Son 15 sayfada gözlerin dolu dolu okunduğu, yutkunmakta bile güçlük çektiğin bir hikaye. Okuyup bitirdikten ve gözyaşlarını sildikten sonra, duygularını tercüme edemediğin bir şekilde kendinle yalnız başına bırakan bir kitap. Bu kitabı bu kadar geç okumuş olmanın pişmanlığını yaşadığımı söylemeden geçemem. Kütüphanelerin en güzel köşesinde yer almayı hak ediyor
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022231,4bin okunma
Öleceğin günü, saati bilmek belki de bir insanın yaşayacağı en büyük psikolojik travmadır. Bu stresi özellikle son bölümlerde daha da yoğun hissettim. Bazı olaylar karşısında sürekli “..... yapacağıma ölürüm daha iyi” kavramının aslında ne kadar ağır sonuçları olduğunu, ne kadar büyük bir cümle olduğunu öğrendim bu kitap sayesinde.
İyi bilinen bir gerçektir ki, halka hükmetmeyi en çok isteyenler, bu işi yapmaya en az uygun olanlardır. Özeti özetleyecek olursak; Kendisinin Başkan yapılmasını sağlayabilecek kişilerin bu işi yapmasına hiçbir surette izin verilmemesi gerekir.
Senelerce içinde barındığımız bedenin nasıl keşfedilecesi bir mucize olduğunu bir kez daha gördüm bu kitap sayesinde. Ayrıca bu bilgiler o kadar güzel eserler ile birleştirilerek anlatmış ki şaşırmamak elde değil.
-Son akşam yemeği tablosunda yer alan insanlardan hangisinin İsa’nın yerini söylediğini sadece yüzlerine bakarak nasıl anlarsın?
-her gün yapmaktan zevk aldığımız şeylerden biri olan bir kahve eşliğinde karşımızdaki insanla sohbet etmek; kahve içme eylemini gerçekleştirirken hangi motor kaslarının çalışıp, beyninde nasıl bir sinyal oluşturduğunu farkına varmayışımıza ne demeli?
İnsan bedenine, sağlığa merak salmış her bir okura sonsuz kere önerebileceğim bir kitap