Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kardelen

"Yaşam nehrini geçmeniz için size kimse bir köprü inşa edemez, bunu sadece kendiniz yapabilirsiniz. Elbette, sizi bu nehrin karşısına geçirecek sayısız patika, köprü ve yarı tanrı var; ama ancak kendinizi tehlikeye atmanız, kendinizden vazgeçmeniz ve kendinizi kaybetmeniz pahasına. Dünyada sizden başka kimsenin kullanamayacağı sadece bir yol var. 'Yolun ucunda ne var?' diye sormayın, ilerleyin." Friedrich Nietzsche
Reklam
"You must understand how much happier a man is who believes his town is the world than a man who wants to be greater than his world." "Kasabasının dünya olduğuna inanan bir adamın, dünyasından daha büyük olmak isteyen bir adamdan ne kadar daha mutlu olduğunu anlamalısın."
Frankeştayn
Frankeştayn
Özlediği her yeri, her şeyi gördü. Sessiz bir coşkuyla durup baktı. Usulca okşadı onları Kendime Gömülü Kaldım\Handan Börüteçene

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Her yere gitmek, her şeyi görmek istiyorum. Gördüğüm her yerde de görülmek... Dağılan parçalarımı birleştirmek istiyorum Kendime Gömülü Kaldım\Handan Börüteçene
Gelip güzelliklerimi alıp götürdü benden... Bizi bağlayan sularla götürdü. Kendime Gömülü Kaldım\Handan Börüteçene
Reklam
Bütün yaşanmışlıklarımızla kendimize gömülü kaldık. Kendime Gömülü Kaldım\Handan Börüteçene
Burada bir mezar var, içinde ceset yok Burada bir ceser var, dışında mezar yok Kendine gömülüdür bu ceset -Agathias Kendime Gömülü Kaldım\Handan Börüteçene
Çok aşklar yaşadık, çok kıskançlıklar. Çok savaşlar yaptık, çok barışlar Kendime Gömülü Kaldım\Handan Börüteçene
Bana Kendini Getir
Şöyle söyledi mekân: Beni ilk gördüğün zamanki heyecanlarını getir, Her biri bir başka işinde sana yol olan. Bana kendini getir. Her bir parçanın dünyaya karışmış olanından geriye kalan. Bana eski misafirlerimden bir parça getir, Hani senin de şu çok sevdiğin, Yan yana dizili 19 kişinin bize bakan yüzlerini taşıyan. Kurimbu köylülerinin yekpare
Tahterevalli
İyice görüyorum artık düzeni. Orada, bir avuç insan oturuyor yukarıda, aşağıda da bir çok kişi. Ve bağırıyor yukardakiler aşağıya: "Çıkın buraya gelin ki, hepimiz olalım yukarıda." Ama iyice gözlediğinde görüyorsun, neyin saklı olduğunu yukardakilerle, aşağıdakiler arasında. Bir yol gibi gözüküyor ilk bakışta. Yol değil ama. Bir tahta bu. Ve şimdi görüyorsun açıkça; Bu bir tahterevalli tahtası. Bütün düzen bir tahterevalli aslında. İki ucu birbirine bağımlı. Yukardakiler durabiliyorlar orada, sırf ötekiler durduğundan aşağıda. Ve ancak; aşağıdakiler, aşağıda oturduğu sürece kalabilirler orada. Yukarıda olamazlar çünkü, ötekiler yerlerini bırakıp çıksalar yukarı. Bu yüzden isterler ki; aşağıdakiler sonsuza dek hep orada kalsınlar. Çıkmasınlar yukarı. Bir de, aşağıda daha çok insan olmalı yukardakilerden. Yoksa durmaz tahterevalli. Tahterevalli. Evet, bütün düzen bir tahterevalli. Bertolt Brecht
Reklam
Bir karga bir kediyi öldüresiye bir oyuna davet ediyordu. Hep böyle mi bu? Bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, kendimi bulamıyorum dönüp gelip kendime yerleşemiyorum, kendimi bir yer edinemiyorum, kendime bir yer... Kafatasımın içini, bir küçük huzur adına aynalarla kaplattım, ölü ben'im kendini izlesin her yandan, o tuhaf sır içinden! Paniğini kukla yapmış hasta bir çocuğum ben. Oyuncağı panik olan sayın yalnızlık kendi kendine nasıl da eğlenir. Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına niye kimseler izin vermez yollarıma kuş konmasına? "Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna" bir çocuk demiş. Nilgün Marmara
"... ama önce, sen kendini inşa etmelisin. Dimdik bir beden ve dimdik bir ruhla." Nietzsche
"İnanç görünmeyene inanmaktır. Görünmeyene inanırsanız başkalarının göremediklerini görürsünüz."
la vie est bréve – hayat kısacık.. un pen de reve – azıcık hayal, un oen d’amour – sevgi, azıcık.. et puis bonjour – derken merhaba… la vie est vaine – hayat anlamsız.. un pen de peine – biraz ıstırap un pen d’espair – ve umut yalnız et puis bonsoir – derken elveda… Leon Montenaeken
Dimitrina
Mustafa Kemal, bir gün yine pastanede otururken, Türkçeye bizzat tercüme ettiği Fransız şair Leon Montenaeken’ın La vie est bréve adlı şiirini yaveri Salih Bozok’a yazdığı mektuba ekler: la vie est bréve – hayat kısacık.. un pen de reve – azıcık hayal, un oen d’amour – sevgi, azıcık.. et puis bonjour – derken merhaba… la vie est vaine – hayat
Sen doğmadan bu dünya vardı, biri Müslüman  biri Hristiyan, biri siyah, biri beyaz… tüm çocuklar aynı bahçede oynuyorlardı. Sonra hudutları, kanunları koymuşlardı. Artık suçta belliydi, cezası da belliydi. Senden önce her şeyi düşünmüşler, sen doğunca da ha dünya budur böyle yaşanacak dediler… o dünyanın hudutlarına kendini hapsetme. Sen bir daha anla, bir daha söyle kendi sözlerini, adalet sade kitaplarda yazmaz. Aklın kalbin hep adil olsun ve bunları yaparken daima yüreğine vicdanına kulak ver. Hükümet Kadın 2 / Aziz Veysel'in sözleri
Reklam
Ömür Hanımla Güz Konuşmaları
…ve güz geldi ömür hanım. dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. yağmur ha yağdı ha yağacak. incecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. hüznün bütün koşulları hazır. nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı… ve
3000 yıl önce yazılmış bir Likya şiiri
"Beni bulamazsan üzülme, Eşyalarımı bulacaksın. Kestiğim taşları, açtığım yolları, İşlediğim heykelleri bulacaksın. Ve göreceksin ki binlerce yıl öteden, Parmak izlerimiz değecek birbirine..."
Adalet dediğin senin yüreğindekidir, kitaplarda olan değil. -Hükümet Kadın2 /Aziz Veysel