sende karlı dağların serinliği sende mayıs rüzgarlarının ılıklığı var sen denizlerimde bir büyük dalgasın ben senin sonsuzluğunda bir kum tanesi sen bir tanyerisin renkli camlar gibi ben her sabah senin şafaklarında uyanıyorum seni kimseler bilmeyecek benden başka kimseler bilemeyecek seni sevdiğimi ona yanıyorum hiç bir şey beni kurtaramaz artık jüri karar verdi suçluyum işte ellerime kelepçe vurdular alıp götürüyorlar beni güneşe ve gökyüzüne son defa bakıyorum zaman bir ateş oluyor yüreğime düşen kendimi kadere ve sana bırakıyorum yüz yıl sana mahkumum ben.
son sürat sana doğru koşarken beni vurdular sen vurdun demiyorum ama beni vurdular benim de şu kadarcık kurşundan geçmeyen bir yaram olsun
Reklam
Beni vurdular ! Ensemden giren kurşun anlımın ortasından çıkarken bardağıma damlayan kan bozdu kahve keyfimi ! Bağırdım, Herkes oradaydı ! Fakat kimse duymadı…! Azad Penaber
Tüm bu olup bitenlerde tek gerçek kurban benim. Bu hikayedeki iyi adam benim. İnsanlar, bu kadar acı çekmeme rağmen beni suçlayıp dışladılar, bana vurdular. Böyle olmasını istemedim. İstediğim bu değildi.''
Sayfa 81 - Pharmakon KitapKitabı okudu
Hafız...! Beni inanmışlığımdan vurdular En çokta bu üzdü beni...
✨Şems, Celalettin Rumi’nin evine gider ve ev sahibinin ikramını gördükten sonra ona sorar: – Benim için şarap hazırladın mı? Mevlana hayret içerisinde sorar: – Meğer sen şarap içiyorsun, öyle mi? Şems cevap verir: – Evet. Mevlana: – Bunu bilmiyordum. – Mademki öğrendin bana şarap ikram et. – Bu gece vakti şarabı nereden bulabilirim? –
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.