Zenginler ve İktisat Bilimi
İşte finansiyerin demokrasi tarafından dizgine alınmamak için ihtiyaç duyduğu şey de, halkın kafasını çalıştırmadan, nedenini niçini düşünmeden duyduğu bu saygıdır. Halkın fikirlerini istediği gibi değiştirmek bakımından finansiyerin, hiç şüphesiz daha başka bir sürü üstünlüğü vardır. Bir kere finansiyer son derece zengin olduğundan vakıf üniversiteler kurarak, akademik fikirlerin en etkili bölümünü kendi hizmetine almayı sağlayabilir. Finansiyer, zenginler devletinin başında olduğundan, siyasal düşüncelerine Komünizm korkusu egemen olanların tümünün doğal önderidir. İktisadi iktidarı elinde tuttuğundan, bütün gruplara dilediği gibi zenginlik ya da yoksulluk dağıtabilir. Ne var ki, ben, kör inançların yardımı olmaksızın bu silahlardan herhangi birinin tek başına yetebileceğinden şüphe ederim. İktisat bilimi kadın, erkek herkes için büyük önem taşıdığı halde bu konunun okullarda hemen hemen hiç öğretilmemesi, hattâ üniversitelerde de sadece bir azınlık tarafından öğrenilmesi dikkate değer bir olgudur. Ayrıca, üniversitelerde bu konuyu öğrenen azınlık da, öğrendiğini, siyasal çıkar söz konusu olmadığı takdirde öğrenmesi gerektiği gibi değil, siyasal çıkarlarının gerektirdiği biçimde öğrenmektedir. İktisat bilimini plütokrasiden yana taraf tutmadan öğreten bir kaç kurum vardır, ama bunlar çok azdır; bir kural olarak, konu, iktisadi statükonun yüceltilmesini sağlayacak biçimde öğretilir. Bana öyle geliyor ki, bütün bunlar, kör inançların ve esrarengizliğin mali iktidarı ellerinde tutanların işine yaradığı olgusuyla bağlıdır.
Sayfa 69-70
Bazen bana öyle geliyor ki bütün dünya,bütün hayat,her şey içinde duruyor ve sözcüsü olmam için feryat ediyor.Hissediyorum... ama anlatamıyorum...bunun ne kadar büyük bir şey olduğunu biliyorum ama konuştuğumda bir bebeğin ıngaları gibi sesler çıkıyor ağzımdan.Duygu ve duyarlılıkları, okuyan veya dinlenenlerin içinde benzer duygu ve duyarlılıklar oluşturacak şekilde sözle ya da yazıyla ifade edilmiş konuşmalara dönüştürmek büyük bir görev.Asil bir görev.
Reklam
Bana öyle geliyor ki, bütün fanatik davranışlar, başka ve özellikle karşıt içgüdüleri örtüp, maskeleme amacı taşıyorlar.
Dışarıdan bakıp yaşamıma şöyle bir göz gezdirdiğimde, pek de mutlu bir yaşam olduğunu söyleyemeyeceğim bunun. Ne var ki içerdiği tüm hata ve yanlışlara karşın mutsuz bir yaşam olarak da niteleyemeyeceğim doğrusu. Zaten işi mutluluk ya da mutsuzluk açısından ele almak düpedüz budalılıktır; çünkü bana öyle geliyor ki, yaşamımın en mutsuz günlerini en neşeli günlerine değişmezdim.
Bana öyle geliyor ki hakikaten yapabileceğimiz bir tek iş vardır, o da ölmek. Bak bunu yapabiliriz ve ancak bu takdirde irademizi tam bir şey yapmakta kullanmış oluruz. Ben ne diye bu işi yapmıyorum diyeceksin! Demin söyledim ya, müthiş bir gevşeklik içindeyim. Üşeniyorum Atalet kanunu icabı sürüklenip gidiyorum.
Sayfa 14
…”Herhalde belirsiz bir anlamda , üstelik yanlış olarak kullanıyorum.Ya da bana öyle geliyor . Anlatılmayacak bir niteliği tarif etme çabası. Bildiğin gibi şibumi, sıradan, olağan görünümlerin altında yatan gizli üstünlükleri anlatır .. Şöyle düşün : O kadar doğru bir söz ki, cesaretle söylenmesine gerek yok………
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.