Parça parça bu ömrümü
Verdiysem en güzeline feda ettim
Kırık, dökük bu kalbimi
Ettiysem en özeline heba ettim
Ağlamadan, sızlamadan
Gittimse en büyüğüne veda ettim
Utanmadım söylemeye
Hakkımı en değenine helal ettim
Bazen yakın çevremde, beni tanıyan insanların "Yine mi Aytmatov?" dediğini duyar gibi oluyorum. Demeyiniz efendim. Elbette ki yine Aytmatov. Daha Isık Göl'ün her bir karışını adım gibi ezberleyecek, uçsuz bucaksız bozkırlarda ve de Tanrı Dağları'nda türküler söyleyeceğim.
"Onun iki masalı vardı. Biri kendisinindi ve başka kimse bilmezdi. Ötekini ise dedesi anlatmıştı ona. Sonra ikisi de yok olup gitti."
Daha ilk cümle ile bu masalın bizi, karlı dağların ıssız bir yamacında yapayalnız ve de çaresiz bırakacağını; hatta rüzgarda sallanıp duran kuru bir yaprağa dönüştüreceğini anlıyoruz. Öyle de oluyor ve biz o daldan düşüyoruz. Yine yalnızız, fakat bu kez boşluktayız...
Yüreği büyümemeli insanın. Hep çocuk kalmalı. Şimdi sana sesleniyorum, ah güzel çocuk... Sen bir balık olup Isık Göl'ün soğuk sularında savrulup giderken ben bu dünyada fakat en çok da kendi içimde savruluyorum. Ve ellerimi o soğuk suya daldırıp seni tutamıyorum. Yine de bir tesellim var; ruhun usulca göğe yükselirken onu tutup yakaladım ben. Şimdi yüreğimin en mavi köşesinde yüzüyorsun. Artık ikimiz de hiç büyümeyeceğiz. Boynuzlu Maral Ana'nın gelip bizi bambaşka bir diyara götürmesini bekleyecek ve ona hiç ama hiç ihanet etmeyeceğiz.
"Sana, senin sözlerini tekrarlayarak veda ediyorum: Merhaba Beyaz Gemi, ben geldim!"
Beyaz GemiCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 201869,9bin okunma
Ay ışığında hüzün
İçerim gölgelendi
Hasret elinde elek
Neyim varsa elendi
Sahil boyu küçülen
Dünya gözümde bir pul
Beni izleyen yorum
Ne iz bırak ne sorul
Çekip gitmek var erken
Arkamdaki nefesler
Gece veda ederken
Seste gizlendi sesler
Çekip gitsem mi erken
SPOİLER
Biraz garip hissediyorum. Bu okuduğum belki yirminci kitabı ve Poirot'a veda etmek inanılmaz sarsıcıydı. Bir an sayfayı ilerletemedim. Hatta ölmemiştir ya bile dedim.
Yazarın Poirot ile son kitabı olduğunu biliyorum, zaten öldü. Ama ne bileyim. Öleceğini tahmin de etmiştim. Yine de!
Derin bir nefes.
Katili buldum bu defa. Sanırım bu ikinci kez oluyor Agatha'nın kitaplarında. Birisinde Miss Murple'ın anlattığı bir kitabıydı. Şimdi de bu.
Katilin direkt olarak kendisinin öldürdüğünü ya da azlettirdiğini zaten herkes anlamıştır. Norton'un aşırı şüpheli tavırları vardı. Sürekli Hasting'e onu şüphelendirecek şeyler ima edip duruyordu. Diğerleri hakkında olanları da romantik olaylara bağladım ki bu da doğruydu zaten. Sadece Barbaranın kendisini öldürdüğünü anlayamadım. Norton'un da o gece Poirot ile konuştuktan sonra kendisini öldürdüğünü düşünmüştüm ama adam pişkin pişkin asla pişmanlık duymayan caniymiş. Gerçi ben suçlarını itiraf etmektense kendisini öldürmeyi Kabul etmiştir diye düşünmüştüm ama... Neyse.
Poirot'ya böyle veda ettikten sonra kitapları çıkış sırasına göre okumadığım sevindim. Ona henüz elveda demeye hazır değilim açıkçası.
Ah, Poirot! Benim bıyıklı dedektif yoldaşım.
Ve Perde İndiAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20191,771 okunma
Yaşamı aşama aşama yașayacaksınız ama mutlaka bir bütün olarak düşünün. Gün gelip de bu hayata veda etme zamanı geldiğinde, “ Yaşamımda kendim olarak var mıydım , gönlümce yaşadım mı? “ sorusuna nasıl yanıt verdiğiniz önemli…
Bütün yaşanmışlıklara helal ederek hakkımı,
Son kez gözlerim dolu dolu içerek sek acıyı,
Veda ederken bu şehre bir nisan sabahı,
Arkama dönsem görür müydüm bilmem,
Ruhuma revan olan varlığını...
İnsanın bu yeryüzünde yaşarken başına gelebilecek en büyük trajedi, kendilik bilgisine hiç ulaşamadan yaşayıp gitmesi, bu dünyaya cehaletiyle veda etmesidir.