Kepler ya da Newton'un buluşlarını, çeşitli kombinezonlar yüzünden bu buluşların açığa çıkmasına engel olan, bunların yolunu tıkayan bir, on, yüz ya da daha çok kişinin hayatları feda edilmeden insanlık öğrenemeyecekti diyelim. Bu durumda bence, buluşunu tüm insanlığa iletebilmek için Newton'un bu on ya da yüz kişiyi ortadan kaldırmaya
Kendimi iyi hissetmenin değilse bile kötü hissetmemenin muhakkak bir yolu olmalıydı, ölmedik ya ?
Reklam
Hubble'nin büyük keşfi
❝ Bir galaksiden gelen ışık, onu oluşturan milyarlarca yıldızdan çıkan ışığın toplamına eşittir. Işık bu yıldızlardan çıkıp ayrılırken, yıldızların dış katmanlarındaki atomlar tarafından bazı frekanslar ya da renkler emilir. Bunlara ilişkin elde ettiğimiz çizgiler, milyonlarca ışık yılı uzaklardaki yıldızların, Güneş'imizin ve yakınlarımızdaki yıldızların aynı kimyasal elementlere sahip olduklarını öğrenmemizi sağlar. Humason ve Hubble tüm uzak galaksilere ait tayfların kırmızıya döndüğünü, galaksiler ne denli uzaksalar tayftaki çizgilerinin o denli kırmızıya döndüklerini hayretle gözlediler. Sözkonusu kırmızıya dönüşün en iyi açıklanışı Doppler kuralıyla mümkün oluyordu: Galaksiler bizden giderek geriye çekiliyorlardı. Galaksi ne denli uzaktaysa geriye kaçış hızı o denli fazlaydı. Peki, neden galaksiler bizden kaçıyorlar? Evrendeki bizim konumumuzda özel bir durum mu vardı? Acaba Samanyolu Galaksisi gökadalararası kuralları küstahça çiğnemiş miydi? Evrenin genişlediği ve beraberinde galaksileri de götürdüğü daha olası bir yanıttı. Yavaş yavaş anlaşıldı ki, Humason ve Hubble Büyük Patlamayı, evrenin başlangıcım değilse bile tekrar dirilişlerinin en yenisini keşfetmişlerdi. ❞
Şu ana kadar okuduğum en iyi alıntı
İnsanlıkta bulunan çocukça bir içgüdü nedeniyle aramızdaki en kibirli kişinin bile bir insana deli değilse bir Kutsal Baba'ya, ona yol gösterecek bir baba eline ihtiyaç vardır. Bu hangi şekilde ya da biçimde olursa olsun yeter ki dünyanın gizeminde ve karmaşasında bize yol göstersin. Her birinin yaşam rüzgarını yerden kaldırıp daha sonra yere attığı toz taneleriyiz. Daha büyük bir diyeceğim dayanmalıyız, küçük ellerinizi başka bir eli tutmasına izin vermeli çünkü bugün hep belirsiz gökyüzü hep uzak ve yaşam bize yabancı.
Sayfa 167 - Ayrıntı yayınları 4. Basım
Biriyle kavga ettiğimizde, hiç şüphe yok ki, o kişi hakkında olumsuz, mantıksız, kendine zarar verici şekilde düşünürüz. Savunmacı oluruz, hayal kırıklığına uğrarız ve o insanı daha da uzaklaştıracak dayatmalarda bulunuruz. Ama ya bu çarpıtılmış düşünce kalıpları ve işlevsel olmayan davranışlar çatışmanın sadece belirtileriyse, asıl nedenleri değilse?
Sayfa 28
“Oysa belleğimde hiç yaşlanmayacak, tıpkı cenaze töreninde yakama taktığım resminde de olduğu gibi hep gülümseyen, genç bir adam olarak kalacak. Yani iyi mi oldu ölmesi? Hayır canım, ölüm iyi olur mu? Ya ne demek istiyorsun? Yani şu yaşlanmadan yaşlanmış gibi bakan, konuşmaya bile üşenen, suratlarından memnuniyetsizlik akan insanlardan biri olmayacak hiç değilse.”
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.