Deleuze’ün bahsinden öğrendiğimiz kadarıyla tahıl simsarı olan, Blyenbergh’in ilk mektubuyla başlar (XVIII). O, bu ilk mektubunda felsefi bir tartışma yürütüyor gibi görünür ve böylece Spinoza’yı ona cevap vermeye yöneltir. Ancak sonraki mektuplarında meseleleri felsefi açıdan değil teolojik açıdan ele aldığı ortaya çıkar (XX. Mektup). Bu nedenle Spinoza ona karşı üslubunu değiştirir ve şöyle yazar: "Öyle ki bu andan itibaren mektuplaşmamızın bize bir şey öğreteceğini sanmıyorum. Gerçekten görüyorum ki, hiçbir kanıtlama, hatta kanıtlama kuralları uyarınca en sağlam olanı bile, bizzat sizin Kutsal Kitap’a atfettiğiniz açıklamalarla ya da tanıdığınız teologların şerhleriyle bağdaşmıyorsa, gözünüzde hiçbir değeri yok (XXI. mektup)."