durup durup merhamet yerlerimden beni çok vurdular seni de vuracaklar insan yanlarından kan olsaydık donardık ırmak olsak kurur topraktandık dayandık ...
Necat Uslu
Necat Uslu
Sende göklere çıkartılan bir şey için beni yerden yere vurdular.
Reklam
Kendimi zaman kapsülünden çıkarılmış gibi hissediyorum (2018-2024)
Burada bıraktığım eski beni biraz düşününce aklıma sadece bu geldi. Can Yücel Davet "şunları bir araya toplayayım. Bir güzel muhabbet edelim" diye düşündüm.Mutfak işinden de anlarım. Donattım sofrayı.
"Son sürat sana doğru koşarken beni vurdular Sen vurdun demiyorum ama beni vurdular."
Alper Gencer
Alper Gencer
“ Son sürat sana doğru koşarken beni vurdular Sen vurdun demiyorum ama beni vurdular … “
Alper Gencer
Alper Gencer
Alper Gencer şu dizeleri yazmasaydı dünya belki daha başka bir yer olurdu: "Son sürat sana doğru koşarken beni vurdular / Sen vurdun demiyorum ama beni vurdular."
Reklam
Beni hapiste vurdular Keje, ölmedim. Hastalandım, bir ciğerimi orda bıraktım gene ölmedim. Çok dövdüler beni, kan kustum ama ölmedim. Yaşadım, seni bir kez daha görebilmek için yaşadım. Şimdi bana dediler ki kimse sesini duyamıyormuş. Susmuşsun… Benimle de konuşmayacak mısın Keje. Sesini duyamayacak mıyım?
Ben ki gövdemi bütünüyle ne yapmalıyım tahta bir bavul gibi duruyorum insan kıyısında makina çok acemi buluyor beni sanırım seyrek bir ölü vurdular alnıma, ekşi 1300 tarihli şehbenderlere dair talimata ve anamın kanserine alıştım ve de bir simsar gibi asvalta ve otobüslere bir vitrin gibi bir bıçak,bir setre.
70-
Bir çeşit kasvet gibiydi, dün, bugün ve şimdi... beni tutukladıkları ilk günü hatırlıyorum... yaka paça yakalandım, ardından savunmasız olduğum halde çeşitli yerime öldüresiye vurdular, birkaç kemiğim kırılmıştı. Sorgu sırasında bini bin para eziyet, hakaret ve aşağılamayla üzerime geldiler; istedikleriyse yalnızca '’yaptım'’ dedirmekten ibaretti. Onları fazla uğraştırmadım, pekâlâ ne istediklerini kendileri dahil bilmiyor gibiydiler. İstediklerini söylersem vuruyorlar, söylemezsem vuruyorlar, susarsam vuruyorlar ve detaylı anlatırsam ''kısa kes'' diyerek vuruyorlardı... beni kelepçelerle çaresiz bıraktıklarını zanneden bu ahmakların zavallılığı göz yaşartan cinstendi. ...Günler sonra mahkemeye çıkarıldığımda, yine üzerime olmadık ithamlarla, dayanaksız mesnetlerle geldiler... mahkeme salonu tıka basa insan doluydu, ''ben hariç kimsenin doğruyu söylemeye niyeti yoktu salonda!'' verilen ceza, hiçbirinin bu şekilde ahlaksızca bir tavırla karşılaşmak istemeyeceği cinstendi. Her şeyi kabullendim, her şeyi; kelimenin tam anlamıyla!.. Sonunda biraz kafamı dinleyebilirim derken, hapishane eziyetleri yeni başlıyordu... Hepsini geçtim, kurallarının sürekli değişkenliği, ''düşman'' varsaydıkları insanlara karşın sınır tanımaz halleri, yetersiz gördükleri cezayı anlamsız eklerle artırmaları... korkarım ki, kendilerinin ne tür bir bataklıkta olduğunu yüzlerine vuracak kimseleri yok. Toz ve kirin içerisinde, acımasız bir ölümü bekliyorlar...
yarasa'nın 21 şiiri
ölüm rengine bürünmüş bir ahmet erhan portresi gibi dolaştım kendi kıyılarımda yalnızlığı çileden çıkaracak kadar yalnızdım elimi düğümlediğim ayağımla bir çağdaş ve müslim olarak kendime sığındım yenilgim de bu kadardı
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.