Spoiler yok, çoğunlukla his ve düşüncelerim. ( Bir miktar da reklam)
Uzun zamandır okumak istediğim ama henüz sıra gelen kitaplardan biri: Kuyucaklı Yusuf. Okul kütüphanesinden okuyacağım kitapların listesine almışken virüs sebebiyle okulların kapanması bu kitabı okumamı engelledi. Her neyse, en sonunda A101'e Sabahattin Ali'nin kitapları geldiğini duyunca annem sağ olsun benim için bir koşu gidip aldı. (Sokağa çıkmam da yasak:/) 4 liraya kitap, hatta Sabahattin Ali kitapları olması beni şaşırttı açıkçası. Acaba basımı iyi midir, nasıldır derken okudum ve ben çok beğendim. A101'den beklenmeyecek ölçüde beğendim hem de. Eski kelimelerin hemen yanına parantezle günümüz Türkçesi hâlinin yazılması güzeldi. Venedik Yayınları, almak isterseniz öneririm. A101 sponsorum değil, reklamını yapıyorum...
Biraz da Kuyucaklı Yusuf'tan bahsedeyim. Sabahattin Ali'nin ilk romanı.1937 yılında yayınlanmış. İlk olmasına rağmen acemilik sezmedim. Değirmen'de de ilk öyküleri bulunuyordu ama onları da acemice görmüyorum. Galiba Sabahattin Ali hazır olarak doğmuş. :)
Yine diğer kitaplarında olduğu gibi eleştiriler vardı ve yerli yerindeydi. Ben her şeyiyle çok beğendim Kuyucaklı Yusuf'u. Herkese öneririm. İyi okumalar dilerim.
Eser aslında romanlaştırılmış bir geziyazısı. Ressam Bellini ile ilgili araştırma yapmak için Venedik'e gelen sanat tarihi profesörü Kamil Uzman'ın bakış açısından görüyoruz Venedik'i. Yazar bizi Fatih'in portresini yapan Gentile Bellini ve ailesinin ünlü tablolarına, Academia müzesine, Osmanlı tarihi içinde Fatih Sultan Mehmet ve Cem Sultana, Leonardo da Vinci'ye, Fikret Mualla'ya; bol bol kanallara, gondollara, Venedik'in labirentvari sokaklarına götürüyor. Aynı zamanda profesör Venedik'te sanata hayran olurken İstanbul'a özlem duyuyor. Profesörün çocukluğu, gençliği, aşkları... Batının gözünden doğuyu anlatıyor. Sanatla, resimle, mimariyle, tarihle dolu bir roman. Eserde bahsedilen tablolara tek tek baktım. "Doğu'yu düşlemek yetmez Vittore! Doğu'nun gizine varmak için çilesini de çekmek gerek." İtalya tutkunu biri olarak ben romanı sevdim, kitapla kalın.
Kitabı bitirince Ulysses okumuş hissine kapılan bir tek ben değilimdir umarım. 103 sayfaya derin sanat eleştirisini ;yaşlılık buhranının bireyde yarattığı o dayanılmaz acıyı;Freud’un cinsellik,dürtü ve bastırma kuramlarını sığdıran daha kaç yazar vardır. Zaten ağdalı bir dile sahip olan Thomas Mann kitabını bir de Behçet Necatigil çevirince okurken dik bir yokuşu çıkıyormuş hissine kapılmama rağmen çok sevdim. Hacimli bir romana başlıyormuş gibi açık bir zihinle ve uygun bir zamanda okunmalı.
Öncelikle Shakespeare okumak çok keyiflidir.Shakespeare'dan okuduğum 4. kitap ve yine yine beğendim.
Kitabın konusuna gelecek olursam kitaba adını veren Othello, Magripli Venedik'e hizmet eden bir soyludur. Kralın kızı Desdemona'ya aşık olur. Ve bir gün gizlice kaçıp evlenirler. Bunun üzerine Kral şaşırır. Kızına Othello'nun büyü yaptığını ilaç verildiğini söyler. Kızı ile konuştuğunda gerçek ortaya çıkar ve kral evlenmiş olmalarına itiraz etmez. Othello'nun yerinde gözü olan lago Othello'ya entrika kurar. Bu entrika herkesi etkiler. Acaba Othello bu entikayı fark edecek mi ? Okuyup öğrenelim. Kısa zamanda okumanızı tavsiye eder keyifli okumalar dilerim...
Kitabın ortalarına kadar normal şekilde devam etti her şey ama otel bölümünden itibaren kahramanın Pedofili eğilimi göstermesi beni rahatsız etti. Şaşırttı. Filmi de varmış sanırım.. Heleki bu Pedofili eğiliminin sürüklediği nokta beni çok şaşırttı. Varın okuyup gerisine siz karar verin.
Venedik'e uçak bileti almadan nasıl gidebiliriz?
YouTube kitap kanalımda Shakespeare'in hayatı, mutlaka okunması gereken kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/rGxh2RVjmNU
Bu yazıyı okuyan herhangi bir kişi çok yüksek ihtimalle karantina sınırları içerisinde bulunan bir şehirde yaşıyor. Peki, karantinalar sadece virüslerden dolayı mı olur?
