sende karlı dağların serinliği
sende mayıs rüzgarlarının ılıklığı var
sen denizlerimde bir büyük dalgasın
ben senin sonsuzluğunda bir kum tanesi
sen bir tanyerisin renkli camlar gibi
ben her sabah senin şafaklarında uyanıyorum
seni kimseler bilmeyecek benden başka
kimseler bilemeyecek seni sevdiğimi
ona yanıyorum
hiç bir şey beni kurtaramaz artık
jüri karar verdi suçluyum
işte ellerime kelepçe vurdular
alıp götürüyorlar beni
güneşe ve gökyüzüne son defa bakıyorum
zaman bir ateş oluyor yüreğime düşen
kendimi kadere ve sana bırakıyorum
yüz yıl sana mahkumum ben.
Beni vurdular !
Ensemden giren kurşun
anlımın ortasından çıkarken
bardağıma damlayan
kan bozdu kahve keyfimi !
Bağırdım,
Herkes oradaydı !
Fakat kimse duymadı…!
Azad Penaber
Tüm bu olup bitenlerde tek gerçek kurban benim. Bu hikayedeki iyi adam benim. İnsanlar, bu kadar acı çekmeme rağmen beni suçlayıp dışladılar, bana vurdular. Böyle olmasını istemedim. İstediğim bu değildi.''
✨Şems, Celalettin Rumi’nin evine gider ve ev sahibinin ikramını gördükten sonra ona sorar:
– Benim için şarap hazırladın mı?
Mevlana hayret içerisinde sorar:
– Meğer sen şarap içiyorsun, öyle mi?
Şems cevap verir:
– Evet.
Mevlana:
– Bunu bilmiyordum.
– Mademki öğrendin bana şarap ikram et.
– Bu gece vakti şarabı nereden bulabilirim?
–