Bizi okuyan, okuyacak olan herkese merhaba. Biz kim miyiz? Az bekleyin ya da beklemeye ne hacet kendimden başlayarak tanışalım sizlerle, sonrasında söz diğer arkadaşlarda.
Ben Neşe Cengiz 'in kitabına da adını verdiği ilk öyküsünün kahramanı Alaaddin. Evet evet buna lütfen dikkat edin Alattin değil Alaaddin.
Küçük Emrah film repliklerini az
İskender Pala'nın okuduğum 3'cü kitabı. KALP, EFSANE ve yeni bitirmiş olduğum OD.. Hepside birbirinden güzeldi. Fakat bu kitap beni gerçekten çok etkiledi.. Aşık bizim Yunus. İsmail (Samuel). Sitare (Elif).. Tapduk Sultan.. Aslanlı Sultan.. ve daha bir çokları ile karşılaşacağımız akıcı ve sade bir dille yazılmış, bir çırpıda okuyabileceğiniz bir kitap. Her bir cümlede bizi içine çeken ilahi aşk diye tanımlayan, insanın iç alemini yansıtan isim. Madde ve Mana'nın harmanlandığı duygu yüklü bir kitap. Hacı Bektaşi Veli'nin dediği nefes mi, nefis mi istersin sorusundaki nefsimize yenik düştüğümüz gerçeği. Molla Kasım'ın anlatımı ve İskender Palanın kaleme aldığı her cümlesi ayrı bir tat olan Yunus Emre'nin Od'u. Bizim Yunus'un dediği gibi; "Bilmek çareyi gerektirir." İdi. "Okudukçaöğrendim ki. İslam'ın temeli ahlak." Ahlakın özü bilgi, bilginin özü akıl imiş. Kitapta Yunus Emre’nin Sitare ve oğlu İsmail için çektiği acılar oğluna kavuşmak için gösterdiği emsalsiz mücadele ve hayatının her döneminde Sitare’yi aklından çıkaramayışı ilahi aşk için yanıp tutuşan bir derviş.. "Şöyle hayran eyle beni. Aşkın oduna yanayım. Her ne yana bakar isem. Gördüğüm seni sanayım.." "Ben gelmedim davi için, benim işim sevi için, Dost'un evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim..." İskender Pala'nın kaleminden Bizim Yunusu okumak keyifliydi, tavsiye ederim.
Keyifli okumalar...
Divan edebiyatı konusunda usta olan İskender Pala, tasavvuf konusunda da kendisinden beklenen güzellikte bir eserle karşımızda.
Yunus Emre'nin tasavvuf yolunda hamlığını üstünden atıp, nasıl piştiğine şahit olacaksınız. Sizinle beraber Molla Kasım, Tapduk Emre, Mevlânâ, Hacı Bektaş Veli de Yunus'un bu yoldaki şahitleri olacak.
Yunus'u bu yola
. . .
ŞİİR-MİİR
K/aralamalar
(Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
22 kısa hikâyeden oluşan kitaba, "Mahalle Kahvesi"nden giriş yapıyoruz. Mahalle Kahvesi'nin en akılda kalıcı yanı Sait Faik'in gözlemciliğini zirveye çıkarmasıdır. Ayrıca Sait Faik bunu, kahvede en azından bir saat bile bulunmuş herkesin fark edeceği üzere oldukça gerçekçi şekilde aktarmıştır. Bu hikayeyi okurken benim aklıma, okuldan
İnsan!
Allah kulunu yaratırken bir avuc toprak sudan yaratmış ..
Yunus Emre'nin dediği gibi “Bir avuç toprak, biraz da suyum ben. Neyimle övüneyim, işte buyum ben.” keşke herkes senin gibi diyebilse demek geliyor içimden yunus emrenin dizelerini okurken !
Ve yine Hz.İmam Ali derki hiç bir şey insan kadar yükselip insan kadar alçalamaz …
Bu
Uzun zaman oldu güzel güzel gülüp, tebessüm edip sonra yumru'nun boğazımda düğümlenmemesi.
Orhan Veli, Ankara ve İstanbulda yürüdüğünde ben de yanında yürüdüm. Özende, Küllükte, Kürdün yeri'nde, Lambo'nun Meyhanesi'nde oturdum, içtim. Oktay Rıfat, Melih Cevdet, Cahit Sıtkı, Aşiyan da Tevfik Fikret, Hasan Ali Yücel, A. Hamdi Tanpınar, Sabahattin
Herkese merhaba,
Bu kitabı ve değerli yazarını bu güzel platform ve buradaki okuyucular sayesinde tanıdım.
Öncelikle burada gerçekten çok kaliteli okurlar olduğunu belirtmek istiyorum.
Oğuz Yılmaz da buradaki değerli okur ve güzel yazarlardan bir tanesi.
Hepimizin hatırlayacağı üzere Mahmut Hoca Efsane bir Hababam sınıfı repliğinde der
Merhabalar Efendim....!
Kahveler hazır mı?? Güne nasıl başladınız bilmiyoruz ama biz geldik... Bizsiz güne başlamak olur mu hiç..?
{Ç News} yine, yeniden yayında...!
Dün Orhan Veli'yi doğum gününde andık.. Yorumlara bırakılan şiirler gerçekten çok güzeldi.. Hepsini okuduk. Harika bir harman oldu. Beğenileri ve Yorumları ile bizlere eşlik eden