With mavi

“Beni tanımıyorsun bile,” dedim. Konsolda duran kitabı aldım. “Bunu bitirdiğimde seni arasam olmaz mı?” “Ama cep telefonu numaram sende yok,” dedi. “Kitabın içine yazdığından şüpheleniyorum.” O şapşal gülümseme yüzüne yayılıverdi. “Birde birbirimizi tanımıyoruz diyorsun.”
Reklam
“Augustus, grupla korkularını paylaşmak ister misin?” “Korkularımı mı?” “Evet” “Unutulmaktan korkuyorum,”dedi bir an bile duraksamadan. “Hani şu deyimdeki, karanlıktan korkan kör adam gibi.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Elini uzatsan dokunacakmışsın gibi hissediyorsun ama hayallere dokunulmaz, biliyorsun.
“İnşa edilen bir kütüphane, yaratılan bir hayat demektir; yığılmış kitaplar toplamı değildir asla.”
Reklam
Dünyada ne kadar çok pis insan var. Hem de çok çocukça, saçma sebeplerle, bazen de sebepsiz yere insanları öldürüyorlar. Bir de Dünya gelişiyormuş. 2000’li yıllardayız. Önemli olan yıl değil ama 1930-1940’lardan hâlâ 1993’lere kadar bu saçmalıklar sürüyor. Korkunç.
Fakat peynir ekmek yer gibi bir öksüzü aşağılayan bu adamlara insan mı diyeceğiz? Ben bunların sadece insan adı taşıyan sokak süprüntüleri olduklarına inanıyorum.
Sayfa 149Kitabı okudu
“Ama gözler kördür. İnsan gözleriyle değil, yüreğiyle bakmalı…”
“Biliyor musun insan üzgün olduğu zaman gün batımını çok sever.”
Büyükler rakamları çok severler. Onlara yeni bir dostunuzdan söz ettiğinizde size onun hakkında hiçbir zaman önemli sorular sormazlar: Hiçbir zaman “sesinin tonu nasıldır? Hangi oyunlardan hoşlanır? Kelebek koleksiyonu yapar mı?”demezler. Bunun yerine hep “kaç yaşında? Kaç erkek kardeşi var? Kaç kilodur? Kaç para kazanıyor?” gibi sorular sorarlar. Sadece bu soruların cevabını alınca onu tanıyacaklarını sanırlar.
Reklam
Kendime not: Bütün bunlar bittiğinde, güneye taşın.
“Karanlığı öldürdüğünde gökkuşağı doğacak.”
Sayfa 151Kitabı okudu
“En büyük intikamın vicdan azabı olduğunu unutuyorsun!”
Sayfa 127Kitabı okudu
“Benim arkadaşımsan sigara içemezsin Yağız Öztürk.”
“Seni bilmem ama düşmeye bayılan birini tanıyorum.”
“Özür dilerim kalbim, seni geri almaya geldim.”
Reklam
“İnsanın eline diken bile batsa bir günah sebebi iledir. Günahın karşılığı, dünyada veriliyorsa bu kul için büyük bir nimettir. Ahirette verilirse büyük felakettir. Suçun olduğu yerde ceza kaçınılmazdır.”
Öpücüğümüz, yolumuza çıkan herkese sertçe ortaparmak gösteriyordu.
Sayfa 187Kitabı okudu
“Bana bir söz verir misin Rune? Hâlâ bana vermen gereken yüzlerce öpücük var.”
İnsanların aşk uğruna ya da terk edilmenin acısıyla canlarına kıymaları, romanlara yaraşabilir. Ama hayat başkadır! Hayatın gerçek kahramanları roman kahramanları kadar kolay teslim olmazlar ölüme. Olamazlar. Can tatlıdır çünkü. Gerçek hayatta zamansız ölümlere sebep olanlar, hastalıklardır, savaşlardır, kazalardır. İntihar, bir kurtuluş yolu olarak akıldan geçirilir, hatta özenilenilir ama ruhsal bir bozukluk söz konusu değilse, gerçekleştirilmez.
Konuşmak için çırpındığınız halde, susmanın verdiği çaresizliği bilir misiniz? Kadınlar hep susturulurdu. Bazen zorla, bazen mecbur bırakılarak. Kadın olmak hep zordu. Ağzını kanatan onca sözcüğü dilediğin gibi haykıramazsın, eğer kadınsan. Acını bile sessiz yaşarsın. Aman kimse duymasın!
Sayfa 344Kitabı okudu
Reklam
“Vatanı uğrunda şehit düşen gencecik yüreklerin aşkları senden daha mı küçüktü? Bak, şu anda bile biz bu konuşmayı yaparken kim bilir ne ışıklar sönüyor bir yerlerde...”
Sayfa 247Kitabı okudu
İyi kadınlar kötü adamlara aşık olur, kötü adamlar doğru kadınlara yanlış yaparlardı. Nedendir bilinmez, iyi bir yüreğe iyi bir yürek denk gelmezdi. İstisnayı bozan kaideler ise, masallara dönüşür, dilden dile destansı hecelere aktarılırdı.
Sayfa 144Kitabı okudu
Göz göze geldiklerinde ikiside gülümsedi. Biri sahici, diğeri hercai.
Sayfa 104Kitabı okudu
“Okula gidebiliriz,” dedi, “işe girip çalışabiliriz; araba kullanabilir, yüzebilir, dağa tırmanabiliriz. Seninle her yere gelirim, Grace. Ne istersen, yapabiliriz; sadece söylemen yeter. Her şeye varım. Tamam mı?” “Ama asla, asla, aşık olamayız. Beni anlıyor musun?”
Sayfa 171 - yabancıKitabı okudu
Sen normalsin, evet. Ve normallik iyidir. Normallik benim tek hedefim” dedim.
Sayfa 145 - yabancıKitabı okudu
Kendine gerçekten değer verdiğinde diğerleriyle kendini kıyaslamayı bırakır ve başarılarına olduğu gibi hatalarına da sahip çıkmaya başlarsın. Sınırlarını bilir, gönülden takdir eder, güzeli görür ve insanları olduğu gibi kabullenmeye başlarsın. Kıskançlık ve kıyasın sadece egon yüzünden seni huzursuz eden iki kavram olduğunu unutma.
Reklam
Gözlerini gözlerimden bir an olsun ayırmamıştı. “Sen olmazsan, bir bedene sahip olmanın ne anlamı kalır ki?”