Olay Rusya' da mı geçiyor...
Olay Rusya' da mı geçiyor... Woody Allen'ın unutulmaz şakasıdır: “Hızlı okuma kursuna gittim, Savaş ve Barış'ı yirmi dakikada okudum. Olaylar Rusya'da geçiyor.” Yaşıyor gibi yapmayalım, yaşayalım. Peki yaşamakla, -mış gibi yapmak arasındaki fark nedir? Samimiyetsizliktir. İçtenlikle keyifli bir gün dilerim. 🎶Save your tears - The Weeknd lnkd.in/dRH9ibJg
Seksle aşk arasındaki fark, seksin gerilimi azaltması, aşkınsa yaratmasıdır.
Reklam
"Ben hızlı okuma kursuna devam ettim ve Savaş ve barışı 20 dk da okumayı başardım. Anladım ki kitap Rusya'yla ilgiliymiş." Woody Allen
Hannah ve Kız Kardeşleri (Hannah And Her Sisters) Hannah ve Kız Kardeşleri (Hannah And Her Sisters, 1986) Woody Allen'in en komik ve en hoşa giden filimlerinden biridir. Allen, hastalık kaygısı bozukluğu olan bir kişi canlandırır.
Sayfa 276 - Kaknüs PsikolojiKitabı okudu
Sinagoga, kiliseye, camiye gitmeyen bazılarımız kendisine demokrasiyi din olarak seçti. Benim dinim de demokrasidir. Demokratlar bireyin değerini ve ona saygıyı içselleştirirler. Demokratlık yasalar karşısında eşitliğe inanmaktır; herkesin ayrı bir ruhu, ayrı bir iç dünyası olduğuna inanmak, herkesin hayatının değerli olduğunu bilmektir. Roman da o noktada başlar. Roman özü gereği demokratiktir; merkezinde bireyin özgürlüğü vardır. Romanın bir biçim olarak gelişmesi demokrasinin yaygınlaşmasına paraleldir. Bu bakımdan her roman biraz siyasidir. Ama onun ötesinde, Woody Allen çok haklı. İdeolojilerin, siyasi tavırların emrindeki yazar, romanın hayatını, iç demokrasisini de bitirir. Yaşamaz; popüler olur, konuşulur ve unutulur. Gençken bu konuda büyük kararsızlık yaşadım. Siyasetle iç içeydim; Vietnam Savaşı’na karşı hareketin parçasıydım ama yazar olmak istiyordum. Her ikisini birden yapmanın modelini aradım. Marksist model, sosyalist gerçekçilik çok kötü bir seçenekti; romanı öldürüyordu. Gerçeküstücülerin denediği avangard yaklaşıma ise saygı duydum ama başarısız oldular. Üçüncü model siyaseti roman üzerinden yapmamaktı; sonunda onu seçtim. Yine de romanlarımda siyasi referansları hep korudum.
Paul Auster
Paul Auster
Fark ettin mi, demişti Bo Woody Allen'ın Kocalar ve Karıları filmini seyrettiğimizde, Allen'ın pek çok ana kadın karakterinin, bilhassa Mia Farrow'un oynadığı kadınların en önemli özelliği herkese bariz bir özen, bariz bir fedakarlık göstermeleridir, Woody Allen'ın kadınları hep iyi şeyler olsun isteyen, sorunları çözen, asla seslerini yükseltmeyen, başkaları seslerini yükseltip sinirlendiğinde de buna uysalca katlanan kadınlardır, bu kadınların kendilerini değil başkalarını düşündüğü aşikardır, onlara karşı çıkmak, onlardan farklı düşünmek zordur çünkü yumuşak başlı ve iyidirler, ayrıca bu kadınlar çoğunlukla istediklerini alırlar. Bu kadınlar genellikle amaçlarına ulaşırlar, şaşırtıcı bir şekilde yerine gelir istekleri, gelmeye de devam eder. O, bu kadınların özenli davranma kisvesi altında verimli olduğu kadar kadınca da olan bir iktidar dili geliştirdiğine inanıyordu.
Sayfa 208 - Siren Yayınları
Reklam
Please accept my resignation. I don't want to belong to any club that will accept me as a member.
Çok iyi giriş :d
Benim zamanımda beş Mark’a Freud‘un kendisi tedavi ederdi sizi. On Mark’a hem tedavi eder hem de pantolonunuzu ütülerdi. 15 Mark’a Freud kendisini tedavi etmenize izin verirdi.. -Woody Allen
Kimileri bilgi nehrinden kana kana içer; kimileri ise yalnızca ağzını çalkalar.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.