Ve ilk kan dökülüyordu...
24 temmuz'da İstanbul Hukuk Fakultesi öğrencisi Vedat Demircioğlu polisin açtığı ateş sonucu yaşamını yitiriyordu!..
1968, Türkiye'de uzun yıllar sürecek " içsavaşın" başladığı dönem olarak tarihte yerini alacaktı...
Bayramlarda küskünlükler unutulur. Dinsel bayramlarda küskünler barışır, küçükler büyüklerin ellerini öperler. Ulusal bayramlarda da, siyasal ayırımlar unutulur, bütün yurttaşlar ulusal amaçlarda birleşirler. Hepimiz bilmekteyiz ki, 27 Mayıs, Anayasa ve Özgürlük bayramıdır. Bu bayramda da, geçmiş anılar; 27 Mayıs ihtilali anlatılır. Şiirler
Türkiye'nin bağımsızlığından başka bir şey istemedim. Bundan dolayı da ölümden korkmuyoruz. Ve ben 24 yaşındayken kendimi Türkiye'nin bağımsızlığına armağan etmekten onur duyuyorum.
Bizlerin tek özlemi tahsil sırasında bulunmamıza rağmen Türkiye'nin bağımsızlığıdır. Biz hiçbir zaman bütün çabamıza rağmen Türkiye'nin
Sayın Süleyman Demirel o zaman
Başbakandı. Bakınız ünlü politikası var, Süleyman Demirel’in.İti ite kırdırma politikasıdır bunun adı. Ve çıkarmıştır, sağcıları örgütlemiştir. Türkeş vasıtasıyla ülkücüleri örgütledi, silahlı eğitimlerden geçirdi.
68’e silahı sokan hükümettir. Bunu ülkücülerin eliyle sokmuştur. Vedat Demircioğlu 68’in ilk şehididir, devrimci şehididir. Benim çocukluk arkadaşımdır, aynı memleketteniz. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde benimle beraber olduğu gecenin sabahında binanın damından atılarak öldürülmüştür. Bakın 68, hiçbir zaman silaha sarılmadı. 68 silaha sarılmaya zorlandı. 1971’de olan bireysel terör eylemleri ortaya çıktı. Bunlar 68’i bağlamaz. 68, bugünün davasıdır.