Birden farkına varmıştım ki, bizler, savaşçılar, martaval atmaya kalktığımızda kabaca geçici ve sınırlı bir düzlemde kalıyorduk. O ise, güzelim, sonsuzluk boyutunda çalışıyordu. Claude Lorrain’e* kulak kesilmekte yarar var, bir tablonun ön planları her zaman iğrençtir, sanat da, bir yapıtın değerinin daima uzaklarda, anlaşılmazlıkta, suçüstü yakalanmış bir düş olan, insanın biricik aşkı olan yalanın gizlendiği yerde aranmasını emreder. Bizim bu sefil doğamızı dikkate almasını bilen bir kadın, kolaylıkla bizim bir tanemiz, vazgeçilmez ve mutlak umudumuz oluverir. Biz, dizinin dibinde, o yalancı varoluş nedenimizi ayakta tutmasını bekleriz ondan, o ise bu arada, bu sihirli işlevi yerine getirme sürecinde bir yandan da rahatlıkla hayatını kazanabilir, gani gani. Musyne de bundan geri kalmıyordu, içgüdüsel olarak. * Claude Gelée (Lorrain): Çoğu kez arka planlara ağırlık veren manzara resimleri ve desenleriyle ünlü XVII. yüzyıl Fransız ressamı.
XVI. asırda büyük ülkelerin ilhakı ile beylerbeylerinin adetleri yavaş yavaş arttı. XVII. asrın başlarında otuz iki eyalet vardı. Fakat ilk beylerbeyi yani Rumeli beylerbeyi mertebece daima birinciliği muhafaza etti.
Sayfa 133 - Kronik YayıneviKitabı okudu
Reklam
XVI. asrın sonlarında ve XVII. asrın ilk yarısında Yeniçeriler açıktan açığa devleti kendi tahakkümleri altına soktular.
Sayfa 105 - Kronik YayıneviKitabı okudu
"Ele geçirdiği başkentin eski önemini tekrar kazanmasını isteyen Fatih Sultan Mehmed, gidenleri kente geri getire- bilmek için Ortodoksların ibadetlerini serbestçe yapabileceklerini, patrikhaneye dokunulmayacağını, mal mülk edinebileceklerini, istedikleri işlerle uğraşabileceklerini, kendi dillerinde eğitim verebileceklerini bildiren bir ferman çıkartır. Fatih'in fermanı, Istanbul'dan ayrılmış olan eski Bizanslıların gruplar halinde kente geri dönmelerini sağlar. Bu insanlardan bir bölümü Fener'e yerleşir. XVII. yüzyılın başında, patrikhanenin de buraya taşınmasıyla, Fener Istanbul'un en önemli Rum Semti haline gelir.."
XVII. asırda Babıali'de İngilizler Fransızların yerini aldı. İngiliz ticareti büyük gelişme gösterdi. Levant Company menfaatleri, Doğu Hindistan ticaretine feda edilemeyecek kadar ehemmiyetli sayılıyordu.
Sayfa 46 - Kronik YayıneviKitabı okudu
XVII. yüzyılda dilenciliğin en mühim merkezi Paris şehridir. Muazzam bir teşkilatı olan bu eski Paris dilencilerinin iki gelir kaynağı vardır: Biri dilencilik biri de hırsızlık... Fransa Enstitüsü azalarından F. Funck Brentano'nun kaydına göre 1610-1643 tarihleri arasında saltanat sürmüş olan XIII. Louis'nin son yıllarında Paris dilencilerinin sayısı kırk bini bulmuştur. Ve bu da o zaman ki şehir nüfusunun mühim bir kısmı demektir. Buna mukabil, eski Türkiye'nin azamet devrinde memleketimizi yıllarca tetkik etmiş, Batı yazarları Türkler içinde dilenci olmadığını tespit etmekte ittifak etmişlerdir.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.