uykumu kaçırdılar... yaz başı mıydı neydi sımsıkı kenetli dişlerimin arasından ellerim koynumda dizlerim karnımda ipil ipil arılar yuvalanmıştı cümlekapısının girişine diz boyu sarı ot vardı sazlıklar vardı balçık vardı...
Şuan gerçekten iyi hissetmiyorum. İçimdeki burukluğun sebebini bilmiyorum. İçip dağıtmak istiyor bir yanım bir yanım şayet şuanda olduğu gibi bağıra bağıra ağlamak. Bazen şu boğazımdaki yumruyu çekip atmak istiyorum. Daha kötülerini de atlattım inan. Beter gecenin daha beter gecesi varmış. Neye ihtiyacım olduğunu da bilmiyorum, ne istediğimi bilmiyorum. Hayatım boyunca arada kalmışlığı hep ensemde hissettim. Ne beyaz kadar temiz ne de siyah kadar kirliyim. Grinin en masum hâli olur mu? Olmamalı, surda duvarım dibine çöküp dizlerimi karnıma kadar çekip başımı gömüp kalsam. Kimse sormasın neyin var diye ben saatlerce acıma kulaç, sesizliğime sarhoşluk ekleyeyim. Kendime çevremdekilere nasıl davranmam gerektiğini yada ne diyeceğimi bilmiyorum. Şuan düşmanım bile olsa yanimda otur iki dakika omzunda ağlayayım diyebilirim. Şu arafimi yerin dibine sokmak istiyorum.
Reklam
Maria
Birkaç yıl önce, geçmişe doğru yaptığım zaman yolculuğunun birinde Maria adında genç bir kadınla tanıştım ve ona âşık oldum. O da benim gibi bir zaman yolcusuydu. Zamanlar arasında dolaşarak güzelliğiyle, zekasıyla, parıltısıyla her dönemin sanatçılarına ilham verebilecek özel bir kadındı. Şimdi bulunduğum zamandan, geçmişte çizilmiş en güzel
“Şuan gerçekten iyi hissetmiyorum. İçimdeki burukluğun sebebini bilmiyorum. Bir yanım etrafı dağıtmak isterken diğer yanım sadece bağıra bağıra ağlamak. Beterin beteri var dediklerinde çok haklılar. Beter gecenin daha beter gecesi varmış. Ne hissettiğimi bilmiyorum, ne istediğimi bilmiyorum hayatım boyunca arada kalmışlığı ensemde hissettim hep. Ne beyaz kadar temiz ne siyah kadar kirliyim. Grinin en masum hali olur mu? İnan bana kime nasıl davranacağımı ya da ne diceğimi bilmiyorum. Şuan düşmanım bile olsa yanımda otur yanıma iki dakika ağlıyayım yanında diyebilirim, Şu arafımı yerin dibine gömmek istiyorum. Bence boşuna artık bu yalvarış. Ben yerimde debelendiğimle kaldım, her seferinde canımdan can gidişiyle kutladım kaybettiğim herşeyi..” Gazap Üzümleri John Steinbeck
Kafam uğulduyor. Sakinleş. Suyun altındayım sanki. Sakinleş. Kulaklarımda bir basınç, ensemde bir uyuşma var. Sakinleş. Düşünmek istemiyor zihnim. Sakinleş. Öfke ele geçiriyor bedenimi. Sakinleş. Daha önce de yaşadım bu hissi. Sakinleş. On iki sene önce bir çocukken. Sakinleş. Bir daha öfkeme teslim olmam sanırdım. Sakinleş. Fakat yine kaybediyorum birini. Sakinleş. Kendimi kaybetmememin ne anlamı var her sevdiğimi kaybedeceksem? Sakinleş. Neden asker olmadım? Sakinleş. Eğer asker olsaydım daha fazla şey yapabilirdim onun için. Sakinleş. Herkesten koruyabilirdim onu. Kendinden bile. Sakinleş. Lina gitti. Sakinleş. Lina gitti. Sakinleş. Lina. Gitti. Sakın sakinleşme. Kimse beni üzmemek için bu kadar mücadele etmedi. Öfke en çok benim hakkım. Kimse hak etmiyor benim ne sakinliğimi ne de tesellimi. Feda edeyim ben de herkesi kendim için o zaman.
Şuan gerçekten iyi hissetmiyorum. İçimdeki burukluğun sebebini bilmiyorum. Bir yanım etrafı dağıtmak isterken diğer yanım sadece bağıra bağıra ağlamak. Beterin beteri var dediklerinde çok haklılar. Beter gecenin daha beter gecesi varmış. Ne hissettiğimi bilmiyorum, ne istediğimi bilmiyorum hayatım boyunca arada kalmışlığı ensemde hissettim hep. Ne beyaz kadar temiz ne siyah kadar kirliyim. Grinin en masum hali olur mu? İnan bana kime nasıl davranacağımı ya da ne diceğimi bilmiyorum. Şuan düşmanım bile olsa yanımda otur yanıma iki dakika ağlıyayım yanında diyebilirim, Şu arafımı yerin dibine gömmek istiyorum. Bence boşuna artık bu yalvarış. Ben yerimde debelendiğimle kaldım, her seferinde canımdan can gidişiyle kutladım kaybettiğim herşeyi...
Reklam
148 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.