Ne zaman dünya ruhumu bu şekilde boğsa, ne zaman dünyadan kaçıp gitmek ve şu dünya hayatından istifa etmek emeli içimde uyansa, yine aynı dünyada bizim yaşadığımız imtihanların çok daha şiddetlilerini yaşamış insanların hatırası hayalime gelir. Peygamberler gelir. Peygamberler peygamberi Muhammed Mustafa aleyhissalâtu vesselam'ın bütün insanlığın yaşadığı acıların toplamını kendi hayatında tecrübe etmiş olmasına rağmen dudağından hiç eksilmeyen tebessümü ve yüzünden hiç eksilmeyen sükûnet hali gelir.
Allah Resûlu Aleyhissalatu vesselâm da şöyle buyurmuştur: "Arabın acem üzerinde veya acemin arap üzerinde takvadan başka üstünlüğü yoktur." Soy ve sop üstünlük sebebi olsaydı, Nuh aleyhisselâm'ın tufanda boğulan kâfir oğlunun İbrahim aleyhisselâm'dan üstün olması lâzım gelirdi. Çünkü, o bir peygamberin oğludur, bu ise bir kâfirin oğludur.
Sayfa 26 - HikmetKitabı okuyor
Reklam
seyyid kutup mevdûdi rabıtadan anlamazlar. onların kitapları okunmaz. seyyid kutup türkiye’de isviçre kanunlarıyla hüküm veren hakimlere kafirler diyor. ibn abbas hazretleri ise şu şartlar altında bulunurlarsa kafirlerdir diyor: isviçre kanunları Allah’ın kanunları gibi haktır veya ondan üstündür veya helaldir derse kafirdir. fakat zorundan haram olduğunu bilerek yaparsa kafir değildir. ibn abbas (ra) efendimiz (s.a.v)’in amcasının oğludur, taif’te yatıyor. efendimiz aleyhissalâtü vesselam ona şöyle dua etti: “ey Allah’ım onu dinde fakih et ve ona kur’an’ın tevilini öğret.”
Bu âlemin hem çekirdeği, hem meyvesi kim?
Madem şu kâinatın Hâlıkı, her nev'de bir ferd-i mümtaz ve mükemmel ve câmi' halkedip, o nev'in medar-ı fahri ve kemali yapar. Elbette esmasındaki ism-i a'zam tecellisiyle, bütün kâinata nisbeten mümtaz ve mükemmel bir ferdi halkedecek. Esmasında bir ism-i a'zam olduğu gibi, masnuatında da bir ferd-i ekmel bulunacak ve kâinata münteşir kemalâtı o ferdde cem'edip, kendine medar-ı nazar edecek. O ferd her halde zîhayattan olacaktır. Çünki enva'-ı kâinatın en mükemmeli zîhayattır. Ve her halde zîhayat içinde o ferd, zîşuurdan olacaktır. Çünki zîhayatın enva'ı içinde en mükemmeli zîşuurdur. Ve her halde o ferd-i ferîd, insandan olacaktır. Çünki zîşuur içinde hadsiz terakkiyata müstaid, insandır. Ve insanlar içinde her halde o ferd Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm olacaktır. Çünki zaman-ı Âdem'den şimdiye kadar hiçbir tarih, onun gibi bir ferdi gösteremiyor ve gösteremez. Zira o zât Küre-i Arz'ın yarısını ve nev'-i beşerin beşten birisini, saltanat-ı maneviyesi altına alarak, bin üçyüz elli sene kemal-i haşmetle saltanat-ı maneviyesini devam ettirip, bütün ehl-i kemale, bütün enva'-ı hakaikte bir "Üstad-ı Küll" hükmüne geçmiş. Dost ve düşmanın ittifakıyla, ahlâk-ı hasenenin en yüksek derecesine sahib olmuş. Bidayet-i emrinde, tek başıyla bütün dünyaya meydan okumuş. Her dakikada yüz milyondan ziyade insanların vird-i zebanı olan Kur'an-ı Mu'cizü'l-Beyan'ı göstermiş bir zât, elbette o ferd-i mümtazdır, ondan başkası olamaz. Bu âlemin hem çekirdeği, hem meyvesi odur.
Sayfa 307
(Cemil-i Zülcelal) kendi mahlukatının mehasin-i ahlâkiyelerini sevdiği için, mehasin-i ahlâkiyede bil'ittifak en yüksek mertebede bulunan Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâm'ı sever ve derecata göre, ona benzeyenleri dahi sever.
Sayfa 305
EĞER O (A.S.M.) OLMASAYDI O SAADET-İ EBEDİYE OLMAZDI
Âlem-i bekanın mahlukları, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın nuruyla pek alâkadardırlar. Çünki onun getirdiği nur iledir ki; Cennet ve dâr-ı âhiret, cinn ve ins ile şenlenecek. Eğer o olmasaydı, o saadet-i ebediye olmazdı ve Cennet'in her nevi mahlukatından istifadeye müstaid olan cinn ve ins, Cennet'i şenlendirmeyeceklerdi;
Sayfa 303
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.