Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
1505'te VII Henry İngiliz liman kentlerinde şubeleri bulunan kumaş tüccarlarının oluşturduğu cemiyete geniş haklar tanıyan bir imtiyazlar beratı bağışlamış ve onları Company of Merchants Adventurers [Girişimci Tüccarlar Şirketi] bünyesinde toplamıştı. On üçüncü yüzyıldan beri Hansa Birliği ya da Hollandalı ticari şirketlere benzer gevşek bir örgütlenme olarak mevcut bulunan bu cemiyet, eylemde olduğu kadar ilkesel olarak da merkezileşmiş ilk milli ticaret şirketi haline geliyordu. 1564 yılından itibaren bu cemiyetin üyeleri kendilerine "İngiltere'nin Girişimci Tüccarları" adını verecekti. Hansa Birliği ya da o dönemin diğer örgütlenmeleri gibi Girişimci Tüccarlar da iştigal ettikleri ticari alanda tekel hakkı elde etmeye uğraşıyordu. Ne var ki, ticaret yaptıkları ülkelerin krallarından imtiyazlar koparmakla yetinen öteki ticari şirketlerin aksine İngiltere'nin Girişimci Tüccarları her şeyden önce kendi krallarının desteğini garantiye almayı gözetiyordu. Ayrıca onlar cemiyetlerine yalnızca doğma büyüme İngilizleri kabul ediyor ve İngiliz kadınlarla evli olmalarını şart koşuyordu.
Sayfa 36 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Babam Dağıstanlı Muhammed Fâzıl Paşanın bütün hayatına ait kendi ağzından işittiğim ve benim şahit olduğum enteresan hakiki vakaları daima aynen yazmak isterdim. Fakat bir türlü mümkün olmuyordu. Üç sene evvel geçirdiğim mühim bir hastalık sırasında şöyle düşünüyordum: Ölürsem, bu hatıralar da benimle gömülecek, diye çok müteessir olurdum. Şayet
Reklam
geçmiş gecelerden biri durmakta derinde mehtâb... iri güller... ve senin en güzel aksin velhasıl o rü'yâ duruyor yerli yerinde.
...gençlik-sorumsuzluk yaşı o kadar ilerletildi ki, "gençlik bitti" denilen yerde, adam olmak, olgunlaşmak değil, yaşlılık dönemi başlıyor. Üç boyutlu sanal gerçeklik dünyasının oyun ya da porno fantezileri arasında kaybolmuş erkekler, aile sorumluluğunu alabilecek olgunluğa da erişemiyorlar. Üç boyutlu sanal dünyaların içinde bir oyundan başka bir oyuna, bir cinsel fanteziden başka bir cinsel fantaziye yuvarlanırken sanal hatunların kucağında olgunlaşamıyor, adam olmaya fırsat bulamıyorlar. (Araya bir not girelim; üç boyutlu oyun üreticilerinin neredeyse tamamı porno sektörü tarafından satın alınmış durumda.)
Sayfa 148
Thomas Hobbes'tan aktaracak olursak, bu ortaçağ yaşamlarının hepsi çirkin, kaba ve kısaydı -gerçi bunu söylerken İngiliz filozofun aklında sadece toplum dışındaki yaşam vardı, çünkü onun on altıncı yüzyıldaki İngiltere'de artık mevcut olmayan zümreler toplumu deneyimi yoktu. Yine de hoşlarına giden ya da basitçe yaşamaya değer buldukları hayatlarının dar sınırları içinde bile, varoluşsal deneyimleri karşılaştırma yapılamayacak kadar farklıydı. Yiyeceğin bol olduğu zamanlarda bile farklı gıdalar tüketiyorlardı; doğru düzgün kıyafetler bulabildiklerinde bile, doğru düzgün kıyafet farklı sınıflar için farklı bir anlama geliyordu; konuştukları diller her ne kadar birbirlerini anlayabiliyor olsalar da farklıydı; farklı sevinçleri ve tasaları vardı ve kendilerini birbirinin yerine koyamıyorlardı ya da birbirine karşı sempati beslemiyorlardı. Çok yakın tarihlere kadar Batı Avrupa'daki durum buydu ama ilk değişen de o olacaktı.
Sayfa 16 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Geleneğin dediğine bakılırsa her birimiz var oluşumuzun gerçek sebebini ölmeden bir saniye önce anlarmışız, cehennem ya da Cennet işte o an doğarmış. Cehennem, o kısacık anda geriye bakıp hayat denen mucizeye anlam katma fırsatını kaçırmış olduğumuzu anlamakmış. Cennet ise o an, "Hatalarım oldu fakat hiç korkaklık etmedim hayatımı yaşadım,ne yapmam gerekiyorsa yaptım," diyebilmekmiş.
Sayfa 33
Reklam
...her şey her günkü gibiydi. Bu günde, geçmiş gitmiş bunca gün gibi başlamıştı, öyle bitecekti. Tekdüze süre giden hayatımıza ne getirebilirdi ki! Bir şeyler beklemek boşunaydı. Ama bu, her yeni gelen günden bir şeyler beklemek, ya da beklememek, bu işin boşuna olduğunu bilmekle olmaz, yaradılışına bakar insanoğlunun. Kimi insan dünyanın en büyük hayalcisidir sabahları. Neler düşünmez ki! Ne akla sığmaz delilikler! bakarsınız bir aşkı büyütür kafasında, yıllarca sürecek bir karmaşığın düğümü o gün atılacaktır. Belki ne zamandır görmediği, başka bir şehirde yaşayan çok sevdiği bir insanın gelivereceğini, belkide bankada küçücük bir parası varsa, bir ikramiye evi düştüğünü o günün gazetesinde okuyacağını kurar. gazeteyi açar açmaz kocaman harflerle yazılmış adını mürekkebin kokusuyla burnunda duyacaktır. Ya da ne bileyim, işinde gösterdiği başarıdan ötürü bir üst dereceye yükseldiğinin haberini alacağını umar. Ama böyleleri haksızda sayılmaz hani. Böyle şeyler de, benzerleri de her zaman birbirinin benzeri olarak akıp giden günlerden birinde olmamış mıdır?Kimi insanda oralı bile olmaz. Takvimden bir yaprak koparırcasına yaşar gider o günü. Ne hayal eder, ne bir şey..
Sktr orğs şeytan
— Neye yarar o Türk kadını ki tavrından, kibrinden geçilmez. Güya yarım gülüşüyle insanı ihya edecekmiş gibi, bunu bile sakınıp kısarak yüzünden düşen bin parça olur. Hanıma kendini yarandırmak mümkün olamaz. Nazı çekilmez, şakası lezzetsiz... Bilirsin ya a kardeş! Bilirsin ya!
Toplumların ve temel değerlerinin yükseldiğini ve çöktüğünü, genellikle de yükselişlerinin hemen ardından çöktüğünü görmek için binlerce yıl geriye gitmeye gerek yok: On beşinci yüzyıldan yirminci yüzyılın başına kadar Ortadoğu'ya, Arap dünyasına ve Güneydoğu Avrupa'nın büyük kısmına hükmeden Osmanlı İmparatorluğu artık yok. Onun hatırasına bir tek Türkiye sahip çıkıyor ama Türkiye'nin değerleri ve yurttaşlarının varoluşsal deneyimleri Osmanlı toplumundakiler gibi değil. Yalnızca bir asırlık ömrü olan ve komşusu Osmanlılarla aynı tarihlerde dağılan aynı şekilde büyük ve güçlü Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nu neredeyse hatırlayan bile yok. Peki ya Sovyetler Birliği? Onun ancak yetmiş yıl ömrü olacağını kim tahmin edebilirdi? O, özel bir akademik disiplinin konusuydu; büyük bir üniversite biyoloji ya da jeoloji gibi Sovyetoloji olmadan olamazdı -hayat ve yerküre gibi Sovyetler Birliği de ebediyen var olacak bir şey olarak düşünülüyordu. Ama o ne düşüştü öyle!
Sayfa 8 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Neysen o ol. Hakikat olmadan kişi kim ya da ne olduğunu nasıl keşfedebilir?”
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.