Vedasal
Belki de bunlar son satırlar artık Kelimeler kifayetsiz kalıyor sana Ne desem boş ne söylesem... Pardon, sağır olduğunu unutmuşum. Belki de bunlar son kelamlar artık Başkalarıyla mutluluk yaşayana ne denir ki Bu arada beddua da etmiyorum inan ki Kağıt kalem elimde döküyorum içimi. Beni aramaya devam et başka ellerde Ama bulamayacaksın beni Bazen hatırla, ne kadar çok seviyordu beni Ne kadar da çabalıyordu mutlu olmam için Bir bebek gibi ilgileniyordu... diye söylen. Belki de bunlar son sitemler artık Geldi, geçti, gitti ve bitti... Kapımı çalmaman ümidiyle Sana da sevdama da hoşça kal... M.DEMİRBAŞ
(El)Veda olsun İstanbul'a 684
Bu bir elveda olmasa da,derin bir vedadır sana ey İstanbul! Yılların hayalinin en somut adımıyla gidiyorum senden yarım yüzyıllık bir yarım hikâye bırakarak! Artık yarım yüzyıldan sonraki hikâyemizin ilk vaktidir gelen (el)vedasal olan. Özlemek olacak; Canından olanları, Candan olanları, Arkadaş olanları, Dost bildiklerimi, En çokta Annem ve Babam olacaktır özlediğim şüphesiz ama onlar ki alışkanlık sahibidirler [GURBET] dediğimize, bu defa tersinden yaşayacaklar bu olguyu! altyapısı sağlam bir tecrübe ile! Ayrıca kim [GURBET]'e dahil değil ki? Vatanında, Evinde, İşinde, Dünyada. Alışkın olmak ruhumuzda kodlanmış olmalıdır ki [GURBET]'e ondandır kolay uyum sağlamamız. Elveda "kavgaların şehri İSTANBUL" ben sana yenildim! belki de bir maşukun sevgilisine bilerek yenilmesiydi bu bilmiyorum! Ama gidiyorum daha önce [CANAN] için yapacak olduğumu bugün [CAN] için yapmaya. Bana iyi şanslar dile dünyaya YÂR olan,bana ise Ayşen Gruda olan İSTANBUL... Derda Yuşa