgısının yoluna göndermek işini hayata bırakırız. Ne yazık ki, kendisine çizilmiş olan yolu pek az insan izliyor; oysa bu yol Kişisel Menkıbe'nin ve mutluluğun yoludur. İnsanların çoğu dünyayı korkutucu bir şey olarak görüyorlar ve yalnızca bu nedenden dolayı da dünya gerçekten korkutucu bir şey oluyor. O zaman biz yürekler, giderek daha alçak sesle konuşmaya başlıyoruz, ama asla susmuyoruz. Ve sözlerimizin duyulmaması için dilekte bulunuyoruz: Kendilerine çizmiş olduğumuz yolu izlemedikleri için insanların acı çekmelerini istemiyoruz."
Sayfa 150
Reklam
Hars (kültür) ve Medeniyet
...Türk ahlâkı ile Osmanlı ahlâkı birbirine zıt gibidir. Mahmud-ı Kaşgâri, Divanü Lugat'ın Türk maddesinde, Türkleri muhtasaran (özetle)tarif ediyor. Diyor ki, Türk'te tasallüf (kibir) ve tefahür (övünme) yoktur. Türk, büyük kahramanlıklar ve fedakârlıklar yaptığı zaman, bir fevkalâdelik (olağanüstülük) yaptığından habersiz gibi görünür...
Hiçbir zaman garantisi olmayan, nadiren korunabilen ve her an kayıp gidebilecek birtakım şeyleri elde etmek için hiç düşünmeden, canımızı dişimize katarak çabalar dururuz; hiçbir şey sonsuza dek kazanılmaz; elde edeceğimizin kalıcı olmayabileceğini unutur ve çok defa savaşır, iş çevirir yahut yalan söyleriz, alçakça davranışlar­ da bulunur, ihanet ederiz ya da fesat çıkarır, suç işlenmesine sebep oluruz . .. ve etkisi bir kez geçtikten, ge­çerliliğini yitirdikten sonra savaşların ve çevrilen işlerin, yalanların, alçaklıkların, ihanetlerin ve suçların hepsi anlamsız ya da daha da kötüsü yüzeysel gelir bize: Hiçbir şey değişmezdi bu zahmete girmeseydik de; ah ne büyük bir enerji israfı , nasıl da nafile bir savurganlık.
Sayfa 158 - YKY
Yorumsuz...
... ne kadar es­kide kalmış olursa olsun birçok şeyi unutmuyorum. Bana acı veren şeyler de olsa unutmuyorum. Kafamda sürekli milyon­larca şey dolaşıyor. Hepsiyle tek tek konuşuyorum, kavga ediyorum, bazılarına saldırıyorum, kiminden kaçıyorum. Ama hepsiyle bir şekilde karşı karşıya geliyorum. Bazıları, üzeri kabuk bağlamış yaralar gibi. Üzerinden uzun zaman geçmiş ve iyileşmeye yüz tutmuş yaralar gibi. Ancak buna izin vermiyorum ve kabuğu tırnağımla kaşıyorum, kopartıyo­rum. Acı veriyor ve yara yeniden açılıyor. Bu böyle sürüp du­ruyor.
Sayfa 22 - PDFKitabı okuyor
İnsan kendi olmadığı müddetçe, içinde sayısını kendisinin bile bilemediği kadar insan taşır. Ve her taşıdığı insan kişiye ayrı bir yük olur. Zaman geçtikçe içinde taşıdığı insanlar yani ağırlık artar. Ağırlaştığı için de kanatlanıp özgürleşemez. Durumun nihaî sonucu insanın kendini bütünleyememesi, tanıyamaması ve taklit bir hayat yaşamasıdır.
Reklam
“Sen hiçbir zaman zulüm ve karanlık için yaratılmamıştın; sen ışığı yakalamak için yaratılmıştın, tıpkı yanan bir lambanın ışığı yakalayıp yaydığı gibi.”
Sayfa 152 - Metis Yayınları
Acı gelir,acıdan kaçmaya çalışır ve yine başa döneriz. Dünya ne zaman isteklerimize uymasa,acı kendini göstermeye başlar ve zihnimiz de dengeyi sağlamak için hemen hikayelerini atar ortaya. Bu an ile yüzleşmeyelim diye yazar da yazar.
Avniyā Zāl-i zamanın mekrine aldanma kim Kim zenânın çevrini çekmek gelir merdana güç Ey Avnĩ! Şu yaşlı (bir kocakarıdan farklı olmayan köhne) dünyanın hilelerine (işvelerine) aldanma. Zira yiğit olanla- rın, kadın eziyeti çekmeleri dayanılır dert değildir. Eskiler dünyayı yaşlı ve hilekâr bir kocakarıya benzetmişler ama yine de onun hilelerine aldanıp taze gelin muame- lesi yapmışlardır. Şair bunun için ikazda bulunuyor. Beyitte geçen "Zal" kelimesi İran mitolojisinde adı anılan Zaloğlu Rüstem'i de hatırlatır. Zal kelimesi "ihtiyar, ak sakallı" manalarına gelir. Zal, doğduğu zaman saçları, kaş ve kirpikleri bembeyaz olduğu için bu adla anılmıştır.
Nerelisin diye çok soruluyor
ANADOLULUYUM Nerelisin sorusu çok soruluyor ve birazda yoruyor beni. Anadolu diyorum Anadolu'nun neresinden diye soruyorlar. Daha önce de yazmıştım tekra yazmakta fayda var sanırım.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.